Yıl: 2024
-
Şub- 2024 -6 Şubat
-
5 Şubat
-
3 Şubat
Davacı alacaklı tarafından icra takibine geçilebilmesi için hesabın kat edilmesi yeterli olduğunu, kat ihtarnamesinde ödeme için verilen süreden önce icra takibine başlanması halinde bu durumun, sadece faiz hesabında dikkate alınması gerektiği, “güven müessesesi niteliğine sahip Bankanın borçlularına gönderdiği ihtarname ile ödeme için süre tanımasına rağmen, bu süre dolmadan takip başlatmasının iyiniyet ve dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağı” şeklindeki görüşün kabul edilmediği-
Read More » -
3 Şubat
“Tasarrufun iptali davalarında verilen ihtiyati hacizlerden birinin, ilk kesinleşen ihtiyati hacze iştiraki İİK’nın 268. ve 100. maddelerine göre belirlenir.” ilkesi çerçevesinde şikayet dilekçesinde belirtilen deliller kapsamında uyuşmazlık konusu husus olan “şikayetçinin, 1. sıradaki hacze iştirak edip edemeyeceği” İİK’nın 268. ve 100. maddeleri kapsamında gerekçede tartışılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi Dairemizce yerinde bulunmamıştır.
Read More » -
3 Şubat
Kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz istenemeyeceği- İhtiyati hacizler aynı gün kesinleşmiş olduğundan, İİK. 268 uyarınca bedeli paylaşıma konu taşınırlar üzerinde şikayetçi ve şikayet olunanın ihtiyati haciz tarihleri dikkate alınarak sıra cetveline ilişkin bir karar verilmesi gerektiği-
Read More » -
3 Şubat
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvelinde alacaklıların haciz tarihlerine göre sıralanması olduğu, bunun için ilk kesin haciz sahibi alacaklı ve buna iştirak edebilecek diğer alacaklılar belirlenerek hacze iştirak dereceleri ve her derece içinde de sıralar oluşturulacağı- Haciz sıra cetvelinin ilk kesin haciz sahibi alacaklı ve buna iştirak edebilecek diğer alacaklılar nazara alınarak düzenleneceği, ilk kesin hacizden sonraki hacizlerin birbirlerinin hacizlerine iştirak etmeleri gibi bir durum söz konusu olmadığı- Şikayet olunanın alacaklı bulunduğu icra dosyalarındaki ihtiyati hacizlerin, şikayetçi bankanın ikinci sırada yer alan haczine iştirak etmesi gerektiği görüşünün yasal dayanağı olmadığı-
Read More » -
3 Şubat
Tahliye taahhütnamesindeki tanzim ve tahliye tarihlerinin elle tamamlanmasında bir usulsüzlük bulunmadığı- Taahhüdün tanzim ve tahliye tarihleri kısmının boş olarak düzenlenip davacıya verilmiş olduğu kabul edilse bile, kiracı davalı bu şekildeki boşa imza atmakla davacıya istediği tarihi doldurma yetkisi vermiş olduğundan bunun sonucuna katlanması gerektiği- Tarih kısmında “…/…200..” ibaresinin bulunuyor olması nedeniyle bu kısmın sınırlı şekilde 2009 veya 2010 olarak düzenlenebileceği 2011 olarak yazılmasının davalının iradesine uygun düşmediği şeklindeki mahkeme kabulünün hatalı olduğu-
Read More » -
3 Şubat
-
3 Şubat
Alacaklı yanca ödenmeyen kira alacaklarının tahsili ve tahliye amacıyla tedbir kararından sonra takip başlatılmış olup ara kararda belirtilen İİK.’nin 294/1. fıkrası gereği mühletten sonra kira alacaklarına ilişkin takip yapılamayacağından, İlk Derece Mahkemesince; ‘tahliye talebinin reddine’ karar verilmesi gerekeceği-
Read More » -
3 Şubat
650.000,00 TL bedelli senet üzerindeki “iş bu emre muharrer senet aynen döviz cinsi üzerinden ödenecektir” ibaresiyle, 650.000,00 TL’nin ödeme tarihindeki kura göre döviz cinsinden ödeneceğini düzenlediğinden senedin geçerliliğini etkilemeyeceği- “Borçlunun borca itirazı ile çelişen imza inkarı” dinlenmeyeceğinden, borçlunun imza inkarında bulunduktan sonra senedin teminat olarak verildiğini beyan etmekle borca itiraz etmesi halinde artık imza inkarının dinlenmeyeceği-
Read More » -
3 Şubat
Sigortalının; çalışma karşılığı veya başka gelirlerinin olması halinde en az yaşam standardının ve yaşlılık aylığından yapılacak kesinti oranının, yaşlılık aylığı ve gelir toplamına göre belirlenmesi gerekeceği- Yasal düzenlemelerdeki haczedilebilecek sınırı aşarak sosyal devlet ilkesini ihlal edecek şekilde emekli aylığından davalı kurum tarafından yapılan kesintilerin tamamının, kesintilerin yapılmaya başlandığı tarihten itibaren iadesinin gerektiği-
Read More » -
3 Şubat
Asliye hukuk mahkemesinin feshettiği taşınmaz satış ihalesinde satış bedeli davacıya ödenmeseydi, satış bedelinin ödenmesi istemiyle açılacak olan davanın da ihalenin feshini çözmek üzere görevlendirilmiş olan adli yargı yerinde görüleceği, dolayısıyla faize ilişkin kısmın da ana uyuşmazlığı çözmekle görevli yargı yerinde çözümleneceği- Faizin anaparanın eklentisi niteliği taşıdığı-
Read More » -
2 Şubat
-
1 Şubat
İcra takibinin kesinleşmesinden önceki dönemde, mirasın reddedilmiş olduğu hususu maddi hukuka dayalı bir borca itiraz sebebi olup; olayda borçlu tarafından, takibin kesinleşmesinden önce, TMK’nın 606. maddesine göre alınan mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğine ilişkin sulh hukuk mahkemesi kararını, ödeme emri tebliğinden itibaren, yasal yedi günlük sürede icra dairesine bildirilmediği, bu durumda; takibin kesinleşmesinden sonra mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının icra dairesine sunularak hacizlerin kaldırılmasının istenemeyeceği
Read More » -
1 Şubat
-
Oca- 2024 -31 Ocak
Bir yıllık süre içinde haciz talebinde bulunan alacaklının haciz talebini geri alması halinde, yeniden bir yıllık haciz isteme süresinin işlemeye başlamayacağı, alacaklının ancak, ödeme emrinin tebliğinden itibaren işlemeye başlamış olan bir yıllık sürenin, varsa kalan kısmında, yeniden haciz talebinde bulunabileceği- Borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiği ve yasal 1 yıllık süre içinde alacaklının haciz talebinde bulunduğu görüldüğünden, alacaklının haciz isteme hakkı düşmemiş olup İİK. mad. 78/5 gereğince harç alınmasının ve borçlulara yenileme emrinin tebliğe çıkarılmasının gerekmeyeceği, haczin birden fazla yenilenmesinin anılan kuralın uygulanmasını engellemeyeceği-
Read More » -
31 Ocak
İİK.nun 78. maddesinde belirtilen sürelerin geçirilmesi halinde, alacaklının “haciz isteme hakkı”nın düşeceği, bu durumda, alacaklının, yeniden haciz isteyebilmek için yenileme talebinde bulunması ve bu talebin borçluya tebliğ edilmesi gerekeceği, ilâma dayalı olmayan takiplerde, yenileme talebi üzerine harç alınacağı-
Read More » -
30 Ocak
-
30 Ocak
-
30 Ocak
-
30 Ocak
-
30 Ocak
İcra müdürünün haciz talebini yerine getirme konusunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmadığının kabulü gerekir (HGK’nın 31.03.2004 tarih 2004/12-202 E., 196 sayılı kararı) Ancak kural bu olmakla birlikte, İİK’nın 82. maddesine, 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile eklenen ve son fıkrada yer alan; “İcra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulüne veya reddine karar verir” hükmü karşısında, icra memuruna tanınan takdir hakkı, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığına ilişkin olup somut olayda icra memurunun mal kaçırma riski olmadığını gerekçe göstererek haciz talebini yerine getirmemiş olduğundan anılan madde kapsamında takdir hakkı kullandığından söz edilemez.
Read More » -
27 Ocak
-
27 Ocak
-
25 Ocak
-
24 Ocak
-
23 Ocak
-
23 Ocak
İİK’nın 45. maddesi asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tâbi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır. Bir diğer anlatımla, İİK’nın 45. maddesi asıl borçlu için getirilmiş bir kural olup, kefiller hakkında uygulanmaz.
