Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Kıdem tazminatı- İhbar tazminatı- Toplu iş sözleşmesi- Feshin haklı nedene dayanmaması-

İşçinin eyleminin toplu iş sözleşmesinde yer alan “Kuruluşa ait para ve parasal kayıtları, malzeme, alet ve edevatı özel işinde kullanmak” hükmü ile örtüşür nitelikte olup bu paraları kullanarak kendisine maddi çıkar sağladığına dair bir iddia ve ispat olmadığı gibi bu eylemin yaptırımının toplu iş sözleşmesinde; ilkinde 3 gün ücret kesimi, tekrarı hâlinde işyeri değişikliği ile üçüncü kez tekrar etmesi halinde ise işten çıkartma şeklinde kademeli olarak belirlendiğinden toplu iş sözleşmesine göre fesih tarihi itibarıyla davacıya işten çıkartma cezasının uygulanması için gerekli koşullar bulunmadığı ve feshin haklı nedene dayanmadığından işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı-

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 06.07.2021 tarihli 2020/128 Esas, 2021/152 Karar sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın; davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 09.09.2021 tarihli ve 2021/2532 Esas, 2021/1849 Karar sayılı karar ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın; davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 15.10.2005 tarihinden 20.02.2020 tarihine kadar davalıya ait işyerinde İl Özel İdaresine bağlı olarak … Arıtma Tesisinde çalışmakta iken … Büyükşehir Belediye Başkanlığı … Su ve Kanalizasyon İdaresi (…) Genel Müdürlüğüne aktarıldığını ve veznedar olarak görev yaptığını, 13.01.2020 tarihli gerçek dışı bir tutanak doğrultusunda iş sözleşmesine işveren tarafından 20.02.2020 tarihinde haksız olarak son verildiğini, davacıya hiç bir hak ve alacağının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ve son aya ait ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının … ile Hizmet İş Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi kapsamında olduğunu, 4857 sayılı İş Kanunu (4857 sayılı Kanun) ve toplu iş sözleşmesine aykırı eylemleri neticesinde hakkında yürütülen soruşturma sonucunda toplu iş sözleşmesinin 55 inci maddesinde belirtilen ceza cetvelinin altıncı fıkrasındaki (kuruluşa ait para ve parasal kayıtları, malzeme, alet, edevat, iş makineleri ve vasıtalarını kullanarak kendisine maddi çıkar sağlamak veya sağlamaya teşebbüs etmek) eylemi birden fazla işlemesi sebebiyle işverence iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, … veznesinde tahsildar olarak görevli olan davacının 18.03.2019 tarihinde 19.040,99 TL tahsilat tutarını aynı gün veya en fazla bir gün sonra … Genel Müdürlüğüne ait banka hesabına yatırması gerekirken yatırmadığını, raporlu olduğu üç gün sonunda çalışma günü olan 22.03.2019 tarihinde dahi hâlen yatırmamış olduğunu, yine davacının görevli olduğu veznede 13.01.2020 tarihinde yapılan denetim sonucunda kasada 992,46 TL eksik bulunduğunu ve durumun davacı tarafından kabul edildiğini, bu sebeple tutanakların asılsız olduğu yönündeki iddianın yerinde olmadığını, davacının ödenmeyen ücretinin ve yıllık izin ücreti alacağının da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalıya ait iş yerinde tahsildar olarak çalıştığı, 18.03.2019 tarihinde 19.040,99 TL tahsilat tutarını aynı gün veya en fazla bir gün sonra … Genel Müdürlüğüne ait banka hesabına yatırması gerekirken yatırmadığı, üç gün raporlu olduğu, üç günlük raporun sonunda çalışma günü olan 22.03.2019 tarihinde de … hesabına yatırmadığı anlaşılmış ise de; bu olayın meydana geldiği tarih göz önüne alındığında 4857 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinde belirtilen 6 iş günü süre geçtiği gibi bu tarihten sonra da davacının davalıya ait işyerinde çalışmaya devam ettiği, 13.01.2020 tarihinde davaya ve iş sözleşmesinin feshine konu olan ikinci olayın meydana geldiği, tutanağa göre 13.01.2020 günü saat 13.58’de muhasebe kayıtlarında 14.521,66 TL’nin tahsil edildiğinin görüldüğü, fiili olarak sayım yapıldığında 992,46 TL’nin eksik olduğunun tespit edildiği, kasa sayımı tutanağının da eklenerek İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanlığına 15.01.2020 tarihinde durumun bildirildiği, bunun üzerine davacı hakkında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümlerine göre disiplin soruşturması başlatıldığı, 06.02.2020 tarihinde muhakkik tayin edildiği, davacının savunmasında kasadan 992,46 TL’yi ihtiyacı olduğu için harcadığını beyan ettiği, 20.02.2020 tarihli Disiplin Kurulu kararıyla davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle sonlandırıldığı, davacı işçinin işverenin güvenini kötüye kullandığı bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerektiği, davacının kullanılmayan yıllık izin ücreti ve ücret alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı Tarafın İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davalı tarafından iş sözleşmesinin gerçek dışı tutanak ve beyanlarla haksız ve önelsiz olarak sonlandırıldığını, davalının dayandığı sebeplerden ilkinin davacının 18.03.2019 tarihinde veznedeki 19.040,99 TL’yi geç yatırması olduğunu, veznedarların tahsil edilen tutarları aynı gün veya en geç bir gün sonra … banka hesabına yatırmak zorunda olduğunu, davacının olay günü rahatsızlandığını ve üç gün rapor alarak işe gelmediğini, rapor süresinin son günü C. günü olduğundan dolayı ilk iş gününde banka hesabına yatırması gereken tutarı eksiksiz şekilde yatırdığını, bu olay nedeniyle 4857 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinde öngörülen 6 iş günü süre içinde fesih hakkının kullanılmadığını ve davacının çalışmasına devam ettiğini, davalı tarafın dayandığı sebeplerden diğerinin 13.01.2020 tarihinde yapılan sayımda davacının kasasında 992,46 TL’nin eksik çıkması olduğunu, sayımlar gün sonunda yapılmasına rağmen o gün sayımın daha erken yapıldığını, gün sonundaki sayımda ise müvekkilinin kasasında eksik veya açık bulunmadığını, davalının bu iki olay sebebiyle davacının iş sözleşmesini sonlandırdığını, davacının 15 yıl boyunca sorunsuz ve tek bir soruşturma dosyası olmadan davalı Kurumda çalıştığını, feshin haklı nedene dayanmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı Tarafın İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; yıllık izin ücreti talebinin kabulüne karar vermesinin hatalı olduğunu, hükme dayanak bilirkişi raporunun hukuka aykırı olduğunu, davacının izin ücret alacağı bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı hakkında tutulan tutanaklar, tanık beyanları, disiplin soruşturmasında alınan ifadeler birlikte değerlendirildiğinde, davacının kasa sayımında kasasında eksik olması üzerine alınan ifadesinde, ihtiyacı olduğu için parayı alıp kullandığını kabul ettiği, öncesinde de bankaya yatırması gereken parayı uhdesinde tuttuğu, davalının iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayandığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatı isteme hakkının bulunmadığı, davacının hak ettiği yıllık izinlerin kullandırıldığının davalı tarafça ispat edilmesi gerektiği, istinaf sebeplerine göre davanın kısmen kabulüne ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinafa başvuru dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı Kanun’un “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” kenar başlıklı 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendi şu şekildedir:

