1. Taraflar arasındaki “şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Ankara 11. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin reddine ilişkin karar borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda onanmasına karar verilmiş, borçlu vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. İNCELEME SÜRECİ
Borçlu İstemi:
4. Borçlu vekili 06.06.2014 tarihli şikâyet dilekçesinde; alacaklı tarafından müvekkili Türkiye Modern Pentatlon Federasyonu aleyhine yapılan icra takibinde borçlu Federasyonun banka kayıtlarına ve tüm alacaklarına haciz konulduğunu, bu işlemin hukuka aykırı olması nedeniyle şikâyet yoluyla iptalini istediklerini, Ankara 12. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 14.03.2012 tarihli ve 2012/211 E., 2012/268 K. sayılı kararı ile şikâyetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiğini, alacaklı vekilinin temyizi üzerine mahkeme kararının Özel Dairece onandığını, icra dosyasının takip edilmediği için işlemden kaldırılması üzerine alacaklı vekilinin talebiyle yenilenerek 2014/6291 esasına kaydedildiğini, icra dosyası içerisinde haciz işleminin iptaline ilişkin mahkeme kararı olmasına rağmen aynı taleple yeniden işlem yapıldığını ve müvekkili Federasyonun alacakları üzerine haciz konulduğunu ileri sürerek müvekkili Federasyonun alacakları üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Alacaklı Cevabı:
5. Alacaklı vekili 11.06.2014 tarihli cevap dilekçesinde; 22 Nisan 2014 tarihli ve 28980 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Modern Pentatlon Federasyon Başkanlığı Ana Statüsünün “Federasyonun Gelirleri” başlıklı 29. maddesinin (ğ) bendinde reklam ve yayın gelirlerinin varlığından söz edildiğini, borçlu Federasyon gibi tüm Federasyonların Spor Toto Teşkilat Başkanlığı ile reklam sözleşmesi imzaladığını ve yıl içerisinde düzenleyecekleri ulusal ve uluslararası faaliyetlerin yapılacağı alanlarda Teşkilat Başkanlığının reklamlarının ver alması karşılığında reklam geliri elde edildiğini, bu gelir kaleminin haczedilebilir alacak kalemi niteliğinde olduğunu, Anayasa Mahkemesi kararı ile Spor Kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki “Kamu Kurum ve Kuruluşlarına ait alacaklar hariç olmak üzere, spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilatı Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacakları haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik edilemez” biçimindeki (3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanununun ek-9 maddesinin) 20. fıkra hükmünün iptal edildiğini, özerk federasyonların devlet tüzel kişiliği içindeki genel ve katma bütçeli daireler olmadığını savunarak şikâyetin reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararı:
6. Ankara 11. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 11.12.2014 tarihli ve 2014/475 E., 2014/1078 K. sayılı kararı ile; mahkemenin bir başka şikâyette Anayasaya aykırılık iddiasını ciddi bularak itirazen iptal talebinde bulunduğu, Anayasa Mahkemesinin 22.03.2013 tarihli ve 2013/35 E. sayılı dosyasında 06.06.2013 tarihli duruşmada 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un ek 9. maddesine 6215 sayılı Kanun’un 10. maddesiyle eklenen 20. fıkrasındaki “Kamu kurum ve kuruluşlarına ait alacaklar hariç olmak üzere, spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacakları haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik edilemez” şeklindeki düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğundan oy birliği ile iptaline karar verildiği, Anayasa Mahkemesinin kararlarının kesin olduğu ve yargıyı bağladığı, şikâyetçi borçlunun talebine mesnet kanun maddesinin iptal edildiği gerekçesi ile şikâyetin reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7.1. Ankara 11. İcra (Hukuk) Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
7.2. Yargıtay 12. Hukuk Dairesince 27.04.2015 tarihli ve 2015/1580 E., 2015/11281 K. sayılı kararı ile; borçlu vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan kararın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 366 ve 1086 sayılı Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 438. maddesi uyarınca onanmasına oy çokluğu ile karar verilmiştir.
