2016 Yılı8. Hukuk DairesiVekaletname

Ahzu kabz yetkisine yer verilmemiş olmasının, avukatın bu yetkiye sahip olmadığı anlamına gelmediği, tam aksine bu yetki vekaletname ile birlikte vekile tanınan yetkiler arasında yer aldığından, aksi açıkça belirtilmedikçe, avukatın ahzu kabz yetkisine sahip olduğu- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinden önce düzenlenmiş ve “ahzu kabz” yetkisi içermeyen vekaletnamelere dayanılarak 01/10/2011 tarihinde ve sonrasında vekaletnamede bulunmayan bir yetkinin, dolayısıyla “ahzu kabz” yetkisinin vekalet verenin iradesine aykırı bir şekilde kullanılamıyacağı-

Ahzu kabz yetkisine yer verilmemiş olmasının, avukatın bu yetkiye sahip olmadığı anlamına gelmediği, tam aksine bu yetki vekaletname ile birlikte vekile tanınan yetkiler arasında yer aldığından, aksi açıkça belirtilmedikçe, avukatın ahzu kabz yetkisine sahip olduğu- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinden önce düzenlenmiş ve “ahzu kabz” yetkisi içermeyen vekaletnamelere dayanılarak 01/10/2011 tarihinde ve sonrasında vekaletnamede bulunmayan bir yetkinin, dolayısıyla “ahzu kabz” yetkisinin vekalet verenin iradesine aykırı bir şekilde kullanılamıyacağı-

KARAR

 

Borçlu şirket aleyhine başlatılan ilamlı takip dosyasında dosyadaki paranın alacaklı vekili olan Av. İ. Kuran’ın takip dosyasında mevcut 24.05.2011 tarihli vekaletnamesinde ahzu kabz yetkisi olmadığı halde hesabına sehven yatırıldığından paranın Av. İ. Kuran tarafından dosyaya İİK’nun 361. maddesi gereğince iadesi için muhtıra gönderilmiştir. 

Şikayetçi Av. Ibrahim Kuran İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; 2012 yılında yürürlüğe giren HMK ile vekaletnamede ahzu kabz yetkisinin özel yetki olmaktan çıkarıldığını, genel vekaletname ile ahzu kabz yetkisi olmadan tahsilatın yapılabileceğini, dolayısı ile muhtıranın iptalinin gerektiğini, davalının hukuka aykırılık olması durumunda genel mahkemelerde alacak davası açması gerektiğini, bu nedenle şikayetlerinin kabulü ile Adana 13. İcra Müdürlüğü’nün 2013/2342 esas sayılı dosyasından çıkarılan 24/03/2014 tarihli muhtıranın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. 

Mahkemece; icra dosyasına yatırılan tahsilatların, yeni HMK hükümleri ile ahzu kabz yetkisinin aranılmaması sonucu, vekilin hesabına yatırılmasının usul ve yasaya uygun olduğu, vekilin hesabına yatırılan paranın yeniden icra dosyasına iadesine ilişkin müdürlük kararı ile, gönderilen 24/03/2014 tarihli muhtıranın iptaline karar verilmiş, hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. 

“Davaya vekalette özel yetki verilmesini gerektiren haller” başlıklı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 74 üncü maddesinde ahzu kabz yetkisine yer verilmemiş olmasının, avukatın bu yetkiye sahip olmadığı anlamına gelmediği, tam aksine bu yetki vekaletname ile birlikte vekile tanınan yetkiler arasında yer aldığından, aksi açıkça belirtilmedikçe, avukatın ahzu kabz yetkisine sahip olduğu kuşkusuzdur. Nitekim Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü 24/11/2011 tarih ve 29359 sayılı görüşü ile “aksi açıkça belirtilmediği sürece ahzu kabz yetkisinin kullanılabileceği” belirtilmiştir.   Yine görüş içeriğinde, bu kapsamda aslolan vekaletin kapsamının sözleşmeyle tespit edilmesi ve vekil edenin iradesini yansıtması olduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinden önce düzenlenmiş ve “ahzu kabz” yetkisi içermeyen vekaletnamelere dayanılarak 01/10/2011 tarihinde ve sonrasında vekaletnamede bulunmayan bir yetkinin, dolayısıyla “ahzu kabz” yetkisinin vekalet verenin iradesine aykırı bir şekilde kullanılamıyacağı da belirtilmiştir. 

Somut olayda da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinden önce düzenlenmiş 24.05.2011 tarihli vekaletnamesinde ahzu kabz yetkisi olmadığından alacaklının iradesine aykırı bir şekilde alacağın tahsili hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü ile 24/03/2014 tarihli muhtıranın iptaline karar verilmesi isabetsizdir. 

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366/3. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.06.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. 

8. HD. 23.06.2016 T. E: 2014/26506, K: 11095

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu