Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Alacağın devri- Haciz ihbarnamesinin tebliği-Tebligatın memur vasıtasıyla yapılması

Alacağın devri sebebiyle alacağın tahsiline ilişkin davada, davacı tarafça, davalıya memur vasıtasıyla yapılan haciz ihbarnamesi tebligatının usulsüz olduğu ileri sürüldüğünden, davalının alacağın devrini öğrenmesinden önce bilirkişinin alacağı nedeniyle haciz ihbarnamesinin tebliğ olması halinde, alacağın devri sebebiyle temlik alacaklısı yerine icra dairesine ödeme yapması gerekmekte ise de, mahkemece haciz ihbarnamesinin tebliğine ilişkin olarak Tebligat Kanunu 2. ve Tebligat Yönetmeliği’nin 5. maddesi doğrultusunda icra müdürlüğünce verilen tebligatın memur vasıtasıyla yapılmasına dair bir kararın bulunup bulunmadığı, var ise memur vasıtasıyla yapılan tebligatın kanuna uygun olup olmadığı değerlendirilmeden karar verilemeyeceği-

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18.01.2018 tarih ve 2016/971 E- 2018/17 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 29.11.2018 tarih ve 2018/592 E- 2018/1432 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 17.11.2020 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ile davalı vekili Av. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi E. Fikran Y. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davacı şirketin, dava dışı L. iç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, karşılıklı ticari ilişkilerinin olduğunu, dava dışı L. şirketinin davalı U. Mağazacılık A.Ş. (U.) ile aralarında bulunan ticari ilişki sebebiyle U.’den alacakları bulunduğunu, L. şirketinin, U. şirketi nezdindeki alacaklarını Bakırköy 33. Noterliği nezdinde düzenlenen 15032 yev. no.lu temlik sözleşmesi ile 17.03.2014 tarihinde müvekkil şirkete temlik ettiğini ve temliğin 17.03.2014 tarihinde derhal U.’ye bildirildiğini, dava dışı A. Faktoring A.Ş,’nin de, L. şirketinden alacaklı olduğunu,

A. şirketinin HLN ve L. şirketlerinden alacağını tahsil etmek amacıyla bu şirketlere karşı takip başlattığını, icra dosyası kapsamında davalıya İİK. md. 89 uyarınca haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davalının icra dosyasına ödeme yaptığını, geçerli temlik sözleşmesine rağmen icra dosyasına ödeme yapan davalının borçtan kurulamayacağını belirterek alacağın davalı tarafın icra dosyasına ödeme tarihi olan 25/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalının dava dışı L. firmasının alacağını temlik aldığından icra dairesine yapılan ödemeden sonra haberdar olduğunu, Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2014/3953 E. sayılı İcra dosyasından gönderilen 89/1. haciz ihbarnamesinin 19.03.2014 tarihînde tebliğ edildiğini, L.’nin davalı ile olan ticari ilişkisi neticesinde ihbarname tarihinde 151.482,72 TL alacağı olduğunun tespit edildiğini, bu tutarın icra dairesine ödendiğini, aşan kısma itiraz ettiklerini, davalının temlikten haberi olmadığını ve iyi niyetle icra dairesine ödeme yaptığını, ödemede usulsüzlük olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; somut olayda, temlik sözleşmesinin davalıya temizlikçi olarak görev yapan çalışanı aracılığı ile tebliğ edildiği ve tebligat mazbatasında sıralı tebliğe ilişkin bilginin mazbataya şerh edilmediği, davalı vekilince sunulan cevap dilekçelerinde temlikin, icra dosyasına yapılan ödemeden sonra öğrenildiğinin beyan edildiği görülmekle; davaya konu temlik sözleşmesinin davalı adına yapılan tebliğinin Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13. maddeleri uyarınca usulsüz olduğu, alacağın devrini bilmeksizin davalı tarafça yapılan ödeme nedeniyle davalının bu miktarda borçtan kurtulacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.

Bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, alacağın devri sebebiyle alacağın tahsiline ilişkindir.

Mahkemece haciz ihbarnamesinin davalı U. Mağazacılık Tic. A.Ş.’ye 19.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği, ödemenin ise 25.03.2014 tarihinde yapıldığı, ödemeden önce temliknamenin borçluya tebliğ edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı tarafça, 19.03.2014 tarihinde davalı U. Mağazacılık Tic. A.Ş.’ye memur vasıtasıyla yapılan haciz ihbarnamesi tebligatının usulsüz olduğu ileri sürülmüştür. Davalı U. Mağazacılık Tic. A.Ş.’nin alacağın devrini öğrenmesinden önce bilirkişinin alacağı nedeniyle haciz ihbarnamesinin tebliğ olması halinde, alacağın devri sebebiyle temlik alacaklısı yerine icra dairesine ödeme yapması gerekmekte ise de haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğine ilişkin olarak Tebligat Kanunu 2. ve Tebligat Yönetmeliği’nin 5. maddesi doğrultusunda İcra Müdürlüğünce verilen tebligatın memur vasıtasıyla yapılmasına dair bir kararın bulunup bulunmadığı, var ise memur vasıtasıyla yapılan tebligatın Yasa’nın 2. ve 5. maddesine uygun olup olmadığı değerlendirilmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

11. HD. 22.12.2021 T. E: 3259, K: 7311

Exit mobile version