Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Aynı alacaktan dolayı birden fazla taşınmaz üzerinde toplu ipotek tesis edilirse, tüm taşınmazların birlikte takibe konu edilmesi, birlikte satışının istenmesi ve birlikte satış kararı verilmesinin zorunlu olduğu (TMK 850, 873)

Aynı alacaktan dolayı birden fazla taşınmaz üzerinde toplu ipotek tesis edilirse, tüm taşınmazların birlikte takibe konu edilmesi, birlikte satışının istenmesi ve birlikte satış kararı verilmesinin zorunlu olduğu (TMK 850, 873)-  İcra hukuk mahkemesi, “satışın iptali” talebinin kesin olarak reddine karar verse de, satışa hazırlık işlemlerine ilişkin verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden, toplu ipoteğe konu tüm taşınmazların birlikte satılmasına ilişkin emredici hükmün ihlal edilmeyeceği ve sadece 2 taşınmazın satışının yapılmasının hatalı olduğu- İhale bedeli muhammen bedelin üzerinde olsa da, toplu ipoteğe konu tüm taşınmazlar aynı takip talebinde yer almasına rağmen, birlikte satışının yapılmaması halinde, şikayetçi borçluların ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunduğu-

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/93 Esas ve 2021/40 Karar sayılı ilamıyla konkordato mühleti alındığını ve konkordato projesinin tasdik olduğunu, takipte yer alan ve birlikte satışına karar verilen diğer 10 taşınmaz için satışın iptaline karar verildiği ihalesi yapılan 2 taşınmaz hakkında da satışın iptaline karar verilmesi gerektiği, taşınmazların beraber satılması gerektiği ve sair sebepleri ileri sürerek ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalının vekili cevap dilekçesinde; ihalenin usul ve yasaya uygun olduğu, davanın reddini talep ettiği görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile konkordato kararının satışa engel teşkil etmediği, ihale bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğu, şikayet edenlerin taşınmazın belirlenen değerine karşı süresinde itirazı bulunmadığı, şikayet edenler açısından zarar unsurunun gerçekleşmediği, şikayet edenlerin somut bir fesat olgusu ileri sürmediği ve buna ilişkin ispata yarar delil de göstermediği anlaşıldığından şikayetin zarar unsuru yokluğu sebebiyle ve işin esasına girilmediğinden şikayet edenler aleyhinde para cezasına hükmedilmemesine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı/borçlular vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili; dava dilekçesini tekrarlamakla ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile fesih sebepleri yerinde olmadığından bu taşınmazın maliki olmadığından Ş. Ş.’ın 1571 ada 50 parsel A Blok 2 BB sayılı taşınmaza ilişkin şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, maliki olmadığından C. Ş.’ın 2075 ada 7 parsel I blok 2 BB sayılı taşınmaza ilişkin şikayetinin aktif husumet yokluğundan reddine, her ki davacı yönünden İİK’nın 134/5. maddesi gereğince para cezasına hükmedilmesine, yine konkordatoya ilişkin fesih sebebinin esası incelendiğinden borçlunun iki taşınmaz bakımından da şikayetinin reddi ile para cezasına hükmedilmesine, diğer fesih sebeplerinin yerinde olmadığına her taşınmaz için tüm şikayetçiler bakımından tek para cezasına hükmedilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı/şikayetçiler vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; istinaf sebeplerini tekrarlamakla temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, usul ve yasaya aykırı yapılan ihalenin feshi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2.İİK 134 üncü ve devamı madde hükümleri, 24/11/2021 tarih ve 7343 sayılı Yasa’nın 27. maddesi

3. Değerlendirme

Taşınmaz rehni 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 850 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 850. maddesine göre taşınmaz rehninin ipotek veya ipotekli borç senedi ve irat senedi şeklinde kurulabileceği, başka herhangi bir şekilde kurulamayacağı açıkça ifade edilmiştir. Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere ipotek, taşınmaz rehninin bir türüdür ve bir borcun ödenmesinin taşınmazla teminat altına alınması hukuki ilişkisine dayanır. İpotek, taşınmaza taalluk eden haklardandır. Birden fazla taşınmazın bir alacağın teminine tahsis edilmesi mümkündür. Bu durum toplu rehin kurulması veya rehin yükünün paylaştırılması yoluyla sağlanabilir.