Read More » -
23 Ocak
Düzenlediği teminat mektubuna ilişkin bankanın borcu, riskin gerçekleşmesinden sonra bankadan ödeme talebinde bulunulmasıyla muaccel hale gelecektir. Teminat mektubunun paraya çevrilmesi için ilk talep 28.03.2000 tarihli olsa da teminat mektubu üzerindeki tedbir kararı ilamın kesinleştiği 25.04.2006 tarihine karar devam edeceğinden ve paraya çevirme mümkün olmayacağından teminat mektubunu düzenleyen banka ve bankanın külli halefi olan şikayetçi banka yönünden bu tarihe kadar borcun muaccel hale gelmesi söz konusu olmayacaktır.
Read More » -
23 Ocak
-
22 Ocak
Dava konusu eser sözleşmesine ilişkin ayıp iddiasına ilişkin uyuşmazlığın Arabuluculuk dosyasında “anlaşmayla” sonlandığı, ilam niteliğindeki anlaşma belgesini hükümleri doğrultusunda taraflar arasında başka bir ihtilafın kalmadığı, böylelikle uyuşmazlık konusu mezkur kazanın arabuluculuk faaliyeti ile sonlandırılmış olduğu ve Arabuluculuk Kanunu mad. 18/5 gereğince yeniden dava açılmasının mümkün olmadığı, davanın açılmasında hukuki yarar dava şartının bulunmadığı-
Read More » -
22 Ocak
İcra müdürlüğünce “tahliye talebi” içermeyen takip talebine dayalı olarak örnek 13 ödeme emri gönderilemeyeceği, gönderilse bile alacaklının, böyle bir ödeme emrine dayanarak taşınmazın tahliyesini isteyemeyeceği- Davalı borçlu kiracının ödeme olgusunu ispat edemediği, uyarlama davasının, icra hukuk mahkemesindeki itirazın kaldırılması davasında bekletici mesele yapılması savunmasının, tahsil talebine konu edilen kira dönemi ve icra hukuk mahkemesinin özel yargılama usulü dikkate alındığında yerinde olmadığı-
Read More » -
22 Ocak
Dairemizce arabuluculuk anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesine ilişkin davalarda haklı çıkan taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2.kısım 1.bölüm 1-a bendinde düzenlenmiş; duruşmasız olarak sonuçlandırılan “Görülmekte olan bir dava içinde olmamak koşulu ile ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, delillerin tespiti, icranın geri bırakılması, ödeme ve tevdii yeri belirlenmesi işleri için” öngörülen avukatlık ücretinin kıyasen uygulanması ve bu miktar kadar avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Read More » -
22 Ocak
Her ne kadar davacı vekili tarafından takipte birikmiş nafakanın talep edildiği, her ay devam eden nafaka talebi bulunmadığından ve yapılan dosya kapak hesabına göre nafaka borcu ödendiğinden dosyanın kapatılması ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkin taleplerinin reddi yönündeki icra müdürlüğünün 11/10/2022 tarihli kararının iptali talep edilmiş ise de, takip talebinde borcun sebebi olarak ” İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/25 Esas 1. Celse ara kararı ” yazıldığı yine alacaklı vekilinin 26/01/2022 tarihli dilekçesi uyarınca her ay devam nafaka taleplerinin bulunduğu, ayrıca İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/25 Esas dosyasında 01/02/2022 tarihinde karar verildiği ve verilen kararda tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar aynen devamına karar verildiği anlaşılmakla, takibin devam eden aylar nafakasını da kapsadığı, bu nedenle icra müdürlüğünün red kararının ve bu karara ilişkin şikayet sonucunda mahkemenin şikayetin reddi kararının yerinde olduğu
Read More » -
22 Ocak
-
20 Ocak
TMK mad. 328 göre, anne ve babanın çocuğuna bakma mükellefiyetinin çocuğun reşit olmasıyla sona ereceği, çocuk reşit olduktan sonra eğitimine devam ediyorsa, bu takdirde, yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabileceği, çocuğun reşit olduğu tarihe kadar dosya borcunun bilirkişi aracılığı ile hesaplanarak, çocuk reşit olduktan sonra ise nafaka alacağının sadece anne yönünden devam edeceği göz önünde bulundurularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Read More » -
20 Ocak
İlama istinaden yapılan takipte velayeti anneye verilen müşterek çocuk alacaklı sıfatı ile ilam gereği birikmiş iştirak nafakası talebinde bulunmuş olup iştirak nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup reşit olan müşterek çocuğun birikmiş iştirak nafakası alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece taleple bağlı kalınarak takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Read More » -
20 Ocak
-
20 Ocak
-
19 Ocak
ihalenin feshini isteyenin borçlu konumunda olduğu, takip dosyasında yer alan ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin, borçlunun yurt dışı adresi olduğu ve takip dosyasında ihalenin feshini isteyen borçlu tarafından kabul edilen bir yurt içi adresi bulunmadığı anlaşıldığından, yasanın aradığı anlamda ihalenin feshini isteyen borçludan, yurt içinde adres bildirme şartı aranmalıdır. İ
Read More » -
19 Ocak
7201 Sayılı Yasa’nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, ancak yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 Sayılı Kanun’a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, kişiye önce bilinen son adresi esas alınarak tebligat yapılması zorunludur.
