Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Borca İtiraz Halinde, İtiraz Dilekçesinin Havale Edilmesinin Yeterli Olmadığı, İtiraza İlişkin Tutanağının Düzenlenmesinin Gerektiği

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2025/801
KARAR NO: 2025/1932
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz incelemesinin murafaalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK’nın 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:
Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibinde, ödeme emrinin 20.07.2020 tarihinde tebliği üzerine, aynı gün muhabere icra dairesi aracılığıyla borca itiraz edildiği, icra müdürünün tebliğ tarihini 10.07.2020 olarak kabul etmesi üzerine, itirazın süresinden sonra olduğu gerekçesiyle takibin durdurulması talebini reddettiği, bu işlemin şikayet edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince, şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 20.07.2020 olarak düzeltildiği, yasal süre içinde yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince itiraz tarihinin dilekçenin tutanağa geçirildiği yada UYAP sistemine işlendiği tarih olduğu, itiraz tarihinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük yasal süreden sonra 14.09.2020 olduğu, İlk Derece Mahkemesince ödeme emrinin tebliğ tarihinin 20.07.2020 olarak düzeltilmesi ile yetinilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırıldığı, yeniden esas hakkında şikayetin kısmen kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin 20.07.2020 olarak düzeltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği,kararın borçlu tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 09.09.2024 tarih 2024/1621 E.-2024/6877 K. sayılı ilamı ile; itiraz tarihinin itiraz dilekçesinin üzerindeki havale tarihi olan 20.07.2020 tarihi olarak kabulü gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına direnilerek önceki hükmün yeniden kurulduğu, direnme kararının borçlu tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK’nın 62. maddesi hükmüne göre; borçlunun itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde icra dairesine bildirmesi halinde İİK’nın 66. maddesi uyarınca icra müdürü takibi durdurur.
İİK’nın 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği’nin 22/2. maddesi gereğince ise; “İcra ve iflas daireleri, yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları, ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanır.”
Buna göre; ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK 13.05.2009 tarih ve 2009/12-185 E.-2009/182 K.). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. Tutanağa geçirilmeyen dilekçeler tanık beyanı ile de ispat edilemez.
Ayrıca, İİK’nın 8/a maddesinde de, icra ve iflas dairelerince yapılacak her türlü icra ve iflas işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin kullanılacağı, her türlü veri, bilgi, belge ve kararın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi vasıtasıyla işlenerek kaydedileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçluya örnek 7 numaralı ödeme emrinin 20.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından 20.07.2020 tarihini taşıyan ve icra memuru tarafından 20.07.2020 tarihinde havale edilip imzalanan itiraz dilekçesinin ibraz edildiği görülmektedir. Ne var ki borçluların itiraz dilekçesinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük süre geçirildikten sonra 14.09.2020 tarihinde, UYAP sistemine kaydının yapıldığı dosya kapsamıyla sabittir.
Bu durumda, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar uyarınca, itiraz dilekçesinin üzerinde yazılı tarihin itiraz tarihi olarak kabulüne imkan bulunmadığı ve itiraza esas olan tarihin anılan dilekçenin UYAP sistemine işlendiği 14.09.2020 tarihi olduğu açıktır. Öyleyse, belirtilen tarih nazara alındığında borçlu tarafından İİK’nın 62. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre içinde yapılmış bir itirazın varlığından söz edilemez.
Bu durumda itiraz dilekçesinin süresinden sonra UYAP’a işlendiği anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesinin direnme gerekçesinin yerinde olduğu görülmekle, direnmeye ilişkin kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ :
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nın 373/5. maddesi uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 615,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 04.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi .
Exit mobile version