Alacaklının hesabına haricen yapılan kısmi ödemenin öncelikle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masraflarından düşürülmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi M. Duyan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;
Alacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, borçlunun takipten sonra alacaklının hesabına 96.036,84 TL ödeme yapıldığını, ödemelerin takip dosyasına bildirilmediğini, makbuzu sunulan bu ödemeler dışındaki ödemelerin alacaklı bankadan sorulmasını gerektiğini ileri sürerek itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasınıa karar verilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesince, davanın kabulü ile Eskişehir 4. İcra Müdürlüğünün 2017/7042 Esas sayılı dosya borcunun taksitli ticari krediden kaynaklı 123.126,81 TL’lik kısım ve çek depo bedelinden kaynaklı 23.550,00 TL’lik kısım yönünden itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği, alacaklının istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
İİK’nun 149/a maddesi göndermesiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde de uygulanması gereken aynı Kanun’un 33/2. maddesinde; ”İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda borçlular hakkında 12.07.2017 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, borçlulara icra emrinin 19.07.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular tarafından alacaklı bankanın hesabına haricen 123.126,81 TL kısmi ödeme yapıldığı, bu ödemenin alacaklının da kabulünde olduğu görülmektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100 maddesinde kısmi ödemelerin öncelikle faizden ve masraftan mahsup edileceği hükmüne yer verilmiştir. Başka bir anlatımla kısmi ödemelerin öncelikle fer’i alacaklardan mahsup edileceği kuralı bulunmaktadır.
Bu durumda, borçlunun ödemesi takipten sonraki kısmi ödeme olduğundan, TBK’nun 100. maddesi gereğince, öncelikle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masraflarından düşürülmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekir. O halde mahkemece, bu kurallar göz önünde bulundurularak ek rapor yada ve gerektiğinde denetime imkan verecek şekilde yeniden bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davanın kabulü ile, takipten sonra ödenen 123.126,81 TL yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, istinaf talebinin esastan reddine ilişkin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi’nin 10.11.2021 tarih 2020/2101 E. – 2021/2111 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, Eskişehir 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 12.12.2019 tarih 2018/957 E. – 2019/100 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi verildi.
12. HD. 30.06.2022 T. E: 1529, K: 8067