T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2021/2766
KARAR NO : 2021/7507
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 04/12/2020
NUMARASI : 2019/1463-2020/1801
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlu icra mahkemesine başvurusunda ödeme emrinde borcun sebebi ve dayanak belgelerin gösterilmediği, alacağın 93.929,38 TL belirtilmesinden sonra devamında icra gideri, vekalet ücreti ile faiz istenilerek alacağın belirsiz hale getirildiği ve alacaklı vekili adresinin ödeme emrinde bulunmadığını belirterek ödeme emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece alacaklı vekilinin adresi ödeme emrinde bulunmadığından ödeme emrinin iptaline karar verildiği, borçlunun şikayet dilekçesindeki diğer sebepler ve lehe vekalet ücreti hükmedilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nın 353/1-b-2 madde hükmü gereğince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak borçlu lehine vekalet ücretine hükmedilerek ödeme emrinin iptaline karar verildiği, karara karşı alacaklı vekilinin, tarafına herhangi bir tebligat çıkartılmadığı, kurum vekili kendisi olmasına rağmen sehven başka vekil kaydı yapılıp tebligatların oraya çıkartıldığı, savunma hakkının ihlal edildiği ve ödeme emrinin iptalini gerektiren herhangi bir işlem olmadığından bahisle kararı temyiz ettiği görülmektedir.
Fiil ehliyetine sahip olan bir kimse, davasını bizzat takip edebileceği gibi, davada kendisini bir vekil ile de temsil ettirebilir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, kararın kaldırılması halinde ise yasal yollara başvuru için tarafların veya vekillerin usulünce haberdar edilmesi gerekir. Yargılamada taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığının belirlenmesine yönelik olarak, tebligata ilişkin yasal düzenlemeler üzerinde de durulmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu ’nun 10. maddesinde; “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.” hükmü bulunmaktadır. Tebligat sayesinde, ilgililer hukuki talebinin niteliğine göre duruşmaya davet olunur ve kendilerine, yargılama hakkındaki bilgiler verilir. Bu durum Anayasa’nın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur.
Yine HMK ’nın 297/1-b maddesinde; ” ….tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası , varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ve adreslerinin “ hükmün kapsamı içinde olacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, takip talebi ve şikayet dilekçesinde alacaklı Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş. vekilinin Naim Gökpınar olduğu görülmektedir. Mahkemece alacaklı vekili olarak şikayet tarihi itibari ile vekil olmayan Haydar Gökpınar isimli şahsın vekil kaydının yapıldığı, gerek İlk Derece Mahkemesi kararı gerekse Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen kararda alacaklı vekili olarak …..Gökpınar gösterilip, tebligatların kurum vekili olmayan Haydar Gökpınar’a yapılarak dosya yanlış vekille tekemmül ettirilmiştir. Bu durum yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere hukuka aykırı olup adil yargılanma hakkının ihlaline sebep olmuştur.
Alacaklı kurum vekilinin diğer temyiz itirazının incelenmesine gelince; İİK’nın 58/1. maddesine göre takip talebinde alacaklı vekilinin adresi gösterilmelidir. İİK’nın 60/1 madde hükmüne göre ise ödeme emrinin, alacaklının veya vekilinin banka hesap numarası hariç olmak üzere, 58 inci maddeye göre takip talebine yazılması gereken kayıtları, içerir denilmektedir. Somut olayda ödeme emrinde alacaklı vekilinin adresi bulunmasa da takip talepnamesinde alacaklı vekilinin açık adresinin mevcut olduğu ve bu suretle icra dosyası içeriğinden alacaklı vekilinin açık adresini öğrenme imkanı bulunan borçlunun çıkarlarının zarara uğramayacağı açıktır.
Kaldı ki, alacaklının takip talepnamesinde adresinin bulunmaması, bu eksikliğin icra müdürlüğünce her zaman tamamlattırılması mümkün bulunduğundan ödeme emrinin iptali için gerekçe yapılamayacağından anılan nedene dayalı olarak ödeme emrinin iptaline karar verilmesi isabetsizdir
O halde mahkemece alacaklı kurum vekilinin ……..Gökpınar olduğu gözetilerek tebligatlar ilgili vekile yapılmak suretiyle taraf teşkili sağlanıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10 . Hukuk Dairesi’nin 04/12/2020 tarih, 2019/1463 E. – 2020/1801 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve İskenderun İcra Hukuk Mahkemesi ‘nin 27/02/2019 tarih, 2019/118 Esas -2019/204 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.