Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Bölge Adliye Mahkemesince icranın geri bırakılması kararı getirilene kadar takibin durdurulmasını sağlamak için İİK 36. maddesi gereğince yatırılan teminat, İİK 266. maddesinde öngörülen koşulların yerine getirilmesi ile bu madde kapsamında takip dosyasından konulan ihtiyati hacizlerin kaldırılarak ihtiyati haczin teminat üzerine devamına dair karara dayanak olarak alınan teminattan farklıdır ve birbirinin yerine geçememektedir. 

ÖZET Bölge Adliye Mahkemesince icranın geri bırakılması kararı getirilene kadar takibin durdurulmasını sağlamak için İİK 36. maddesi gereğince yatırılan teminat, İİK 266. maddesinde öngörülen koşulların yerine getirilmesi ile bu madde kapsamında takip dosyasından konulan ihtiyati hacizlerin kaldırılarak ihtiyati haczin teminat üzerine devamına dair karara dayanak olarak alınan teminattan farklıdır ve birbirinin yerine geçememektedir. 
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2022/4099
KARAR NO: 2022/11439
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 19/01/2022
NUMARASI : 2021/1806-2022/190
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz incelemesinin murafaalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK’nin 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:
Alacaklı tarafından borçlu hakkında ihtiyati haciz kararına dayanılarak genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibinde alacaklının icra mahkemesine başvurusunda; İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/95 D. İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı ile seferden men kararı verildiğini, borçlu tarafından teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasının talep edildiğini, mahkemece talebin kabul edilmesi üzerine icra dosyasına dosya borcunu karşılayacak miktarda teminat mektubu sunulduğunu, borçlunun takibe itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasında ise itirazın kısmen kabulüne karar verildiğini ve tehiri icra kararı getirebilmek için borçlu tarafından başka bir teminat mektubu sunulduğunu,  ancak bu teminat mektubu sunulurken ihtiyati haczin kaldırılması için sunulan teminat mektubunun iadesinin talep edildiğini, icra müdürlüğünce 26/11/2020 tarihli karar ile teminat mektubunun iadesine karar verildiğini, icra müdürünün bu işlemin iptalinin talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine hükmedildiği, alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 266. maddesinde; “Borçlu para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartıyla ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden istiyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer.” hükmü yer almaktadır.
Aynı kanunun “İcranın geri bırakılması için verilecek süre” başlıklı, 36. maddesinin 1. ve 6. fıkralarında;  “İlâma karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehni veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehni veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için bölge adliye  mahkemesi  veya  Yargıtaydan  karar  alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun  bir  süre verilir. Bu süre ancak zorunluluk hâlinde uzatılabilir.  Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmesi veya Yargıtayca hükmün onanması hâlinde alacaklının istemi üzerine başkaca işleme gerek kalmaksızın teminata konu olan para alacaklıya ödenir. Mal ve haklar ise, malın türüne göre icra dairesince paraya çevrilir. İlâm alacaklısının teminat üzerinde rüçhan hakkı vardır” hükmüne yer verilmiştir.
İstanbul 18.İcra Müdürlüğünün 2018/32542 Esas sayılı takip dosyası ile davacı  alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/95  D.iş sayılı dosyasından verilen ihtiyati haciz kararına istinaden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ihtiyati haciz kararına istinaden davalı  borçluya ait 8811390 İMO numaralı Türk bayraklı M/V “Bakü” isimli gemi hakkında seferden men kararı uygulandığı, davalı  borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği,  alacaklı tarafından  İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/452 Esas sayılı dava dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda 06/10/2020 tarih 2018/452 – 2020/216 E.K. sayılı ilamı ile  itirazın asıl alacak ve vekalet ücreti bakımından kısmen iptaline karar verildiği, borçlu tarafından  İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ilamın tehiri icra talepli olarak istinaf edildiği ve 394.943,04 TL tutarında kesin ve süresiz teminat mektubunun dosyaya sunulduğu, borçlu tarafından İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/706 Esas sayılı dosyasında açılan ihtiyati haczin kaldırılması davasında mahkemece verilen tensip tutanağı ile dosya borcunu karşılar teminatın yatırılması halinde ihtiyati haczin teminat mektubu üzerine kaydırılmasına dair karar verildiği ve davalı borçlu tarafından 319.000,00 TL tutarında kesin ve süresiz teminat mektubunun sunulduğu, borçlunun 26.11.2020 tarihli talebi üzerine icra müdürlüğünce İİK 266. maddesi gereğince dosyaya sunulan teminat mektubunun iadesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince icranın geri bırakılması kararı getirilene kadar takibin durdurulmasını sağlamak için İİK 36. maddesi gereğince yatırılan teminat, İİK 266. maddesinde öngörülen koşulların yerine getirilmesi ile bu madde kapsamında takip dosyasından konulan ihtiyati hacizlerin kaldırılarak ihtiyati haczin teminat üzerine devamına dair karara dayanak olarak alınan teminattan farklıdır ve birbirinin yerine geçememektedir. 
Öte yandan, İİK 36/5 maddesine göre; Bölge adliye mahkemesince, başvurunun haklı görülmesi hâlinde teminatın geri verilip verilmeyeceğine karar verileceği Yargıtayca hükmün bozulması hâlinde borçlunun başvurusu üzerine, bozmanın mahiyetine göre teminatın geri verilip verilmeyeceğine bozma sonrası esası inceleyecek mahkemece kesin olarak karar verileceğinden, İİK 36/5 . maddesi gereğince teminatın iadesine karar verilmesi halinde dahi takip dosyası kapsamında İİK 266. madde gereği alınan teminatın varlığını koruyacağı tartışmasızdır.
O halde, ilk derece mahkemesince alacaklının şikayetinin kabulü ile 26.11.2020 tarihli icra müdürlüğü kararının iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesi’nce de istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi isabetsiz olup, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 19.01.2022 tarih ve 2021/1806 E.-2022/190 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA),  İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 24.02.2021 tarih ve 2020/1196 E. – 2021/186 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine,  03/11/2022  gününde oy birliğiyle karar verildi.
Exit mobile version