Uygulama ve öğretide yer alan tanımlamaya göre bir tek alacak için birden fazla taşınmaz üzerinde her biri alacağın tamamına teminat (güvence) teşkil etmek üzere rehin yükü taşınmazlar arasında paylaşılmadan kurulan rehine toplu rehin (kollektif rehin-müşterek rehin, birlikte rehin=Gesaptpfand) denilmektedir. (Köprülü-sınırlı-haklar-İstanbul 1982- 1983, 2.bası sh.291 vd.)

Yasa metninde de açıkça ifade edildiği gibi bu rehin türü “üzerinde kurulmak istenen taşınmazlarının mülkiyetinin aynı kişiye ait olması” ya da “taşınmazların ayrı kişilerin mülkiyetinde yani taşınmazların malikleri farklı kimseler ise, bu kişilerin güvence altına alınmak istenen borçtan müteselsil olarak sorumlu bulunmaları” hallerinde kurulabilmektedir. Bu şartlar yoksa toplu rehin kurulamaz.

Toplu rehinde amaç, tek bir alacağın tamamının, birden fazla taşınmaz ile teminata alınmış olup birden fazla taşınmaz üzerinde kurulu rehinler arasında hukuki bağlılık vardır ve bu bağ içerisinde alacaklının alacağın tahsil etmesi asıldır. Rehinli alacaklının teminatı ne denli fazla olursa olsun temelde alacağını ancak bir kere elde edebileceğinin de unutulmaması gerekir. Böylece rehinli taşnmazlardan birisinin paraya çevrilmesi halinde rehinli alacaklı alacağını tahsil etmişse artık diğer taşınmaz üzerindeki rehnin konusu kalmayacak ve sona erecektir. Kısacası alacaklı alacağının tutarını bir kez isteyebilir. Alacağı tümüyle karşılandığında bütün taşınmazlar hakkındaki rehin hakkının sona ermesi gerekir.

4721 Sayılı TMK’nın 873/3. maddesine göre “Aynı alacak için birden fazla gayrimenkul üzerinde rehin tesis edilmiş ise alacaklı bunların aynı zamanda satılmasını talep etmeye mecburdur. Bununla beraber icra memuru ancak gerektiği kadarını satar.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, toplu rehin durumunda, ipotek alacaklısı alacağı gününde ödenmemişse açıklanan yasa hükmü gereği üzerinde toplu (birlikte) rehin kurulmuş olan taşınmazların her birinin aynı zamanda satılmasını talep etmek zorundadır. Bu zorunluluk alacaklının istediği taşınmazı sattırarak keyfi davranmayı önlemeye yöneliktir. (HGK. 27.11.2002. T, 12-823/1020 K.) Dolayısıyla tüm taşınmazlar için takibin birlikte başlatılması ve satışının da aynı anda talep edilmesi gerekmektedir. Bu husus kamu düzeninden ve takip şartı olup, mahkemece re’sen nazara alınmalıdır.

Somut olayda, 28.09.2015 tarih ve 18105 yevmiye numaralı ve 27.03.2013 tarih ve 4494 yevmiye numaralı takip konusu bağımsız bölümlere ilişkin ipotek resmi senetlerinin incelenmesinde; takip konusu taşınmazların borçlu şirketin, alacaklı bankadan doğmuş ve doğacak borçlarına ilişkin olarak üst sınır ipoteği şeklinde toplu ipotek olarak tesis edildiği, ihaleye konu feshi talep edilen 1571 ada 50 parsel A Blok 2 numaralı bağımsız bölümün ise asıl kredi borçlusu şirketin borçlarına müşterek borçlu müteselsil kefil olan C. Ş. tarafından ipotek edildiği, 2075 ada 7 parsel 1 Blok 2 numaralı bağımsız bölümün ise asıl kredi borçlusu şirketin borçlarına müşterek borçlu müteselsil kefil olan Ş. Ş. tarafından ipotek edildiği, takibe konu olan satışlarının iptaline karar verilen ihaleleri yapılmayan diğer 10 taşınmazın da asıl kredi borçlusu şirketin borçlarına müşterek borçlu müteselsil kefil olan C. Ş. tarafından ipotek edildiği görülmekle, taşınmazların toplu ipoteğe konu olduğu anlaşılmıştır.

İİK 134/II maddesine göre ihalenin feshi yalnız şikayet yolu ile icra mahkemesinden istenebilir. Satışa (paraya çevirme) hazırlık işlemleri öncesinde ve arttırmaya hazırlık işlemlerinde veya arttırma sırasında yapılmış usulsüzlük ya da kanuna aykırılıklar nedeniyle ihalenin feshi istenebilir.

