2020 YılıBAM Adana 10. Hukuk DairesiHaciz Kaldırma

Yasal düzenleme karşısında; borçlunun alacaklı olduğu dosyadaki hak ve alacaklarına haciz konulup, alacaklının, İcra Dairesi’nden aldığı tahsil yetki belgesini sunması üzerine, borçlunun alacaklı olduğu dosyada tahsil hakkı ve yetkisi ile bu alacak üzerindeki tasarruf hakkı ortadan kalkmış ve haciz koyduran alacaklıya geçmiştir.

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
  10. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/847
KARAR NO : 2020/857
KARAR TARİHİ : 18/06/2020
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
İ S T İ N A F   K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : NİĞDE İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2019
NUMARASI : 2018/402 Esas  2019/57 Karar
DAVANIN KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)
KARAR TARİHİ : 18/06/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/06/2020
Niğde  İcra Hukuk Mahkemesi’nin 05/02/2019 tarih 2018/402  esas 2019/57  karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde istinaf  yolu ile tetkiki davalı vekili tarafından  istenmesi üzerine dosya dairemize gönderilmekle  dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Niğde İcra Dairesi’nin 2013/3714 esas sayılı  icra dosyasında alacaklı  tarafından yapılan takip işleminde müvekkili Yaşar Beşer’in borçlu  olduğunu, ….. hakkında Korcan Demirgüneş tarafından yapılan icra takiplerine ilişkin dosyalardan yapılan işlem ile K………. borçlu olduğu dosyalarda İİK.nun 120/2. maddesi uyarınca alacaklı sıfatıyla her türlü işlem yapma yetkisi talep edildiğini müvekkilinin haricen ödeme yaptıktan sonra öğrendiğini, 20.11.2018 tarihine kadar ve halen de bugüne kadar borçlu müvekkiline alacağın haricen ödenmemesi, alacaklıya ödenmemesi veya icra dosyasına ödenmesine ilişkin herhangi bir muhtıra tebliğ edilmediğini, dosya alacağının alacaklıya haricen ödendiğini, alacaklı tarafından 20.11.2018 tarihinde açılan talep ile dosyadan vazgeçildiğini,  gereken harcın da yatırılmak suretiyle dosyanın işlemden kaldırıldığını, İcra Müdürlüğünün 21/11/2018 tarihli tensip kararı ile asilin vazgeçme beyanının İİK.nun 120/2. maddesi gereğince kaldırıldığını öğrendiğini, alacaklının bu beyanının karine olarak alacağın ödendiğini gösterdiğini, ayrıca alacağın ödendiğine ilişkin makbuzun da alacağın ödendiğini gösterdiğini, ayrıca dosya alacaklısı tarafından senetlerin müvekkiline teslim edildiğini, müvekkilimin dosya alacaklısının tahsil yetkisinin bulunmadığını bilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin  dosya alacaklısına yapmış olduğu ödeme dışında ikinci kez ödeme yapma zorunda bırakılması, araçlarının ve taşaınmazlarının üzerine haciz konulmasının yasaya aykırı olduğunu beyan ederek  06.12.2018 tarihli hacizlerin kaldırılmasına ilişkin talebin reddine dair kararın iptaline  karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının her ne kadar müvekkilinin alacaklı yetkisi aldığını sonradan öğrendiğini iddia etse de yetki kararından önce dosya alacağına haciz işlemi yapıldığını, dosya alacağına haciz ve alacaklı yetkisi işlemlerinin akabinde ….. dosyaya haricen tahsil beyanında bulunarak senedi dosyadan teslim aldığını, icra dosyasında haricen tahsil beyanında bulanan alacaklının senedin aslını teslim alma yetisi olmayıp senedin bu durumda borçluya teslim edilmesi gerektiğini, sehven dosya alacaklısına teslim edilen senet için icra müdürlüğü tarafından senedi iade hususunda muhtıra yapılmış ise de alacaklı Kayhan Başer’in Yaşar Başer’in amcası olduğunu ve senetlerin yırtılıp atılmış olduğundan bahisle senedi iade etmediğini, ancak dava dilekçesinde davacının senetlerin kendisine teslim edildiğini beyan ettiğini,  bu açıklamalar ışığında gerek taraflar arasındaki amca – yeğen ilişkisi, gerek alacaklıya sehven senedin teslim edilmesi ve akabinde gönderilen muhtıra gerekse dosya alacağına haciz konulmasıyla birlikte alacaklının dosyada işlem yapma yetisinin kalkması hususları düşünüldüğünde söz konusu icra dosyasının dosya alacağının devam ettiği ve bu nedenle mevcut hacizlerin devamının gerektiğini beyan ederek davanın  reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:  Mahkemece  verilen yetkinin  usul ve yasaya uygun olmadığının anlaşıldığından davacının davasının kabulü ile Niğde İcra Dairesinin 2013/3714 esas sayılı takip dosyasında 06/12/2018 tarihli icra müdürlüğü işleminin kaldırılmasına  karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece taraflar arasındaki yakın ilişkinin göz ardı edilmesinin eksik inceleme yarattığını,   müvekkilinin alacaklı sıfatıyla Kayhan Başer’in alacaklı olduğu dosyalara  haciz konduğu andan itibaren Kayhan Başer’in ilgili dosyada işlem yapma yetkisinin ortadan kalktığını, bu durumda davacının her ne kadar müvekkilinin alacaklı yetkisi aldığını sonradan öğrendiğini iddia etse de yetki kararından önce dosya alacağına haciz işlemi yapıldığını, mahkemece senedin haricen tahsil beyanından sonra alacaklıya teslim edilmesinin dikkate alınmadığını, ayrıca kararın gerekçesinde alacaklı yetkisi verilmeden önce gerekli usuli işlemlerin tamamlanmadığından bahisle yetki kararının geçersiz olduğu hususunu kabul etmediğini belirterek  mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
          Uyuşmazlık,  kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte icra memurunun 06/12/2018 tarihli kararının kaldırılması talebine ilişkindir.
