Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Asliye hukuk mahkemesinin feshettiği taşınmaz satış ihalesinde satış bedeli davacıya ödenmeseydi, satış bedelinin ödenmesi istemiyle açılacak olan davanın da ihalenin feshini çözmek üzere görevlendirilmiş olan adli yargı yerinde görüleceği, dolayısıyla faize ilişkin kısmın da ana uyuşmazlığı çözmekle görevli yargı yerinde çözümleneceği- Faizin anaparanın eklentisi niteliği taşıdığı-

Asliye hukuk mahkemesinin feshettiği taşınmaz satış ihalesinde satış bedeli davacıya ödenmeseydi, satış bedelinin ödenmesi istemiyle açılacak olan davanın da ihalenin feshini çözmek üzere görevlendirilmiş olan adli yargı yerinde görüleceği, dolayısıyla faize ilişkin kısmın da ana uyuşmazlığı çözmekle görevli yargı yerinde çözümleneceği- Faizin anaparanın eklentisi niteliği taşıdığı-

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Davacı vekili, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İ. Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 2012/7 GMS sayılı dosyasından satışa çıkarılan İ. ili, K. ilçesi, A… Köyü 1… ada, … parselde kayıtlı taşınmazın 08/04/2013 tarihinde açık arttırma usulüyle davacıya 30.000 TL bedelle satışının yapıldığını, söz konusu satış ihalesinin mahkeme kararı ile iptal edilmesi üzerine satış bedeli olan 30.000 TL’nin alıcı olan davacıya iade edildiğini, fakat satışın yapıldığı tarihten iade tarihine kadar TEFE faiz oranları ile faizin hesaplanarak bu bedelin de alıcı olan davacıya iade edilmesi gerektiği yönünde davacı tarafından davalı idareden talepte bulunulduğunu, davalı idarece 23/01/2019 tarih ve 1290081 sayılı işlem ile,”… Müdürlüğümüzce yapılan satış işlemleri 6183 sayılı A.A.U.H.K.’na göre yapılmakta olup, yapılan satışlar aleyhine açılan ihalenin feshi davaları sürecinde satış bedellerinin nemalandırılması yönünde bir uygulamamız bulunmamaktadır. Bu nedenle ilgide kayıtlı dilekçeniz ile satış bedelinin faizinin de ödenmesi yönündeki talebiniz uygun görülmemiştir.” şeklinde verilen cevap üzerine, iş bu işlemin iptali istemiyle ve faiz talebiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. Adli Yargıda

2. İ. 9. Asliye Hukuk Mahkemesi 19/11/2019 tarih ve E.2019/77, K.2019/491 sayılı kararı ile, davacının maddi anlamda zararının oluştuğunu, davalı kurumun bu zarardan sorumluluğunun bulunduğunu, sonuç olarak satışın iptal edilmesi nedeniyle TBK’nın 217. maddesi uyarınca davacının ödemiş olduğu bedelin davalıdan faizi ile birlikte talep edebileceğini, ancak yerleşmiş Yargıtay içtihatları uyarınca yasal faiz istenebileceğinin, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından ve bilirkişi raporlarından anlaşıldığını belirterek, davanın kısmen kabulü ile 15.400 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin davanın reddine karar vermiş, bu karara karşı davalı idare vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.

3. İ. Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 21/09/2021 tarih ve E.2020/945, K.2021/1444 sayılı kararı ile, 6183 sayılı Kanun’dan doğan ihtilafların hallinde kural olarak idari yargının görevli olduğunu, bu kuralın istisnalarının aynı kanunda ayrıca gösterildiğim, adli yargının hangi işlere bakmaya görevli olduğunun açıkça belirtildiğini, 6183 sayılı Kanun uyarınca yapılan taşınmaz satışı ihalesinin feshi sonucu iade edilen bedelin ödenmeyen nemalarının ödenmesinin talep konusu edildiğini, bu halde, 6183 sayılı Kanun uyarınca yapılan ihalenin tamamlanmamış olması bakımından idare olan davalının bu aşamada yapmış olduğu işlemlere yönelik eldeki davada, Mahkemece HMK’nın 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca noksanlığının giderilmesi mümkün olmayan dava şartlarından olan yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmesine karşın, yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve esas yönlerden hukuka aykırı olduğunu belirterek, HMK’nın 353/l-a.4 maddesi uyarınca davalı vekilinin yaptığı istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, İ. 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/11/2019 tarih ve E.2019/77, K.2019/491 sayılı kararının HMK’nın 353/l-a.4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, açıklanan yönde karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