Şikayet hakkının kullanılmasının birinci şartı şikayet ehliyeti ise de, ikinci şartı şikayette hukuki yarardır. İhalenin feshi talebinde bulunacak kimsenin somut bir olayda ihalenin feshini isteyebilmesi için bunda hukuki yararının bulunması gerekir. Fesih isteyen kişi belirgin bir fesih sebebine dayanmalı ve bu yanlış işlem nedeniyle hukukça korunan menfaati ihlal edilmiş olmalıdır.

İcra ve İflas Kanununda 134.maddesinin 8. fıkrasında bu husus açıkça belirtilmiştir.

Kanun hukuki yarar şartını “ihalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur.” şeklinde düzenlenmiştir.

Satılan malın muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olması halinde kural olarak hukuki yarar yoktur.(Kuru, B. İcra İflas Hukuku El Kitabı/Ankara 2013 s. 714-715)

Şikayetçinin ihalenin feshini istemede hukuki yararı yok ise icra mahkemesi esasa girmeksizin şikayeti usulden reddeder. Bu halde işin esasına girilmediği için İİK’nın 134/II maddesinde yazılı para cezasına hükmedilemez.

İhalenin feshi sebepleri arasında gösterilmese dahi icra mahkemesi kamu yararının söz konusu olduğu hallerde kendiliğinden inceleme yapar.

TMK’nın 850 ve 873. maddeleri uyarınca, aynı alacaktan dolayı birden fazla taşınmaz üzerinde toplu ipotek tesis edilmiş bulunduğundan, tüm taşınmazların birlikte takibe konu edilmesi, birlikte satışının istenmesi ve birlikte satış kararı verilmesi zorunludur.

Toplu ipoteğe konu, takibe konu edilen taşınmazlar hakkında … İcra Hukuk Mahkemesinin 01.06.2022 tarih ve 2022/258 Esas, 2022/343 Karar sayılı ve 23.05.2022 tarih ve 2022/238 Esas, 2022/323 Karar sayılı ilamlarında bir kısım taşınmazlar hakkında satışların iptaline, 2075 ada 7 parsel 1 Blok 2 numaralı BB, 1571 ada 50 parsel A Blok 2 numaralı BB yönünden satışın iptal talebinin kesin olarak reddine karar verildiği; … İcra Hukuk Mahkemesinin 06.06.2022 tarih ve 2022/262 Esas 2022/345 Karar sayılı ilamında 2075 ada 7 parsel 1 Blok 2 numaralı BB, 1571 ada 50 parsel A Blok 2 numaralı BB yönünden satışın iptali talebinin kesin olarak reddine karar verildiği, ilamların kesinleştiği bunun üzerine sadece 2075 ada 7 parsel 1 Blok 2 numaralı BB, 1571 ada 50 parsel A Blok 2 numaralı BB yönünden satışa devam edilerek ihalesinin yapılmış olduğu görülmüş ise de satışa hazırlık işlemlerine ilişkin verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden, toplu ipoteğe konu tüm taşınmazların birlikte satılmasına ilişkin emredici hüküm ihlal edilmeyeceğinden, sadece 2 taşınmazın satışının yapılması hatalıdır.

Somut olayda ihale bedeli muhammen bedelin üzerinde olsa da, ihaleye hazırlık işlemleri öncesinde toplu ipoteğe konu tüm taşınmazların aynı takip talebinde yer almasına rağmen, birlikte satışının yapılmadığı TMK’nın 873/3. maddesine aykırı işlem yapıldığı anlaşılmış olduğundan şikayetçi borçluların ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmaktadır.

Mahkemece, yukarıda anılan yasa maddeleri re’sen nazara alınarak, ihaleye konu (2 taşınmaz) taşınmazlarla birlikte takibe konu diğer taşınmazlar hakkında da toplu ipotek tesis edilmesine karşılık, tüm taşınmazların takibe konu edilmesine rağmen, taşınmazların tamamı yerine sadece 2 taşınmaz (2075 ada 7 parsel 1 Blok 2 numaralı bağımsız bölüm, 1571 ada 50 parsel A Blok 2 numaralı bağımsız bölüm) hakkında satışa devam edilmesi ve ihalesinin yapılması usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Şikayetçi/borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nn 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04.04.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 04.04.2023 T. E: 715, K: 2337

Exit mobile version