Read More » -
19 Ocak
Mahkemece yapılacak iş; icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı, bir başka ifadeyle memur işleminin doğru olup olmadığını denetlemektir. Dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile, icra müdürünün kıymet takdiri yaptırdığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetler.
Read More » -
19 Ocak
Borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile, elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup, aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapamaz. Aksi halde aynı alacak için aynı borçluya karşı derdest bir icra takibi var iken mükerrer olarak ikinci bir takibin yapılması söz konusu olur. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayete tabidir.
Read More » -
19 Ocak
İİK’nın 36. maddesi uyarınca tehiri icra kararı almak üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat, ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği kuşkusuz olduğu gibi, hacizlerin devam etmesi İİK’nın 85/son maddesiyle de bağdaşmayacaktır.
Read More » -
19 Ocak
İcra müdürlüğünün İİK’nın 120. maddesine göre yetki belgesi verilmesine ilişkin kararı ile yetki belgesinin iptali istemleri bir hakkın yerine getirilmemesi, sebepsiz sürüncemede bırakılması veya kamu düzenine aykırılık niteliği taşımadığından İİK’nın 16/1. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresine tabidir. Öte yandan yetki belgesi verilmesi yönündeki başvurunun, icra müdürlüğünce reddedilmesi halinde anılan ret kararının iptali istemi bir hakkın yerine getirilmemesi niteliğinde olup İİK’nın 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayet konusudur.
Read More » -
19 Ocak
ilamsız icra takiplerinde mükerrerlik iddiası, borca itiraz niteliğinde görülerek, bu itirazın İİK’nın 62. maddesi gereğince icra dairesine yapılması gerektiğine dair görüş istikrarlı şekilde uygulanmış ise de, derdestliğin HMK’da dava şartı olarak düzenlenmesine ve bu hususun Yargıtay Büyük Genel Kurulunun içtihadı birleştirme kararı ile de benimsenmesine paralel olacak şekilde görüş değişikliğine gidilerek, icra takibinin ilamlı ya da ilamsız olduğuna bakılmaksızın, mükerrer takibin iptali talebinin, takip şartı olarak değerlendirilmesi ve buna bağlı olarak icra mahkemesine şikayet yolu ile getirileceği, söz konusu şikayetin ise süresiz olarak ileri sürülebileceği sonucuna varılmıştır.
Read More » -
19 Ocak
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için, bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir
Read More » -
19 Ocak
-
19 Ocak
İcra müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen taşınmazı takip tarihinden önce satın alan yeni malike icra emri gönderilmemesi ve dolayısı ile taşınmazın yeni malikine itiraz ve defilerini ileri sürme hakkı verilmemesi yasaya aykırıdır. Bu eksiklik ancak HMK’nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, taşınmazı takip tarihinden önce ipotekle yükümlü olarak satın alan kişiye karşı ek takip talebinde bulunulup icra emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabilir. Bu husus takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilir.
Read More » -
19 Ocak
İhalenin feshini isteyen kişinin talebinin icra mahkemesince dinlenebilmesi için şikayetçinin, gerçekleştiğini iddia ettiği fesih sebebinin kendi menfaatlerini ihlal ettiğini ispat etmesi zorunludur. Zarar unsurunun gerçekleşmemesi halinde şikayetçinin ihalenin feshini istemesinde hukuki yararı bulunmayıp, icra mahkemesince, yapılacak ilk inceleme sonucunda, ihalenin feshini isteyen kişinin ihalenin feshedilmesinde hukuki yararı bulunmadığı kanısına varılırsa ihalenin feshi talebi esasa girilmeden usulden reddedilmelidir.
Read More »