Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Alacaklının tercih hakkını kambiyo takip türünden yana kullanmış olup, aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapamayacağı,

Uyuşmazlık, takibin taliki veya iptali istemine ilişkindir…

Taraflar arasındaki takibin taliki veya iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi F. H.başoğlu tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde; alacaklının müvekkili aleyhine aynı borca yönelik olarak 05.02.2021 tarihinde Kütahya 2. İcra Müdürlüğünün 2021/573 E. sayılı bonoya dayalı kambiyo takibi, 08.02.2021 tarihinde de Kütahya 2.İcra Müdürlüğünün 2021/584 E. sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlattığını, bononun taraflar arasındaki taşınmaz alım satımı nedeniyle teminat olarak verildiğini, ipoteğin de aynı sebep yüzünden tesis edildiğini, iki icra takibinin de aynı alacaktan kaynaklandığını, alacaklının tercih hakkını kambiyo takibinden yana kullandığını, İİK 45. maddesine aykırı olarak açılan ipotekli takibin mükerrer olduğunu iddia ederek ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinin iptaline, alacaklı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; takibe dayanak bononun müvekkiline borca karşılık verildiğini, takibin mükerrer olmadığını, aynı ilişkiden kaynaklanan borcun farklı kısımlarını kapsadığını, kambiyo senedinin illiyetten mücerret olduğunu, davacının mükerrerlik iddiasında bulunduğu konut satışından kaynaklanan borcunun 120.000,00 TL’lik kısmının ipotek ile teminat altına alındığını, satış bedelinden bakiye kalan kısım için ise yine davacı tarafından dava konusu 120.000,00 TL bedelli bono verildiğini itirazın haksız olduğunu iddia ederek davanın reddine, borçlunun %20’den aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İİK 45. maddesinde; rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusunun iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki 167 nci madde hükmünün mahfuz olduğu, aynı kanunun 167. maddesinde ise; alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte bulunabileceğinin düzenlendiği, takip talebinde, ödeme ve icra emrinde; “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” kaydına yer verildiği, anılan takip dosyalarında yer alan alacak miktarlarının uyuştuğu, cevap dilekçesinde alacaklı vekili tarafından borcun aynı ilişkiden kaynaklandığının beyan edildiği hususları karşısında her iki takip dosyasına konu borcun aynı borç olduğu, alacaklının tercih hakkını kambiyo takibinden yana kullandığı gerekçesiyle davanın reddine, Kütahya 2. İcra Müdürlüğünün 2021/584 Esas sayılı dosyasına konu takibin iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; takiplerin mükerrer olmadığını, her ne kadar aynı satış ilişkisinden kaynaklasa dahi borcun farklı kısımlarının kapsayan farklı borçların söz konusu olduğunu, kıymetli evrakta mücerretlik ilkesine göre geçerli bir temel münasebetin bulunmadığını ispat yükünün borçluda olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda öncelikle bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile 05.02.2021 tarihinde takibe geçildiği, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinin 08.02.2021 tarihinde başlatıldığı, alacaklının tercih hakkını kambiyo takip türünden yana kullanmış olup, aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapamayacağı, davalının cevap dilekçesinde her iki takipteki borçların aynı borç ilişkisinden kaynaklandığını, ancak, borcun farklı kısımlarını teminat altına aldığını ileri sürmüş ise de; her iki takibin tarafları ve asıl alacak miktarları aynı olup, tahsilde tekerrür kaydı içerdikleri, buna göre, aynı borç ilişkisinden kaynaklandıklarının kabulü gerektiği, mahkemece mükerrer olan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinin borçlu yönünden iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı alacaklı vekili temyiz dilekçesinde; takiplerin mükerrer olmadığını, her ne kadar aynı satış ilişkisinden kaynaklasa dahi borcun farklı kısımlarının kapsayan farklı borçların söz konusu olduğunu, kıymetli evrakta mücerretlik ilkesine göre geçerli bir temel münasebetin bulunmadığını ispat yükünün borçluda olduğunu, takiplerin usule uygun olduğunu iddia ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, takibin taliki veya iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İİK’nın 45. maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup alacaklı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.02.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 14.02.2023 T. E: 2022/8261, K: 850

Exit mobile version