4. İ. 9. Asliye Hukuk Mahkemesi 09/11/2021 tarih ve E.2021/312, K.2021/311 sayılı kararı ile, kaldırma kararına uyarak, yargı yolu caiz olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

5. Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

B. İdari Yargıda

6. İ. 5. İdare Mahkemesi 23/11/2022 tarih ve E.2022/478 sayılı kararı ile, taşınmaz satış ihalesinin K. 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/03/2017 tarihli ve E.2016/41, K.2017/28 sayılı kararı ile feshedildiği sabit olduğundan, şayet ihalenin feshi sonrasında taşınmaz satış bedeli davacıya ödenmese idi, satış bedelinin ödenmesi istemiyle açılacak olan davanın ana uyuşmazlığı ihalenin feshini çözmek üzere görevlendirilmiş İcra Mahkemeleri tarafından çözümleneceği Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarıyla içtihat haline geldiğinden ve de faizin ana paranın eklentisi olduğu bilindiğinden, satış bedeline ait faizin ödenmesi istemiyle açılan iş bu davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığını belirterek, İ. 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2021/312 sayılı dosyasında verilen davanın görev yönünden reddine ilişkin kararla, davanın idari yargı yerinde açılması gerektiği gerekçesiyle usulden reddedilerek kesinleşmesi üzerine mahkemelerinde iş bu dava açıldığı görüldüğünden, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için ilk görevsizlik kararını veren adli yargı dava dosyasının ilgili mahkemeden getirtilmek suretiyle işbu dosya ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

III. İLGİLİ HUKUK

7. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İhalenin neticesi ve feshi” başlıklı 134. maddesi şöyledir:

“(Değişik: 18/2/1965-538/63 md.)

İcra dairesi tarafından taşınmaz kendisine ihale edilen alıcı o taşınmazın mülkiyetini iktisap etmiş olur. (Ek cümle: 17/7/2003- 4949/38 md.) İhale kesinleşinceye kadar taşınmazın ne şekilde muhafaza ve idare edileceği icra dairesi tarafından kararlaştırılır. (Ek cümleler:24/l 1/2021-7343/27 md.) İhale alıcısının talebi üzerine icra dairesi, satışı yapılan taşınmazda kira sözleşmesine bağlı olarak oturan kişiye kira bedelini, diğer hâllerde ise taşınmazı kullanan kişiye bilirkişi marifetiyle tespit edilen aylık kullanım bedelini icra dairesine yatırmasını emreder. İlgili, ihtara rağmen kirayı veya belirlenen bedeli icra dairesine yatırmazsa hakkında 356 ncı madde hükmü kıyasen uygulanır. Bu şekilde depo edilen bedel, ihalenin sonucuna göre hak sahibine ödenir.

(Değişik ikinci fıkra:24/11/2021-7343/27 md.) İhalenin feshini, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 281 inci maddesinde yazılı sebepler de dâhil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikâyet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler. İlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki yolsuzluklara en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir.

(Ek fıkra:24/11/2021-7343/27 md.) Satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerce yapılan ihalenin feshi talebi, ihale bedeli üzerinden nispi harca tabidir. Bu harcın yarısı talepte bulunulurken peşin olarak yatırılmak zorundadır. Talebin kabulü hâlinde bu harç başka bir kimseye yüklenmez ve istem hâlinde iade edilir. Talebin reddi hâlinde ise alman bu harç iade edilmez ve harcın kalan kısmı ihalenin feshini isteyenden tahsil edilir.

(Ek fıkra:24/11/2021-7343/27 md.) Satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerce yapılan ihalenin feshi talebinde, talepte bulunulurken, ilgili kişilerin muhtemel zararına karşılık olmak üzere ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminat gösterilmesi şarttır. Talebin reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren bir ay içinde genel hükümlere göre tazminat davasının açılmaması hâlinde hükmedilen para cezasının 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca tahsili için durum mahkemece tahsil dairesine bildirilir. Tahsil dairesi alman teminattan, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde para cezasını tahsil etmezse talep hâlinde teminat ilgilisine iade edilir.

