Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Açılmış olan tasarrufun iptali davası sırasında mahkemece alacaklının talebi üzerine davalının araçları hakkında verilmiş olan ihtiyati haciz kararının, 'araç kayıtları üzerine yakalama şerhi işlenerek" uygulanmasının mümkün olmayacağı

Açılmış olan tasarrufun iptali davası sırasında mahkemece alacaklının talebi üzerine davalının araçları hakkında verilmiş olan ihtiyati haciz kararının, ‘araç kayıtları üzerine yakalama şerhi işlenerek” uygulanmasının mümkün olmayacağı

İSTEM: Davacı dava dilekçesi ile; Samsun İcra Müdürlüğünün 2016/176616 esas sayılı dosyasında 07/08/2020 tarihli dilekçeleri ile İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/230 esas sayılı tasarrufun iptali davasında davalı A. Madencilik Ltd. Şti. adına kayıtlı, belirttikleri araçlara ilişkin 22/11/2019 tarihli ihtiyati haciz kararı gereği araçların kaydına ihtiyati haciz şerhi işlendiğini, ihtiyati haciz şerhi işlenen araçların kayıtlarına yakalama şerhi konulmasını ve güncel takyidatlarının yapılarak uyapa kaydedilmesini talep ettiklerini,icra müdürlüğünün 07/08/2020 tarihli kararı ile yakalama konulmasına dair taleplerinin reddine karar verildiğini, şikayete konu kararda bahsedilen daha önce yakalama için yapılan talebin müdürlükçe kabulüne ilişkin kararın şikayet yolu ile Samsun 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/696 esas 2019/660 karar sayılı kararı ile kaldırılmasına ilişkin kararda belirtilen şartların değiştiğini,tasarrufun iptali davalarındaki haklılıklarının istinaf kararıyla kanıtlandığını, dolayısıyla şikayete konu kararı veren icra memurunun söz konusu değişen şartları göz önüne alarak karar vermesi gerekirken taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı bulunduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur.

DELİLLER: Samsun İcra Müdürlüğünün 2016/176616 Esas sayılı dosyası.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Daha önce şikayete konu icra müdürlüğü kararında bahsedilen aynı konuda açılan dava sonucunda verilen 2019/696 esas, 2019/660 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/230 esas sayılı dosyasından verilen 22/11/2019 tarihli ihtiyati haciz kararının 2. No’lu bendinde ihtiyati hacze konu araçlarla ilgili olarak uyap üzerinden işlem yapılmasına karar verildiği, bu ifadeden ihtiyati hacze konu araçlar üzerine uyap üzerinden kayden haciz işlemi tesisine karar verildiğinin anlaşıldığı, bu durumda icra müdürlüğünce alacaklı vekilinin talebi doğrultusunda ihtiyati hacze ilişkin verilen mahkeme kararının genişletilerek söz konusu araçlar üzerine yakalama şerhi eklenmesinin mümkün olmadığı beirtilerek şikayetin reddine karar verilmiştir.

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davacı vekili tarafından dava dilekçesindeki nedenler tekrar edilerek istinaf yasa yoluna başvurulduğu görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava; İİK’nun 16 v.d. maddeleri uyarınca açılmış şikayet davasıdır.

Samsun İcra Müdürlüğünün 2016/176616 Esas sayılı dosyasını uyap üzerinden yapılan incelemesinde; şikayetçi alacaklı .. Varlık Yönetim A.Ş. vekilinin 07/08/2020 tarihli dilekçesi ile İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/230 Esas sayılı dosyasından verilen 22/11/2019 tarihli ihtiyati haciz kararına istinaden kayıtlarına ihtiyati haciz şerhi işlenen A. Madencilik İnşaat Nakliye Tekstil Orman Ürünleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Tic. San. Ltd. Şti. adına kayıtlı araçların kayıtları üzerine yakalama şerhi konulmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce 07/08/2020 tarihinde;

“Müdürlüğümüzce alacaklı vekilinin iş bu yöndeki talebi hakkında kabul kararı verilmiş olup, müdürlüğümüzce verilen bu karar Samsun 1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ’nin 2019/696 esas 2019/660 karar sayılı dosyası ile şikayete konu edilmiş olup, mahkemenin 07/11/2019 tarihli; “şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünce 26/11/2019 tarihinde “3. Şahıs A. Madencilik vekilinin yakalama şerhlerinin kaldırılması talebinin REDDİNE” denmek suretiyle müdürlükçe verilen yakalama kararının kaldırıldığı gerekçe gösterilerek alacaklı vekilinin yakalama konulması taleplerinin REDDİNE karar verildiği” görülmüştür.