7.3. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen onama kararına karşı süresi içinde borçlu vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
7.4. Yargıtay 12. Hukuk Dairesince 08.10.2015 tarihli ve 2015/19834 E., 2015/23721 K. sayılı kararı ile; “…Şikâyetçi borçlu Türkiye Modern Pentatlon Federasyonu İcra Mahkemesine başvurusunda; Federasyonun alacaklarının üzerine daha önce haciz konulduğunu, şikâyet üzerine İcra Mahkemesince haczin kaldırıldığını, bilâhare icra dosyasının yenilenerek yeniden alacak haczi yapıldığını, federasyon mallarının Devlet malı hükmünde olduğundan bahisle haczin kaldırılması talebinde bulunmuştur.
3289 sayılı Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 6218 sayılı Kanunun 10. maddesi ile değişik Ek-9 maddesinin 1. fıkrasına göre: “genel müdürlük tarafından bağımsız spor federasyonlarına yapılan yardımlar ile genel müdürlük bütçesinden bu federasyonlara tahsis edilen kaynaklar kullanılarak edinilen her türlü taşınır ve taşınmazlar edinim amacı dışında kullanılamaz ve genel müdürün izni alınmadan 3.kişilere satılamaz ve devredilemez, genel müdürlük tarafından yapılan yardımlar ve tahsis edilen kaynaklar kullanılarak alınan taşınmazların mülkiyeti genel müdürlüğe ait olur, bu taşınmazlar genel müdürlüğün mevzuatı çerçevesinde kullanılır, federasyon malı Devlet malı hükmündedir haczedilemez”. Bu bağlamda, fedarasyonun üçüncü kişide bulunan alacakları da haczedilemeyecek mal kapsamındadır.
Anayasa Mahkemesinin 22.11.2013 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6.6.2013 tarihli ve 2013/35 E. – 2013/75 K. sayılı kararı, anılan hükme ilişkin olmayıp, 3289 sayılı Kanun’un ek-9 maddesine 29.3.2011 tarihli 6215 sayılı Kanunun 10. maddesi ile eklenen “Kamu kurumu ve kuruluşlarına ait alacaklar hariç olmak üzere, spor klüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacakları haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik edilemez” biçimindeki 20. fıkrasıdır.
Somut olayda, aynı icra dosyasından borçlu federasyona ait banka mevduat hesaplarındaki paraya konulan haczin Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 14.03.2012 tarihli ve 2012/211 E. – 2012/268 K. sayılı kararı ile kaldırıldığı ve bu kararın kanun yolundan geçmek sureti ile kesinleştiği, daha sonra icra dosyasının yenilenerek 27.3.2014 tarihinde borçlunun Spor Toto Teşkilatı Başkanlığındaki alacaklarına İİK’nın 89/1. maddesi uyarınca konulan haczin şikâyet konusu yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen yasa hükmü uyarınca, borçlu federasyonun alacağı da Devlet malı hükmünde olup haczedilemeyeceğinden şikâyetin kabulüne karar verilmesi gerekirken somut olayda uygulama yeri olmayan 3289 sayılı Kanun’un ek-9 maddesine 6215 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile eklenen 20. fıkrasının Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi gerekçe gösterilerek şikâyetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup mahkeme kararının açıklanan nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir…” gerekçesi ile borçlunun karar düzeltme istemi kabul edilerek mahkeme kararı bozulmuştur.
Direnme Kararı:
8. Ankara 11. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 11.02.2016 tarihli ve 2015/1312 E., 2016/129 K. sayılı kararı ile; Özel Daire ile mahkeme arasındaki görüş ayrılığının Spor Toto Teşkilat Başkanlığının kulüplerin isim haklarının haczedilip haczedilemeyeceğinden kaynaklandığı, genel olarak federasyonun mallarının ve bu arada hesaplarının da devlet malı olduğu ve haczedilemeyeceğinin tartışmasız olduğu, tartışma konusunun kulüplerin federasyondan alacaklarının mutlak haczedilmezlik zırhından yararlanıp yararlanamayacağından kaynaklandığı, isim haklarının bu mutlak haczedilemezlik kuralından yararlanamayacağının Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edildiği, reklam geliri olarak kullanılan hesabın da haczedilmezlik kuralından faydalanamayacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
9. Direnme kararı süresi içinde borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
10. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; şikâyetçi borçlu Türkiye Modern Pentatlon Federasyonunun alacaklarının haczedilip haczedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
11. Kural olarak, borçlunun malvarlığını teşkil eden mal, alacak ve hakları, alacaklılarına karşı bir tür teminat teşkil eder ve bu nedenle borçlunun alacaklıları tarafından borç için haczettirilebilir. Haciz cebri icra organı tarafından yapılan devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara, icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır. İİK’nın 85. maddesinin 1. fıkrasına göre icra dairesince, borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana para, faiz ve masraflar da dâhil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczedilir. İİK’nın 85. maddesinin 2. fıkrası borçluya ait olup da üçüncü kişi elinde olan malların da haczedilebileceğini öngörmektedir.
12. Haczin konusu, borçlunun taşınır ve taşınmaz malları, üçüncü kişilerdeki alacakları ve diğer malvarlığı haklarıdır (B., K.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 410).
13. Borçlu mallarından kasıt, borçlunun malvarlığına dahil olan değerlerdir. Malvarlığı aktif ve pasif olmak üzere iki kısımdan meydana gelir. Malvarlığının aktifi denilince, taşınır ve taşınmaz mallar, alacak hakları ve diğer haklar anlaşılır. Borçlar ise malvarlığının pasif kısmını oluşturur (Muşul, T.: İcra ve İflas Hukuku, C. 1, 5. Baskı, Ankara 2013, s. 581).
14. Borçlunun üçüncü kişilerdeki mal ve alacaklarının haczi ise İİK’nın 89. maddesinde düzenlenen prosedür ile mümkündür. Buradaki alacaktan maksat, borçlunun bir kıymetli evraka bağlı olmayan, yani hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senede bağlı bulunmayan alacaklardır (Kuru, s. 460).
15. İİK’nın 82. maddesinde haczedilemeyecek mallar ve haklar düzenlenmiştir. Maddî hukuka göre başkasına devri yasak olan mal, alacak ve haklar (mesela münhasıran şahsa bağlı haklar, TMK m. 23 gibi) haczedilemez. Ayrıca özel kanunlarında haczedilemeyeceği yazılı olan mal, alacak ve haklar da haczedilemez.
16. İİK’nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendinde ”Devlet Malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar haczedilemez.” hükmü yer almaktadır. Bu hükmün konuluş nedeni, 15.01.1947 tarihli ve 1947/14-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında “Bu hüküm, kamu hizmetlerinin düzenli ve aralıksız bir tarzda yürütülmesini sağlamak amacını güder. Devletin kendisine ait borcu ödemesi zorunluluğu, devlet kamu kişiliğinin saygınlık ve onuru gereği bulunmakta, devletten alacaklı bulunan kişilerin kovuşturma yollarına başvurmalarına lüzum ve ihtiyaç bulunmayacağı aşikardır. Kaldı ki kamu hizmetlerinin görülmesine ayrılmış olan malların hacze konu olabilecelerini düşünmek, Devletin yerine getirmekle görevli bulunduğu hizmetlerin ifa vasıtalarını ortadan kaldırmak gibi arzu edilmeyen bir netice doğurur” biçiminde açıklanmıştır.
17. Devleti niteleyen egemenliğin, buna karşı zor kullanılması ile bağdaşmaz. Zor kullanılması devlete tanınan bir yetki olduğundan bu yetkinin Devletin kendisine karşı kullanılması düşünülemez. Öğretide Devlet mallarının haczedilemeyeceği hükmünün Devletin borçlarını kendiliğinden ve zamanında ödeneceği varsayımından, Devlete güvenin sarsılmaması ve kamu yararının üstün tutulması nedeniyle konulduğu belirtilmektedir (A., R./ Y., E./ Taşpınar, S. T./ Hanağası, E.:İcra ve İflas Hukuku, Ankara 2020, s. 282). Anayasa Mahkemesi de Devlet malının haczedilemeyeceği kuralını Anayasaya aykırı bulmamıştır (Anayasa Mahkemesinin 21.10.1992 tarihli ve 1992/13 E., 1992/50 K. sayılı kararı).
18. Devlet malları 1050 sayılı Genel Muhasebe Kanunu’nun 2. maddesine göre, gerek kamu hizmetine doğrudan doğruya tahsis edilmiş bulunan, gerek sağladığı mali yarar vesaire dolayısıyla faydalanılan bütün mallardır (Y., E.: Devlet Malları Hak ve Rüçhanlığına Sahip Malların haczedilememesi, Prof. Dr. Y. Karayalçın’a 65. Yaş A.ı, Ankara 1988, s. 601-611). Söz konusu maddeye göre Devlet malları; Devletçe konulan ve toplanan vergiler ve resimler ile her türlü taşınır ve taşınmaz mal ve bunların kira geliri ve satış giderlerinden oluşmaktadır.