(Ek fıkra:24/11/2021-7343/27 md.) İhalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesi talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruşma yapar ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir. Ancak ihalenin feshi talebinin usulden reddi gereken hâllerde duruşma yapılmadan da karar verilebilir. İcra mahkemesi;

1. Satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler dışında kalan kişilerce talep edilmesi nedeniyle,

2. Satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişiler bakımından feragat nedeniyle,

3. İşin esasına girerek,

talebin reddine karar verirse ihalenin feshini talep edeni feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkûm eder.

(Ek fıkra: 21/2/2007-5582/4 md.) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, beşinci fıkrada yer alan oran yüzde yirmi olarak uygulanır.

(Ek fıkra: 17/7/2003-4949/38 md.) İhalenin feshine ilişkin şikâyet görevsiz veya yetkisiz icra mahkemesi veya mahkemeye yapılırsa, icra mahkemesi veya mahkeme evrak üzerinde inceleme yaparak başvuru tarihinden itibaren en geç on gün içinde görevsizlik veya yetkisizlik kararı verir ve masrafım gider avansından karşılamak suretiyle dosyayı resen görevli veya yetkili icra mahkemesine gönderir. Bu kararlar kesindir.

(Ek fıkra: 17/7/2003-4949/38 md.) Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhâl veya 130 uncu maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadırlar. İcra müdürü, ödenen ihale bedeli ile ilgili olarak, ihalenin feshine yönelik şikâyet sonucunda verilecek karar kesinleşinceye kadar para bankalarda nemalandırılır. İhalenin feshine ilişkin şikâyetin kabulüne veya reddine ilişkin kararın kesinleşmesi üzerine, ihale bedeli nemaları ile birlikte hak sahiplerine ödenir.

(Değişik fıkra:24/11/2021-7343/27 md.) İhale kesinleşmedikçe ve ihale konusu mal alıcıya teslim edilmedikçe veya teslime hazır hâle getirilmedikçe ihale bedeli alacaklılara ödenmez. İhale konusu malın teslim edilemeyeceği veya teslime hazır hale getirilemeyeceği durumlarda ihale icra müdürü tarafından iptal olunarak ihale bedeli alıcısına ödenir.

Satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet müddeti ıttıla tarihînden başlar. Şu kadar ki, bu müddet ihalenin yapıldığına ilişkin kararın elektronik satış portalında ilan edildiği tarihten itibaren bir seneyi geçemez.

İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur.

Tescil için tapu idaresine yapılacak tebligat, şikayet için muayyen müddetin geçmesinden veya şikayet edilmişse şikayeti neticelendiren kararın kesinleşmesinden sonra yapılır.

(Mülga son fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)”

8. 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un “Gayrimenkul malların haczi ve satışı” başlıklı Üçüncü Bölümde “Gayrimenkul malların, gemilerin haczi” başlıklı 88. maddesi şöyledir:

“Her türlü gayrimenkul malların, gemilerin haczi sicillerine işlenmek üzere haciz keyfiyetinin tapuya veya gemi sicillerinin tutulduğu daireye tebliğ edilmesi suretiyle yapılır.(Ek cümleler: 16/6/2009-5904/25 md.) Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri, alacaklı tahsil dairelerince ya da alacaklı amme idaresi vasıtasıyla, posta yerine elektronik ortamda tebliğ edilebilir ve bu tebligatlara elektronik ortamda cevap verilebilir. Elektronik ortamda yapılacak tebliğe ve cevapların elektronik ortamda verilebilmesine ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir

Gayrimenkul haczi, bunların hasılat ve menfaatlerine de şamildir. Ancak borçlunun başkaca bir geliri yoksa kendisinin ve ailesinin geçimleri için K.i miktarda mahsulden veya satıldıkça bedelinden münasip miktarı borçluya bırakılır.

Alacaklı tahsil dairesi, haczedilen gayrimenkul ve gemilerin idaresi ve işletilmesi, menfaat ve hasılatın toplanması için gereken tedbirleri alır.”