          Niğde İcra Dairesinin 2013/3714 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı …… tarafından borçlular Y…….. hakkında 25/07/2013 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz  yoluyla  17.929,45 TL’nin tahsili için takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
          İİK’nun 120. maddesinde; “Hacze iştirak eden bütün alacaklılar muvafakat ederlerse borçlunun borsada ve piyasada fiyatı olmayan alacakları, ödeme yerine geçmek üzere itibari kıymetleriyle kendilerine veya hesaplarına olarak içlerinden birine devredilir. Bu halde alacaklılar, alacakları nispetinde borçlunun haklarına halef olurlar. Aynı suretle hacze iştirak edenlerin hepsi veya içlerinden birisi borçlunun üçüncü bir şahıstaki alacağının tahsilini veya böyle bir şahsa karşı haiz olduğu dava hakkının kullanılmasını, masraf kendilerine ait olmak ve fakat haklarına halel gelmemek şartıyle üzerlerine alabilirler. Bu suretle elde edilecek para ilk önce üzerlerine alanların alacak ve masraflarının ödenmesine karşılık tutulur.” düzenlemesi mevcuttur.
            Somut olayda, …..aleyhine Niğde İcra Müdürlüğü’nün 2016/2311 esas sayılı dosyasında takip başlatan ……. vekilinin talebiyle, borçlunun alacaklı olduğu  Niğde İcra Dairesi’nin 2013/3714 esas sayılı dosyasındaki alacağı üzerine 18/09/2018 tarihinde haciz konulduğu, alacaklı vekilinin İİK’nun 120/2 maddesi çerçevesinde, borçlunun alacaklı olduğu dosyayı takip için İcra Dairesi’nden yetki belgesi aldığı,  bu aşamadan sonra 20/11/2018 tarihinde, alacaklı K…….’in dosyadaki alacağını haricen tahsil ettiğini bildirerek, tüm hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, İcra Dairesi’nce talebi gibi işlem yapılarak harcı alınarak dosyanın infazen kapatıldığı, 21/11/2018 tarihinde icra müdürlüğünce dosya alacağı üzerinde haciz olduğundan bahisle önceki karardan dönülerek dosyanın yeniden açıldığı ve haciz müzekkeresi yazıldığı, borçlu Yaşar Başer tarafından  dosyanın yeniden açılması ve haciz müzekkeresi yazılması işlemine karşı şikayette bulunulduğu anlaşılmaktadır.
        Yasal düzenleme karşısında; borçlunun alacaklı olduğu dosyadaki hak ve alacaklarına haciz konulup, alacaklının, İcra Dairesi’nden aldığı tahsil yetki belgesini sunması üzerine, borçlunun alacaklı olduğu dosyada tahsil hakkı ve yetkisi ile bu alacak üzerindeki tasarruf hakkı ortadan kalkmış ve haciz koyduran alacaklıya geçmiştir. Bu nedenle takibi devam ettirme yetkisi de bulunan haciz koyduran alacaklının iradesi dışında, eski alacaklının harici tahsil beyanı nazara alınarak dosyanın infazen işlemden kaldırılması ve hacizlerin fekkine karar verilmesi mümkün değildir. (Benzer karar Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin  2013/21141 esas  2014/13149 karar)
Yukarıda belirtilen nedenlerle; ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında  takibi devam ettirme yetkisi de bulunan haciz koyduran alacaklının iradesi dışında, eski alacaklının harici tahsil beyanı nazara alınarak dosyanın infazen işlemden kaldırılması ve hacizlerin fekkine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu ancak söz konusu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2. bendi gereğince  mahkeme kararının kaldırılmasına “Şikayetin Reddine” dair  dair aşağıdaki hüküm hukuka uygun bulunmuştur.
            H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin  istinaf başvurusunun  KABULÜNE,
Niğde  İcra Hukuk Mahkemesi’nin 05/02/2019 tarih, 2018/402  esas  2019/57  karar sayılı  kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince  KALDIRILMASINA,
2-Şikayetin Reddine,
Alınması gereken 54,40 TL karar harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile kalan 18,50 TL harcın davacıdan  alınarak hazineye irad kaydına,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT  uyarınca hesaplanan 1.130,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğine avans sahibine iadesine,
3-İstinaf yargılaması yönünden ;
Peşin alınan 44,40 TL istinaf  karar harcının talebi halinde davalıya  iadesine,
İstinaf yoluna başvuran  davalı tarafından yapılan 121,30 TL harç gideri ve 24,38 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 145,68 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK’nın 333. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Kararın mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu miktar itibari ile KESİN olmak üzere 18/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu