T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2022/4797
KARAR NO : 2022/5570
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 15/03/2022
NUMARASI : 2021/4441-2022/721
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Davacı vekili, taşınmazın satış ilanının müvekkili ve diğer ilgililere usulüne göre tebliğ edilmediğini, elektronik ortamda satış ilanı yapılmadığını, taşınmaza ilişkin satış talebinin, haciz tarihinden 1 yıllık süre geçtikten sonra yapıldığını, taşınmazın kıymet taktir raporunun 2018 yılında alındığını, bahse konu tarihteki değerin 540.000,00-TL olarak tespit edildiğini, buna rağmen taşınmazın gerçek değerinde satılmadığını, taşınmazın rayiç değerinin 700.000,00TL olduğunu, bu nedenlerle icra takip dosyasından yapılan ihale usul ve yasaya aykırı olduğundan iptali gerektiğini iddia ederek, Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2018/4517 Tal sayılı takip dosyasından yapılan 07.08.2019 tarihli ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda “…İİK 134/2 maddesinde ” İhalenin feshini, Borçlar Kanununun 226 ncı maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler” hükmü yer alır. İhalenin 07/08/2019 tarihinde yapıldığı, buna göre en geç 14/08/2019 tarihine kadar huzurdaki davanın açılması gerektiği, ancak davanın 15/08/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmakla süresinde açılmayan davanın reddine, Esasa ilişkin bir nedenle ret kararı verilmediğinden davacı aleyhine para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına …” karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda;
Mahkemece ihalenin 07/08/2019 tarihinde yapıldığı, davanın 15/08/2019 tarihinde açıldığı gerekçesiyle süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş ise de, 14.08.2019 tarihinin Kurban Bayramının 4. gününe denk geldiği, resmi tatil olduğu, bu nedenle 15.08.20219 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu kabul edilerek, davanın esasının incelenmesinin gerektiği belirtilmiş ve ileri sürülen ihalenin feshi sebeplerinin yerinde olmadığı nın tespiti üzerine; “…mahkemece davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken, süre yönünden reddine karar verilmesi doğru değil ise de, istem reddedildiği için, kararın sonuç itibariyle doğru olduğu anlaşılmakla, istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerektiği…” belirtilerek, İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, karar verilmiştir.
Kararı davacı süresinde temyiz etmiştir.
İstinaf kanun yolu incelemesinin nasıl yapılacağına ilişkin usül düzenlemesi HMK. nın 341 ila 360. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin ilgili dairesinin ilk derece mahkemesinin gerekçe hatasını nasıl gidereceği 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/2. maddesinde
“Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.” şeklinde düzenlenmiş,
Ayrıca 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmüne yer verilmiştir.
HMK.nın 359/2. maddesinde amaçlanan, özellikle infaza esas alınacak hüküm sonucunun şüphe ve tereddüd uyandırmayacak şekilde oluşturulmasıdır.
Bölge Adliye Mahkemeleri İlk Derece Mahkemesinin hatasını HMK. nın 359. maddesine uygun şekilde yeniden karar vererek düzeltmek zorundadır. Bu hüküm karşısında Bölge Adliye Mahkemelerinin düzelterek onama yada SONUCU DOĞRU ONAMA yetkisi yoktur.
Bu emredici düzenlemeler karşısında, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesinin kararını gerekçe hatası nedeni ile kaldırıp, uygun gerekçe ile yeniden esastan bir karar vermesi gerekirken, ilk derece mahkemesinin kararının SONUCUNUN DOĞRU olduğu gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; ihalenin feshi talebinin esastan reddi karşısında davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de, hatalıdır.
SONUÇ:
Yukarıda yazılı nedenlerle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 15/03/2022 tarih ve 2021/4441 E.- 2022/721 K. sayılı kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10/05/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.