9. “Haczin rehinli alacaklılara bildirilmesi” başlıklı 89. maddesi şöyledir:

“Gayrimenkul haczinde, gayrimenkul kendilerine rehnedilmiş olan alacaklılara tapu dairesince hacizden haber verilir.”

10. “Satış ve satış komisyonları” başlıklı 90. maddesi şöyledir:

“Değişik: 15/4/2021-7316/3 md.)

Gayrimenkuller, satış komisyonlarınca fiziki veya elektronik ortamda açık artırma ile satılır. Satış komisyonunun oluşumu alacaklı amme idarelerince belirlenir. Komisyonun çalışma usul ve esaslarını belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

11. “Gayrimenkullere değer biçme” başlıklı 91. maddesi şöyledir:

“Satışa çıkarılacak gayrimenkullere bilirkişinin mütalaası alınmak suretiyle satış komisyonu tarafından rayiç değer biçilir.”

12. “Gayrimenkullerin satış şartnamesi” başlıklı 92. maddesi şöyledir:

“Tahsil dairesi, satılacak gayrimenkul için aşağıdaki kayıtları ihtiva eden bir şartname tanzim eder:

1. Gayrimenkul malikinin adı, soyadı ve adresi,

2. Gayrimenkulün bulunduğu mahalle, sokak ve kapı numarası, durumu ve hususi vasıfları,

3. Gayrimenkulün artırmaya esas olarak biçilen rayiç değeri,

4. % 7,5 nispetindeki teminat tutarı,

5. Gayrimenkul üzerindeki henüz vadesi gelmemiş rehinler hakkında gerekli bilgilerle, satışın, gayrimenkul üzerindeki irtifak hakları, gayrimenkul mükellefiyetleri, ipotekler, ipotekli borç senetleri, irat senetleriyle birlikte yapılacağı,

6. Gayrimenkulün rehni suretiyle sağlanmış muaccel borçlar varsa bunların müşteriye devredilmeyip satış bedelinden tercihan ödeneceği,

7. Ne gibi giderlerin alıcıya ait olacağı.”

13. “İhalenin yapılamaması” başlıklı 96. maddesi şöyledir:

“Artırmalarda istekli çıkmadığı veya teklif edilen bedel 95 inci maddede yazılı olduğu üzere ruçhanlı alacakla, masrafları aşmadığı takdirde amme idaresince teferruğ edilinceye kadar gayrimenkul üzerindeki haciz devam eder.

Bu müddette tahsil dairesine her hangi bir istekli müracaat ettiği takdirde, bu müracaat alacaklı amme idaresince uygun görülmek şartiyle, satış için 7 günlük bir ilan yapılarak gayrimenkul 95 inci madde hükümleri dairesinde en çok artırana ihale olunur. Gayrimenkul teferruğ edilinceye kadar bir istekli çıkmadığı takdirde tahsil dairesi mahcuz malı uygun gördüğü zamanlarda satışa çıkarabilir. Bu takdirde satış ve ilan hakkında yukardaki hükümler ve ihale için de 95 inci madde hükümleri tatbik olunur.”

14. “Gayrimenkul satış bedelinin tahsili” başlıklı 97. maddesi şöyledir:

“Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse derhal veya verilen mühlet içinde parayı vermezse ihale kararı feshedilir ve gayrimenkul, satış komisyonunca hemen 7 gün müddetle artırmaya çıkarılır. Bu artırmayı alakadarlara tebliğe hacet olmayıp yalnız ilanla iktifa olunur ve çok artırana ihale edilir.

(Değişik birinci cümle: 15/4/2021-7316/4 md.) İhale bedelinin tamamını ödememek suretiyle ihalenin feshine sebep olan kimse teklif ettiği bedel ile bir sonraki ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve fark üzerinden hesaplanacak tecil faizi oranında faizden sorumludur. (Değişik ikinci cümle: 15/4/2021-7316/4 md.) Bu tutar ayrıca hükme hacet kalmaksızın teminattan mahsubu yapıldıktan sonra bakiyesi tahsil dairesince tahsil olunur. (Mülga üçüncü cümle: 15/4/2021-7316/4 md.) Aradaki farkın amme alacağım aşan miktarını bundan mesul olan şahıstan tahsil edebilmek üzere malı satılan amme borçlusuna dairece bir vesika verilir.

