Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Bir kararın kesinleşmesi için kesinleştirme şartlarının oluşması yeterlidir. Karara kesinleştirme şerhinin yazılması gerekmez.

12. HD. 02.02.2022 T. E: 2021/6470, K: 1078-


Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi G. Kurban tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacılar M. Adil Özbay kendi adına asaleten ve Mersin Yozgat Şekerleme Gıda Ltd. Şti.ni temsilen sunduğu dava dilekçesinde özetle; 24.08.2015 tarihinde Mersin 6 İcra Müdürlüğü 2019/10049 sayılı dosyası ile aleyhlerine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine dayanak yapılan ipoteğin üst limit ipoteği olduğunu, kayıtsız şartsız borç ikrarı içermediğinden icra emrinin iptaline ilişkin şikayetlerinin Mersin 4 İcra Hukuk Mahkemesinin 17.03.2016 gün ve 2015/563 E, 2016/200 K sayılı ilamı ile kabulüne dair karar verildiğini, söz konusu bu kararın Yargıtay 12. HD.nin 24.04.2018 gün ve 2018/8079 esas 2018/3533 karar sayılı kararı ile onanmasına karar verildiğini, ancak alacaklı vekilinin talebi üzerine yeniden icra emri gönderildiğini, Yargıtay 12 HD 26.12.2017 gün ve 2017/8231-16209 Esas ve karar sayılı emsal kararında “İcra Mahkemesi kararlarının genel Mahkemede sonuçlandırılacak ihtilaflar yönünden kesin hüküm teşkil etmeleri mümkün değil ise de, bu kararlardan önce verilen kararın kesinleşmesi koşulu ile sonradan oluşturulacak aynı konudaki kararlar hakkında ve birbirlerine karşı kesin hükmün neticelerini doğuracakları tartışmasızdır ” denildiğini, bu içtihadın Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 2019/10049 sayılı dosyasından düzenlenen ikinci icra emrinin iptali taleplerini destekler mahiyette olduğunu iddia ederek, Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 2019/10049 sayılı takip dosyasından taraflarına gönderilen 09.09.2019 tarihli icra emrinin ve 09.09.2019 tarihli yenileme emrinin iptaline, takibin düşürülmesine/iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.

C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk Derece Mahkemesince, özetle “ alacaklının yeniden icra emri gönderilmesine ilişkin talebinin istinaf incelemesi sonucu haklı görüldüğü, dolayısıyla hesap kat ihtarına itiraz süresi geçtiğinden borçlulara icra emri gönderilmesi gerektiği, İİK.nun 150/e maddesindeki sürenin de icra emrinin tebliğinden itibaren başlayacağı “ gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti;

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, 26.04.2021 tarih ve 2019/3053 E. 2021/1080 K. sayılı kararı ile özetle;

“ Yargıtay 12. HD.nin 2019/8668 E. 2020/4817 K. ve 2018/8079 E. 2018/3533 K. sayılı emsal içtihatlarında belirtildiği üzere; ihtarnameye ilişkin yasal 8 günlük itiraz süresinin geçmesi beklenmeksizin başlatılan takipte İİK’nun 150/ı maddesindeki koşullar oluşmadığından icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekir.

Nitekim somut olayda, borçlulara ilişkin ilk icra emri bu sebeple iptal edilmiştir.

Söz konusu eksikliğin sonradan ikmali mümkün değildir. İlk icra emrinin iptalinden sonra Mersin 4. Noterliğinin 03.09.2018 tarih ve 22158 yevmiye nolu ihtarnamesi tebliğe çıkartılmış ise de, takip 24.08.2015 tarihinde başlatıldığından, harcı yatırılarak başlatılmış yeni bir takip bulunmadığından somut olayda yine 8 günlük itiraz süresi beklenmeden takip başlatılmış durumdadır. Bu aşamadan sonra aynı takipte borçlulara ancak ödeme emri gönderilebilir. Dairemizin 2019/61 E. 2019/166 K. sayılı kararında borçlular taraf olmadığından anılan karar kesin hüküm teşkil etmeyeceği gibi Dairemizin kararının maddi hataya müstenit olduğu anlaşılmıştır. “ gerekçesi ile;

1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,

2-Mersin 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/552 E. 2019/565 K. sayılı kararının HMK.nun 353-1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,

a-Şikayetin KISMEN KABULÜNE, Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün 2019/10049 E. sayılı dosyasından düzenlenen 09.09.2019 tarihli icra emrinin ve aynı tarihli yenileme emrinin davacılar bakımından İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, “ karar verilmiştir.

E) Temyiz;

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

F) Gerekçe:

Davacıların talebi “ Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 2019/10049 sayılı takip dosyasından taraflarına gönderilen 09.09.2019 tarihli icra emrinin ve 09.09.2019 tarihli yenileme emrinin iptaline, takibin düşürülmesine/iptaline “ karar verilmesidir.

Davaya konu Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 2019/10049 sayılı takip dosyasından gönderilen 09.09.2019 tarihli icra emri ile 09.09.2019 tarihli yenileme emrinin dayanağı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’ nin 06.02.2019 tarih ve 2019/61 E. 2019/166 K. sayılı kararıdır.

İcra Müdürlüğü alacaklı vekilinin bu karara dayanarak yaptığı talep üzerine davaya konu yenileme emri ile icra emrini düzenlemiştir.

Temyiz aşamasında yapılan yazışma sonucunda Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’ nin ( 04.01.2022 tarihinde Dairemize ulaşan ) bila tarihli yazı cevabından “ 06.02.2019 tarih ve 2019/61 E. 2019/166 K. sayılı kararın kesinleştirme şartlarının oluştuğu, ancak talep olmadığından kesinleştirme şerhinin yapılmadığı “ belirtilmiştir.

Bir kararın kesinleşmesi için kesinleştirme şartlarının oluşması yeterlidir. Karara kesinleştirme şerhinin yazılması gerekmez.

Temyize konu iş bu kararda diğer gerekçelerin yanı sıra “ Dairemizin 2019/61 E. 2019/166 K. sayılı kararında borçlular taraf olmadığından anılan karar kesin hüküm teşkil etmeyeceği gibi Dairemizin kararının maddi hataya müstenit olduğu anlaşılmıştır. “ şeklindeki gerekçeye dayanılmıştır.

T.C. Anayasası’ nın 138. maddesi karşısında mahkeme kararlarının şekli anlamda kesinleştiğinde Mahkemeler dahil herkesi bağlayacağı tartışmasızdır. Kesinleşmiş bir kararın yerinde olup, olmadığının akademik anlamda tartışılması mümkündür.

Ancak şeklen kesinleşmiş bir kararın, temyize konu kararda yazıldığı üzere “… maddi hataya müstenit olduğundan …“ söz edilemeyeceği gibi, gereğinin açıkça ya da zımnen yerine getirilmemesi düşünülemez.

Bu açıklama ve tespitler karşısında icra müdürlüğünün davaya konu icra emri ve yenileme emri işlemlerinin kesinleşme şartlarını taşıdığı anlaşılan Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’ nin 06.02.2019 tarih ve 2019/61 E. 2019/166 K. sayılı, şekli anlamda kesinleşmiş kararına uygun olup, şikayetin reddi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ;

Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’ nin temyiz edilen 26.04.2021 tarih ve 2019/3053 E. 2021/1080 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

12. HD. 02.02.2022 T. E: 2021/6470, K: 1078

Exit mobile version