“e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.”

3. 4857 sayılı Kanun’un 120 nci maddesi yollamasıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun “Kıdem tazminatı” kenar başlıklı 14 üncü maddesi ile 4857 sayılı Kanun’un 17 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Disiplin Kurulu Kararında, davacının toplu iş sözleşmesinin 55 inci maddesinde belirlenen ceza cetvelinin (5) inci bendinde yer alan “Kuruluşa ait para ve parasal kayıtları, malzeme, alet ve edevatı özel işinde kullanmak” hükmü ile (6) ncı bendinde yer alan “Kuruluşa ait para ve parasal kayıtları, malzeme, alet, edevat, iş makineleri ve vasıtalarını kullanarak kendisine maddi çıkar sağlamak veya sağlamaya teşebbüs etmek” eylemine karşılık gelen davranışı sebebiyle davacıya işten çıkarma cezası verilebileceğinin uygun olacağı, dolayısıyla işveren tarafından haklı fesih nedeninin bulunduğu belirtilmiştir.

3. Davacının 18.03.2019 tarihinde 19.040,99 TL tahsilat tutarını aynı gün veya en fazla bir gün sonra … Genel Müdürlüğüne ait banka hesabına yatırması gerekirken yatırmadığı, raporlu olduğu üç gün sonunda mesai günü olan 22.03.2019 tarihinde dahi bu görevini yerine getirmediği ve yine davacının görevli olduğu veznede 13.01.2020 tarihinde yapılan denetim sonucu kasada 992,46 TL eksik bulunduğu ve bu durumu tutanağı imzalayan davacının kabul ettiği yönünde tutanaklar tutulmuştur. Davacı savunmasında, 18.03.2019 tarihinde gerçekleşen olayda hasta olduğu için işe gelemediğini, üç gün raporlu olduğunu ve rapor dönüşü işe başladığı günün ertesi günü parayı bankaya yatırdığını, paranın işyeri veznesindeki kasada olduğunu, yanında götürmediğini; 13.01.2020 tarihinde ise öğle vakti kasa sayımı yapıldığını, 992.46 TL açık olduğunun tespit edildiğini o gün ihtiyacı olduğu için o kadarlık miktarı aldığını, sayım yapıldıktan on dakika sonra aynı gün parayı yerine bıraktığını, çalışma hayatı boyunca veznedarlık yaptığını, kasasında hiç açık vermediğini, işini düzgün yaptığını belirtmiştir. Dosya kapsamındaki tüm beyan ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafından da ifade edildiği üzere, vezne kasası günün akşamı sayılıp kapatılmakta, ertesi gün kasa tutarı bankaya yatırılmaktadır. Olayların oluş şekli konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

4. Davacının eylemi toplu iş sözleşmesinin 55 inci maddesinde belirlenen ceza cetvelinin beşinci fıkrasında yer alan “Kuruluşa ait para ve parasal kayıtları, malzeme, alet ve edevatı özel işinde kullanmak” hükmü ile örtüşür nitelikte olup bu paraları kullanarak kendisine maddi çıkar sağladığına dair bir iddia ve ispat yoktur. Bu eylemin yaptırımı ise toplu iş sözleşmesinde; ilkinde 3 gün ücret kesimi, tekrarı hâlinde işyeri değişikliği ve üçüncü kez tekrar etmesi halinde ise işten çıkartma şeklinde kademeli olarak belirlenmiştir. Toplu iş sözleşmesine göre fesih tarihi itibarıyla davacıya işten çıkartma cezası uygulanması için gerekli koşullar bulunmadığından (ancak işyeri değişikliği uygulanabilir) feshin haklı nedene dayanmadığı ve davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı anlaşılmaktadır. Davacının bu taleplerinin kabulü gerekirken reddi isabetsiz olmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.11.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun bozma düşüncesine katılmıyorum. 23.11.2022

9. HD. 23.11.2022 T. E: 12128, K: 15090

Exit mobile version