(Ek üçüncü fıkra: 15/4/2021-7316/4 md.) Bu madde ile 86 ncı madde kapsamında mesuliyeti bulunan kişilerden alınan teminattan gerekli mahsup yapıldıktan sonra bakiye teminat tutarı irat kaydedilir.”

15. “İhalenin neticesi fesih ve tescil” başlıklı 99. maddesi şöyledir:

“Satış komisyonu tarafından gayrimenkul kendisine ihale edilen alıcı o gayrimenkulün mülkiyetini iktisap etmiş olur. İhalenin feshi gayrimenkulün bulunduğu yerin icra tetkik merciinden şikayet yoliyle istenebilir. İhalenin ilgililere tebliği tarihi şikayet için muayyen olan 7 günlük müddete başlangıç sayılır. Tetkik merciinin vereceği karar 10 gün içinde temyiz olunabilir. Temyiz talebini Temyiz İcra ve İflas Dairesi tetkik eder. İhale edilen malın değeri 50.000 Yeni Türk Lirasını aştığı takdirde murafaa istenebilir. İhalenin feshi veya kaydın tashihi hakkında başkaca mahkemeye veya idari kaza mercilerine müracaat olunamaz. Tescil için tapu dairesine yapılacak tebligat şikayet için muayyen müddetin geçmesinden ve eğer şikayet edilmişse şikayetin intacından sonra yapılır.”

16. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. Maddesi şöyledir:

“1. (Değişik: 10/6/1994 – 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000- 4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

17. Uyuşmazlık Mahkemesinin M… T…’ın Başkanlığında, Üyeler N… T…, D… A…, E… S…, A… A…, M… B… ve B… Ç…’ın katılımlarıyla yapılan 27/03/2023 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun’un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince anılan Kanun’un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

18. Raportör-Hakim G… A… P…’ın davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı H… İ… Ç… ile Danıştay Savcısı Y… B…’ın davada adli yargının, görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

19. Dava, Taşınmaz Satış İhalesinin mahkeme kararı ile iptal edildiği nedeniyle, ödenmiş olan ihale bedeli davalı idare tarafından davacıya iade edilmesine karşın faizin ödenmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

20. Dosyanın incelenmesinden, davada, davacının davalı idarenin 08/04/2013 tarihinde yapmış olduğu açık arttırma sonucunda satın aldığı taşınmaza ilişkin ihalenin K. 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/03/2017 tarih ve E.2016/41, K.2017/28 sayılı kararı ile feshi sonrasında 30.000 TL taşınmaz bedelinin 10/01/2019 tarihinde kendisine iade edilmesine karşın ödenmeyen 15.400 TL faiz alacağının 12/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ödenmesinin istenildiği anlaşılmıştır.

21. Yukarıda sözü edilen madde hükümlerinden anlaşılacağı üzere, idari yargının görev alanı; idare hukuku kuralları içinde kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle açılan davaların görüm ve çözümüyle sınırlıdır.

22. Dava konusu olayda, taşınmaz satış ihalesinin K. 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/03/2017 tarih ve E.2016/41, K 2017/28 sayılı kararı ile fesh edildiği sabit olduğundan, şayet ihalenin feshi sonrasında taşınmaz satış bedeli davacıya ödenmeseydi, satış bedelinin ödenmesi istemiyle açılacak olan davanın da ihalenin feshini çözmek üzere görevlendirilmiş olan adli yargı yerinde görüleceği, dolayısıyla faize ilişkin kısmın da ana uyuşmazlığı çözmekle görevli yargı yerinde çözümleneceği açıktır.

23. Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin idari tasarrufuna dayalı bir idari işlemin bulunduğundan söz edilemeyeceği gibi yapılan ihale sonucu taraflar arasında oluşan ilişkinin özel hukuk ilişkisi olduğu, dolayısıyla faizin ana paranın eklentisi niteliği taşıdığı da gözetildiğinde, satış bedeline ilişkin faiz ödenmesi istemiyle açılan bu davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

24. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, İ. 5. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile İ. 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/11/2021 tarih ve E.2021/312, K.2021/311 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. İ. 5. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İ. 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/11/2021 tarih ve E.2021/312, K.2021/311 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

27/03/2023 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

UM. 27.03.2023 T. E: 68, K: 196

Exit mobile version