ÖZET : Davacının taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak bir kısım dava ve işleri takip ettiğini ileri süren davalının bu iddiasını ispat etme yükümlülüğü altında olduğu, davacının hangi işleri takip edeceğine ilişkin olarak düzenlenmiş herhangi bir sözleşme veya başkaca bir belge bulunmadığından azlin haklı olduğunun davalı tarafça ispatlanmadığı, avukatın dosyaya vekaletname sunarak dilekçe vermesinin ücretin doğması için yeterli olduğunu,
3. Hukuk Dairesi 2023/2369 E. , 2024/728 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1187 E., 2023/71 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/142 E., 2020/364 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı şirket ile aralarında sözlü vekalet ilişkisi kurulduğunu, Beşiktaş 23. Noterliğinin 02.09.2016 tarihli ve 16777 yevmiye sayılı vekaletnamesine istinaden bir kısım davaların davalılar adına takip edildiğini, takip edilen davaların tümünün özel ihtisas, uzun araştırma ve inceleme gerektiren kendine has davalar olduğunu, sözlü olarak değeri para ile ölçülen davalarda dava değeri üzerinden %10+KDV+STF, değeri para ile ölçülemeyen davalar için İstanbul Barosu en az ücret çizelgesine göre avukatlık vekalet ücreti ödeneceği konusunda anlaştıklarını, vekalet görevinin özen ve doğruluk içinde yerine getirmesine rağmen Beyoğlu 23. Noterliğinin 05.11.2016 tarihli ve 20839 yevmiye sayılı azilnamesi ile haksız olarak azledildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla haksız azle dayalı olarak şimdilik 25.000,00 TL vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 03.04.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 1.882.680,59 TL akdi vekalet ücretinin tahsili yönünde ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davacının sadece ceza dosyaları için görevlendirilmesine rağmen hukuk dosyasına da kendilerine haber vermeden vekalet koyup dilekçe verdiğini, bu sebeple haklı nedenle azledildiğini, ceza dosyasındaki ücretlerinin ödendiğini, hukuk davasından ücrete hak kazanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davaya dayanak hukuk dosyasına yalnızca 02.11.2016 tarihinde Kutman Tic. Ltd. Şti. adına ihtiyati tedbire itiraz ederek vekaletname ibraz ettiği, başka her hangi bir işlemde bulunmadığı, çok kısa süre içerisinde vekillik görevine son verildiği, davacı avukatın dava dosyasına kendilerinden habersiz olarak vekalet koymuş olmasının bu kadar kısa süre içerisinde davalı şirket tarafından bilinememesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu, taraflar arasında yapılan yazılı bir vekalet sözleşmesinin bulunmadığı, 35.000,00 TL bedelli “avukatlık hizmeti” açıklamalı avukatlık serbest meslek makbuzu dikkate alındığında vekalet ücretleri hususunda bir sorun var olsa idi, makbuzda hangi hizmet için kesildiğinin açıkça belirtileceği söz konusu vekaletnamenin hangi davalara girmesi hususunda yeterince açık olmadığı, vekaletname ile hangi davalarda veya işlerde kendisini temsil etmesi gerektiğinin taraflarca yazılı talimatla yapılması gerektiği, yazılı belge yoksa da sözlü olarak verilen talimatların hukuka uygun olarak ispatının gerektiği, davacı avukatın, ceza davaları yanında hukuk davasına da vekaletname sunarak davalı şirketin kendisini temsil etmesini istediğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; azlin haklı olup olmadığı hakkında bir tespitte bulunulmadığını, ispat yükünün yanlış değerlendirildiğini, sadece ceza davalarının takibi için vekaletname verildiği iddiası davalı tarafından ileri sürülmüş olmasına rağmen ispat yükünün davacıya yüklendiğini, olmayan bir şeyin ispatının taraflarından istendiğini, teminatın iadesine ilişkin fişin makbuz örneğinin davalı şirket yetkililerin işbu dosyaların takibinin davacı tarafından yapıldığının bilindiğinin kanıtı olduğunu, dosya içinde bulunan belge ve hususlar dikkate alınmadan davalının beyanları doğrultusunda karar verildiğini, azilnamenin “gördüğümüz lüzum üzerine” şeklinde gerekçeye dayandırıldığını, başka kaydın düşülmediğin ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıya verilen vekaletnamenin genel nitelikte olması nedeni ile davalıya ait dosyaları takip etmesinde herhangi bir hukuki engel bulunmadığı, vekalet ücreti talebine konu dosyada teminatın 27.10.2016 tarihli ve 4773 numaralı reddiyat fişi ile davacıya iade edildiği, elden aldığı bu parayı aynı gün şirketin yetkilisi N….Doğan’ın imzasına teslim ettiği, bu kapsamda davacının davalı şirketin bilgisi dahilinde İstanbul 11. ATM 2016/917 ve İstanbul 12. ATM’nin 918 sayılı dosyalarında görev aldığının anlaşıldığı, davacının taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak bir kısım dava ve işleri takip ettiğini ileri süren davalının bu iddiasını ispat etme yükümlülüğü altında olduğu, davacının hangi işleri takip edeceğine ilişkin olarak düzenlenmiş herhangi bir sözleşme veya başkaca bir belge bulunmadığından azlin haklı olduğunun davalı tarafça ispatlanmadığı, avukatın dosyaya vekaletname sunarak dilekçe vermesinin ücretin doğması için yeterli olduğunu, ıslah edilirken dava değeri 1.882.680,59 TL’ye tamamlanmakla bu miktarın akdi vekalet ücretine tekabül etmesi sebebiyle davacının netice-i talebini akdi ücrete özgülediği ve talebinin de aşılamayacağı, davalının 34.300,00 TL ücreti vekalet ödemesi ceza davaları için ödenen ücret olduğundan eldeki davada mahsup edilmeyeceği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulü ile 1.882.680,59 TL akti vekalet ücretinin 25.000,00 TL’sine 04.04.2017 dava tarihinden itibaren, bakiye kısımına ise 03.04.2019 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının özel olarak görevlendirildiğini ispat edemediğini, vekilin iş sahibinin özel olarak yetkilendirdiğini ispatlaması gerektiğini, teminat yatırılıp iade edildiği belirtilen dosyanın davalı şirketin taraf olduğu dosya olmadığını, vekalet sunulmasının vekalet ücretine hak kazanılması için yeterli olmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haksız azle dayalı vekalet ücreti alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 505 vd maddeleri.
2. Avukatlık Kanunu’nun 34 üncü maddesi.
3. Avukatlık Kanunu’nun 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası.
4. Dairece verilen 21.12.2022 tarihli ve 2022/6554 E., 2022/9754 K. sayılı ilamı
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacı avukatın davalı tarafça verilen vekaletname kapsamında yetkilendirildiğinin, ücrete hak kazanması için uyuşmazlık konusu hukuk dava dosyasına vekaletname sunarak dilekçe vermesinin yeterli olduğunun ve davalı tarafça avukatın haklı bir nedenle azledildiğini ispatlanamadığının anlaşılmasına göre temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.