Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi Ş. Başkan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
İstanbul 10. İcra Müdürlüğü’nün 2015/5449 Esas sayılı dosyasında borçlu Ş….Tekstil Sanayi Ve Ticaret Ltd.Şti. aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, ipotekli taşınmazın ihale bedelinin takip alacağını karşılamaması üzerine, 13/11/2019 tarihinde düzenlenen rehin açığı belgesinde ipotek veren-şikayetçi H. D.’ın borçlu olarak yer aldığı ve bu belgeye dayalı olarak İstanbul 8 İcra Müdürlüğünün 2019/41482 Esas sayılı dosyasında aleyhine icra takibine başlandığı, ipotekli taşınmaz maliki olduğundan hakkında rehin açığı belgesi düzenlenemeyeceğini de ileri sürerek takip dosyasından ödeme emri veya icra emri gönderilmeksizin doğrudan haciz uygulanmasına yönelik müdürlük işlemlerinin iptali ve kötü niyet tazminatı istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2015/5449 esas sayılı dosyasında şikayetçi aleyhine 06.01.2020 tarihinde rehin açığı belgesi düzenlendiği, düzenlenen bu belgenin İİK.152 md. aykırı olduğu, alacaklı vekilinin İstanbul 8. İcra Dairesinin 2019/41482 esas sayılı dosyasında 09.01.2020 tarihinde vermiş olduğu talep dilekçesinde şikayetçi hakkında düzenlenen rehin açığı belgesinin sehven hazırlandığının bildirildiği, şikayetçi hakkında uygulanan tüm hacizlerin fekkini talep ettiği, bu talebin icra müdürlüğünce kabul edildiği görüldüğünden, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinafın esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
İpotekli taşınmaz maliki üçüncü kişinin sorumluluğu, ipotekli taşınmaz ile sınırlıdır. Bu nedenle, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla taşınmazın satılması halinde sorumluluğu kalmayacağından, bir diğer anlatımla borçtan şahsen sorumluluğu söz konusu olmadığından, hakkında İİK.nun 152.maddesi uyarınca rehin açığı belgesi düzenlenemez. Bu maddeye göre düzenlenen rehin açığı belgesi ile ancak asıl borçlu aleyhine takip yapılması mümkün olup, borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz maliki 3. kişinin mal varlığına başvurulamaz.
Kötü niyet tazminatının uygulama alanı olayda bulunmamaktadır. Nitekim, alacaklı vekilinin İstanbul 8. İcra Dairesinin 2019/41482 esas sayılı dosyasında 09.01.2020 tarihinde vermiş olduğu talep dilekçesinde şikayetçi hakkında düzenlenen rehin açığı belgesinin sehven hazırlandığının bildirilmiş olmasına dayanılarak konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiş olsa da; yasaya aykırı bir şekilde alınmış olan rehin açığı belgesinin ve başlatılan takibin de iptali gerekir. O halde, mahkemece, şikayetin kısmen kabulü ile takip dayanağı olan yasaya aykırı rehin açığı belgesinin ve takibin davacı ipotek borçlusu yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken, istem hakkında hacizlerin kaldırıldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Şikayetçinin temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin istinaf talebinin esastan reddine ilişkin 14.04.2021 tarih ve 2020/1810 E. – 2021/1260 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve İstanbul 29. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 16/06/2020 tarih, 2019/1098 E. – 2020/287 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de, Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 20/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
12. HD. 20.12.2021 T. E: 6305, K: 11636