Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23.10.2019 tarih ve 2018/902 E- 2019/878 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin usulden reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 16.03.2022 tarih ve 2020/613 E- 2022/339 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Cevdet Bozfırat tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,bu kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine istinaf mahkemesince istinaf isteminin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle istinaf dilekçesinin usulden reddine karar verilmiştir.
Karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun Elektronik Tebligat başlıklı 7/a maddesinin birinci fıkrasında; “Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.” Yine aynı maddenin 1/9. fıkrasına göre de; baro levhasına yazılı avukatların bu kapsamda olduğu, 3.fıkrasında; birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılabileceği düzenlemeleri yer almaktadır.
İlk derece mahkemesince gerekçeli kararın davalılar vekiline 12/12/2019 tarihinde posta yolu ile Tebliğat Kanunu 21.maddesinde öngörülen usule uygun olarak tebliğ edildiği, istinaf talebinin ise posta yolu ile yapılan tebliğe göre iki haftalık süre geçtikten sonra 02/01/2020 tarihinde yapıldığı görülmüştür.Ancak yukarıda yazılı yasal düzenlemelere göre; tebligat yapılan kişinin avukat olduğu, dava dosyasında bilirkişi raporunun ve muhtıraların davalılar vekiline UETS aracılığıyla tebliğ edildiği nazara alındığında, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin birinci fıkrasına göre tebligatın elektronik yolla yapılmasını zorunlu kılıp posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmünde olduğundan davalılar vekilinin istinaf isteminin süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Belirtilen bu nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesince, davalılar vekilinin istinaf talebinde belirttiği hususlar incelenmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile istinaf isteminin süresinde yapılmadığına ilişkin karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, 23/05/2022 tarihinde oybrliğiyle karar verildi.
11. HD. 23.05.2022 T. E: 2986, K: 3911