Somut olayda davacı tarafından; İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/230 esas sayılı dosyasından verilen 22/11/2019 tarihli ihtiyati haciz kararına konu araçlar üzerine ayrıca yakalama şerhi konmasını talep ettiği, icra müdürlüğünün yukarıda açıklanan kararı ile daha önce verdikleri yakalama kararının Samsun 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/696 esas 660 karar sayılı kararıyla iptal edildiği gerekçesiyle talebin reddine karar verdiği, bu kez davacı tarafın mahkemesince müdürlük kararının iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemenin şikayetin reddi kararına karşı aynı taraflar arasında devam eden Samsun 1.Asliye Hukuk M2019/358 esas sayılı dosyasında mahkemenin red kararı vermesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1.H.D.2020/579 esas 907 karar sayılı kararıyla davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilerek dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği ve bu sebeple değişen duruma göre yakalama taleplerinin kabulü gerektiği gerekçesiyle istinafa başvurduğu anlaşılmıştır.

Davacının gerek dava gerekse istinaf başvuru dilekçesindeki beyanlarından bu şikayetin konusunu oluşturan İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/230 esas sayılı dosyasının halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.

Davacının talebine konu ihtiyati haciz kararı biraz önce bildirilen İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin dava sırasında verilmiştir.

Aynı Yasanın 281.maddesinde “Mahkeme, iptal davalarını basit yargılama usulü ile görülüp hükme bağlar ve bu davalara mütaallik itilafları hal ve şartları göz önünde tutarak serbestçe takdir ve halledir. Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki davalının elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taaluku halinde teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilmez.” hükmünü içermektedir.

Yine Yargıtay 12.ve 23.H.D.nin istikrar kazanmış uygulamalarına göre tasarrufun iptali davası sırasında verilen ihtiyati haciz kararları ancak tasarrufun iptali davasında davacı lehine kabul kararı verilmesiyle icrai hacze dönüşür. Bir başka deyişle tasarrufun iptali davasına bakan Mahkemece İİK 281/2 madde gereğince verilen ihtiyati haciz kararı davanın kabulü halinde davacının dava konusu şey üzerinden alacağını tahsil etmesine imkan sağlayan ve dava konusu şeyin devrini engelleyen veya dava konusu şeyin devri halinde devralan 4.kişinin iyiniyet iddiasını bertaraf eden tedbir niteliğinde bir karardır. İİK Yasanın 264/3 maddesi ise ihtiyatî haciz kararının, davanın mahkemede görüldüğü sırada konulması halinde esas hakkında verilecek hükmün mahkemece tebliğinden itibaren bir ay içinde alacaklının takip talebinde bulunmaya mecbur olduğu hükmünü içermektedir. Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararı davanın kabulü üzerine yeni bir takibe konu yapılmayıp dava konusu alacağa ilişkin takip dosyası üzerinden bir ay içinde infaz edilebilecek bir karardır. Bu durumda İİK.nun 281.maddesi dayanak alarak verilen ihtiyati haciz kararının davanın niteliği gereği verilen ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğu ve henüz bu talebe konu ihtiyati haciz kararını veren mahkemede tasarrufun iptali davası derdest olup ihtiyati haczin icrai hacze dönüşmediği, dolayısıyla icrai hacze dönüşmeden talebe konu araçlar ile ilgili satış talebinde bulunulmasının da mümkün bulunmadığı değerlendirildiğinde bu aşamada araçlar üzerine yakalama şerhi işlenmesi yazılı yargılama usulüne göre genel mahkemelerde görülen tasarrufun iptali davasının uzun zaman derdest kalabileceği de gözetildiğinde araç malikinin mülkiyet hakkının sınırlandıracağı ve yargılama süresince otoparkta bekletilmesi gereği de dikkate alındığında usul ekonomisine aykırı olacağı tartışmasızdır. (Yargıtay 17.H.D.nin 25.03.2014 tarih 2014/2077 esas 2014/4299 karar sayılı kararı) Bu durumda ihtiyati haciz kararını veren mahkemece ayrıca araç kayıtları üzerine yakalama şerhi işlenmesi yönünde bir karar verilmediğine göre mahkemesince tüm bu hususlar gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava ve takip dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2-Alınması gereken 59,30- TL karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

3-Dosyanın İstinaf Mahkemesine gönderilmesi amacıyla yapılan harç, posta masrafı ve tebligat giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran taraf üzerinde bırakılmasına,

4-İnceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,

5-Kararın taraflara tebliğine,

Dair, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. HD. 14.01.2021 T. E: 2020/2362, K: 34

Exit mobile version