19. 1050 sayılı Genel Muhasebe Kanunu, 10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 81. maddesi ile kaldırılmıştır. 5018 sayılı Kanun’un 3/g maddesinde “Kamu kaynakları: Borçlanma suretiyle elde edilen imkânlar dahil kamuya ait gelirler, taşınır ve taşınmazlar, hesaplarda bulunan para, alacak ve haklar ile her türlü değerleri,” ifade ettiği, 3/i maddesinde ise “Kamu geliri: Kanunlarına dayanılarak toplanan vergi, resim, harç, fon kesintisi, pay veya benzeri gelirler, faiz, zam ve ceza gelirleri, taşınır ve taşınmazlardan elde edilen her türlü gelirler ile hizmet karşılığı elde edilen gelirler, borçlanma araçlarının primli satışı suretiyle elde edilen gelirler, sosyal güvenlik primi kesintileri, alınan bağış ve yardımlar ile diğer gelirleri,” kapsadığı açıklanmıştır. Anılan hükümlerden Devlet malı kavramının taşınmaz ve taşınırlar ile bütün hak ve alacakları kapsadığı anlaşılmaktadır.
20. İİK’nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendindeki düzenlemeye göre “Devlet Malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar haczedilemez.” Hangi malların Devlet malı sayılacağı ve haczedilemeyeceği 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu esas alınarak belirlenir. Anılan Kanuna ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli kamu idarelerinin malları Devlet malı olarak kabul edilir. Bu idareler dışında Kanuna ekli (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici Kurumlar ve (IV) sayılı cetvelde yer alan Sosyal Güvenlik Kurumları ile Mahalli İdarelerin malları özel Kanunlarında haczedilmezlik konusunda hüküm var ise haczedilemez. Bazı kamu tüzel kişilerinin kuruluş Kanunlarında kamu tüzel kişisine ait maların Devlet malı sayılacağı hükme bağlanmıştır (Örneğin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 111. maddesinin son fıkrası, 1164 sayılı Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un 17. maddesi). Özel hukuk hükümlerine tabi olan bazı kamu tüzel kişilerinin malları İİK’nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendi anlamında Devlet malı olarak sayılmış ve haczedilemeyeceği kabul edilmiştir. Devletin ve kamu tüzel kişilerinin mallarının haczedilemeyeceği kuralı kamu düzenine ilişkin olduğundan bu malların haczedilmesi hâlinde bunların haczedilemeyeceği hususu süresiz şikâyet yolu ile ileri sürülebilir (A./ Y./ Taşpınar/ Hanağası, s. 283).
21. 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu’nun 12.04.2011 tarihli ve 6215 sayılı Kanun ile değişik ek-9. maddesinin 1. fıkrası “…Spor dalı ile ilgili faaliyetleri ulusal ve uluslararası kurallara göre yürütmek, gelişmesini sağlamak, sporcu sağlığı ile ilgili konularda gerekli önlemleri almak, teşkilatlandırmak, federasyonu uluslararası faaliyetlerde temsil etmek ve Tahkim Kurulu kararlarını uygulamakla görevli ve yetkili, özel hukuk hükümlerine tabi bağımsız spor federasyonları kurulur. Federasyonlar, Cumhurbaşkanı kararı ile kurulur ve kararın Resmi Gazetede yayımlanması ile tüzel kişilik kazanır. Bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyen federasyonların tüzel kişilikleri bu maddede belirtilen usulle iptal edilir ve mal varlıkları Gençlik ve Spor Bakanlığına devredilir. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından bağımsız spor federasyonlarına yapılan yardımlar ile Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinden bu federasyonlara tahsis edilen kaynaklar kullanılarak edinilen her türlü taşınır ve taşınmazlar edinim amacı dışında kullanılamaz ve Gençlik ve Spor Bakanlığı izni alınmadan üçüncü kişilere satılamaz ve devredilemez. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yapılan yardımlar ve tahsis edilen kaynaklar kullanılarak alınan taşınmazların mülkiyeti Gençlik ve Spor Bakanlığına ait olur. Bu taşınmazlar Gençlik ve Spor Bakanlığının mevzuatı çerçevesinde kullanılır. Federasyon malları Devlet malı hükmündedir, haczedilemez. Federasyon faaliyetlerinde görevli bulunanlar, görevleriyle ilgili olarak işlemiş oldukları suçlar bakımından kamu görevlisi sayılır…” hükmünü içermektedir.
22. Bu açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesinde; alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile takipte borçlu Türkiye Modern Pentatlon Federasyonu’nun hak ve alacakları üzerine 20.01.2012 tarihinde haciz konulduğu, borçlunun şikâyet yolu ile icra mahkemesine başvurması üzerine Ankara 12. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 14.03.2012 tarihli ve 2012/211 E., 2012/268 K. sayılı karar ile borçlu Federasyonun mallarının 3289 sayılı Kanun’un 6215 sayılı Kanun ile değişik ek-9 maddesi uyarınca devlet malı hükmünde olduğu gerekçesi ile şikâyetin kabulü ile borçlu Federasyonun mallarına konulan haczin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin temyizi üzerine mahkeme Özel Dairenin 22.11.2012 tarihli ve 2012/14088 E., 2012/34529 K. sayılı kararı ile onanmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin karar düzeltme talebinin Özel Dairenin 12.03.2013 tarihli ve 2013/1383 E., 2013/9040 K. sayılı kararı ile reddine karar verildiği, 26.03.2014 tarihinde alacaklı vekilinin takipsizlik nedeni ile işlemden kaldırılan icra dosyasının yenilenmesini talep ettiği, 27.03.2014 tarihinde alacaklının talebi ile borçlunun hak, alacak ve hesaplarının haczi için Spor Toto Teşkilatı Başkanlığına İİK’nın 89. maddesinin 1. fıkrasına göre haciz ihbarnamesi gönderildiği anlaşılmaktadır.
23. Şu hâle göre 3289 sayılı Gençlik Ve Spor Hizmetleri Kanunu’nun 12.04.2011 tarihli ve 6215 sayılı Kanun ile değişik ek-9. maddesinin 1. fıkrası uyarınca borçlu Türkiye Modern Pentatlon Federasyonu’nun malları Devlet malı hükmünde olup haczedilemez. Borçlu Federasyonun üçüncü kişi de bulunan alacakları da haczedilemeyecek mal kapsamında olduğundan şikâyetin kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. Hukuk Genel Kurulunun 25.03.2015 tarihli ve 2013/12-1705 E., ve 2015/1085 K. sayılı kararında da Türkiye Yüzme Federasyonu Başkanlığının üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacaklarının haczedilmezlik şikâyetinde aynı hususlar benimsenmiştir.
24. Anayasa Mahkemesinin 22.11.2013 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 06.06.2013 tarihli ve 2013/35 E., 2013/75 K. sayılı kararı, 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu’nun ek-9 maddesine 12.04.2011 tarihli ve 6215 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile eklenen “Kamu kurumu ve kuruluşlarına ait alacaklar hariç olmak üzere, spor klüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacakları haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik edilemez” biçimindeki 20. fıkrasına ilişkin olup, bu düzenleme spor klüpleri ile ilgilidir. Oysa haczedilmezlik şikâyetinin konusu Türkiye Modern Pentatlon Federasyonunun üçüncü kişi olan Spor Toto Teşkilatı Başkanlığında olan hak ve alacaklarıdır.
25. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; İİK’da mal ve alacak kavramlarına ayrı kavramlar olarak yer verildiği, 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu’nun ek 9. maddesinde düzenlenen haczedilmezliğin menkul ve gayrimenkul mallarla sınırlı olduğu, bunun dışında hak ve alacakların da haczini sınırlayan bir hükme yer verilmediği, bu nedenle borçlu federasyonun üçüncü kişi Spor Toto Teşkilatından doğmuş reklam gelirlerinin haczi için haczi ihbarnamesi gönderilmesinde yasaya uymayan bir yön bulunmadığı, direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
26. Diğer taraftan, şikâyetçi borçlunun unvanı Türkiye Modern Pentatlon Federasyonu olmasına karşın, gerekçeli karar başlığında Türkiye Modern Pentatlon Pederasyonu olarak yazılmış ise de bu yanlışlık mahallinde düzeltilebilir bir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
27. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
28. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine,
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile eklenen geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.11.2020 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
İİK’nın 82. maddesinde haczi caiz olmayan mallar ve haklar ayrı ve açık olarak sıralanmış, ilk fıkrada devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmayan mallar ve haklar denildikten sonra borçlunun haczedilmeyecek mal ve eşyalarını tazminat ve ikramiyelerini, burslarını vs sıralayarak mal ve hakları ayrı ayrı hükme bağlamıştır. Hacizle ilgili bir diğer madde olan İİK 89. maddesinde de “Alacaklar ve üçüncü şahıs elinde haczedilen mallar” başlığı altında borçlunun bu nitelikteki alacaklarının haciz usulü açıklanırken alacaklar ve mallar ayrımına gidilmiştir. Aynı kanunun 106/2. maddesinde ise “paraya çevirme” başlığı altında satış talebi için müddetler belirlenirken taşınır ve taşınmaz mallar için yapılan belirlemeden sonra borçlunun üçüncü şahıstaki alacaklarına ikinci bentte ayrıca yer verilerek bu alacaklar satış isteme (haczedilen para alacakları için paranın dosyaya istenme süresi) olarak menkullerle aynı hükme tâbi olduğu bildirilmiştir. Bu durum sadece satış süresine ilişkin olup 106. madde dahil yasanın genelinde mal ve alacak kavramlarına ayrı kavramlar olarak yer verilmiştir.
3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanununun Bağımsız Spor Federasyonları ile ilgili Ek Madde 9’a 6215 sayılı Yasanın 10. maddesi ile getirilen değişik birinci fıkrada “Spor dalı ile ilgili faaliyetleri ulusal ve uluslararası kurallara göre yürütmek, gelişmesini sağlamak, sporcu sağlığı ile ilgili konularda gerekli önlemleri almak, teşkilatlandırmak, federasyonu uluslararası faaliyetlerde temsil etmek ve tahkim kurulu kararlarını uygulamakla görevli ve yetkili özel hukuk hükümlerine tabi bağımsız spor federasyonları kurulur. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından bağımsız spor federasyonlarına yapılan yardımlar ile Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinden bu federasyonlara tahsis edilen kaynaklar kullanılarak edinilen her türlü taşınır taşınmaz mal edinim amacı dışında kullanılmaz… satılamaz…devredilemez. Federasyon malları devlet malı hükmündedir, haczedilemez” düzenlemesine yer verilmiştir. Madde kapsamından da anlaşılacağı üzere federasyonlar özel hukuk hükümlerine tabi ve özerk bütçeli kuruluşlardır. Kamu Mali Kontrol Kanunu ekinde yer verilen Genel ve Katma Bütçeli İdareler arasında yer almamaktadır. Mallarının haczedilemezliği sadece mahsus kanunlarlardaki sınırlandırma kapsamında değerlendirilebilir. Anılan özel yasada bakanlık bütçesinden gönderilen paylar ve yardımlarla sahip olduğu mallar üzerindeki tasarruf yetkilerinin kısıtlanmasından sonra malların haczedilemeyeceğinden bahsedilmekle, haczedilemezliğin maddede tanımlanan menkul gayrimenkul mallarla sınırlı olduğunun kabulü gerekir. Bunun dışında hak ve alacaklarında haczini sınırlayan bir hükme yer verilmemiştir.
Somut olayda borçlu Türkiye Modern Pentatlon Federasyonu Ana Statüsü’nün 29. maddesinde federasyonun gelirleri sayılmış bunlar arasında iktisadi işletmelerden elde edilecek gelirleri, reklam ve yayın gelirleri, sponsorluk gelirleri, kira ve işletme gelirleri gibi akar nitelik taşıyan gelirlere yer verilmiştir. Sayılan bu gelirler mal kavramı içerisinde kalmayıp haczi mümkün gelirlerdir. Bu nedenle borçlu federasyonun üçüncü şahıs Spor Toto Teşkilatından doğmuş reklam gelirlerinin haczi için 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesinde yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır. Haczedilemezlik şikâyetinin reddine dair mahkeme kararının bu gerekçe ile onanması görüşünde olduğumdan, federasyonun üçüncü şahıslardaki alacaklarının da haczedilemeyeceğine dair sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılamıyorum.
HGK. 17.11.2020 T. E: 2017/274, K: 896