Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmaz hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir.

T. C.
Y A R G I T A Y
1 2 .    H U K U K    D A İ R E S İ 
T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A
Y A R G I T A Y   İ L Â M I
Esas    No : 2022/13561
Karar No : 2023/1270
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri 6. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08.11.2022
SAYISI : 2022/104 E., 2022/668 K.
DAVA TARİHİ : 08.12.2020
HÜKÜM/KARAR : Kabul
TEMYİZ EDEN :Davalı/Alacaklı
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen meskeniyet şikayeti ve kıymet takdirine itiraz üzerine verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının meskeniyet şikayeti yönüyle verilen karara hasren bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; meskeniyet şikayetinin kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi  tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Borçlu İcra Mahkemesine başvurusunda; Ankara İli, ……. İlçesi, …… Mahallesi, Çorak Mevkii, 16228 Ada, 1 Parsel sayılı taşınmazın haline münasip meskeni olduğunu, ayrıca taşınmaza düşük değer belirlendiğini ileri sürerek meskeniyet şikayetinin kabulüne ve taşınmaza yeniden kıymet takdirinin yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
 Alacaklı, borçlunun Kayseri’de yaşadığını, kıymet takdirine itiraz yönünden Ankara İcra Mahkemelerinin yetkili olduğunu, taşınmazda ipotek kaydı olduğunu, konut kredisi dışında da kredileri kullandığını ileri sürerek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Taşınmazın kıymet takdirinin yazılan talimat gereğince Ankara 2. İcra Müdürlüğünce yapıldığı, İİK’nın 128/a maddesi gereğince kıymet takdirinin yapıldığı yer İcra Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliğine, meskeniyet şikayeti yönünden ise, borçlunun meskeniyet iddiasında bulunduğu taşınmaz yönünden daha önce Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 08.05.2018 tarih ve 2018/85 Esas 2018/351 Karar sayılı ilamı ile meskeniyet şikayetinin reddine karar verildiği ve bu kararın 06.07.2020 kesinleştiği, aynı şikayetle ilgili kesin hüküm bulunduğu gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.06.2021 tarihli ve 2021/853 Esas, 2021/849 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunarak borçlunun istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 12.01.2022 tarihli 2021/6564 Esas ve 2022/298 Karar sayılı kararıyla “Alacaklının talebi üzerine, taşınmaz kaydı üzerine 27.12.2019 tarih, 77563 yevmiye numaralı haciz şerhinin işlendiği, bu durumda, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere, her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun, 27.12.2019 tarihli hacze karşı süresinde haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı bulunmaktadır. O halde mahkemenin gerekçesine esas aldığı 08.05.2018 tarih ve 2018/85 Esas 2018/351 K sayılı kararın kesin hüküm oluşturmayacağı, borçlunun iş bu dosyadaki haczedilmezlik şikayetinin 27.12.2019 tarihli haciz şerhine ilişkin olduğu kabul edilerek borçlunun haczedilmezlik şikayetinin süresinde olup olmadığı araştırılarak süresinde olduğunun tespiti halinde işin esası incelenmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istemin kesin hüküm bulunması sebebiyle reddi yönünde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile kararının meskeniyet şikayetine ilişkin karar yönüyle bozulmasına, bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
16.09.2020 tarihli bilirkişi raporuna göre taşınmazın değerinin 900.000,00 TL olduğunun tespit edildiği, borçlunun ekonomik, sosyal durumuna göre haline münasip alabileceği evin şikayet tarihi itibariyle değerinin de 900.000,00 TL’den daha aşağı olamayacağının tespit edildiği gerekçesi ile taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Alacaklı,
1.Şikayetin sürede olmadığını, borçlunun haczin tatbik edildiği 27.12.2019 tarihinde haberdar olduğunu, aksinin düşünülmesi halinde kıymet takdirinin yapıldığı keşif tarihi olan 11.11.2019 tarihinde haberdar olduğunu, şikayetin ise 08.12.2019 tarihinde yapıldığını,
2.Borçlunun şikayete konu taşınmazda yaşamadığını, Kayseri’de yaşadığını, şikayete konu taşınmazı ise iş için gittiğinde kullandığını, ayrıca adına kayıtlı başkaca taşınmazları olduğunu,
3.Taşınmazda ipotek kaydı olduğunu, birden fazla kredi kullanıldığını, çekilen kredinin konut kredisi olarak değerlendirilemeyeceğini, borçlunun bu taşınmaz yönünden meskeniyet şikayetinde bulunamayacağını, banka cevabından ipotek borcunun devam ettiğinin anlaşıldığını,
4.Taşınmazın değerinin 900.000,00 TL’den daha fazla olduğunu, borçlunun haline münasip 2+1 taşınmazların değeri ile dört odalı şikayete konu taşınmazın değerinin aynı olmasının mümkün olmadığını, dairenin bedeli konusunda ek rapor veya farklı bilirkişilerden yeniden rapor alınmasını istediklerini, borçlunun kıymet takdirine itirazının da kesin olarak reddedildiğini,
5.Borçlunun meskeniyet şikayetinin reddine ilişkin kesinleşmiş kararlar olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, meskeniyet şikayetine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
İİK’nın 16/1, 82/12 maddeleri.
3. Değerlendirme
İİK’nın 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK’nın 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar.
Somut olayda, 11.11.2019 tarihinde taşınmazda kıymet takdiri için keşif yapılmış olup, kıymet takdir raporu şikayetçi borçluya şikayet tarihinden sonra tebliğ edilmiş ise de borçlunun keşif tarihinde hacizden haberdar olduğu ileri sürülmüştür. Dairemiz bozma ilamında şikayetin sürede olduğunun tespiti halinde işin esasının incelenmesi gerektiği belirtilmiş ise de mahkemece bozmaya uyularak verilen kararda şikayetin sürede olup olmadığına ilişkin bir tespite yer verilmemiştir.
Diğer taraftan, borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmaz hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir.
Şikayete konu taşınmazın tapu kaydında şikayete konu olan 27.12.2019 tarihli hacizden önce tesis edilmiş 30.09.2011 tarih ve 41222 yevmiye numaralı ipoteğin bulunduğu, ipoteğin lehine ipotek verilen banka ile yapılmış ve yapılacak sözleşme ve taahhütleri gereği kullanılan ve kullanılacak her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve bankanın 19.02.2021 tarihli cevabında yazı tarihi itibariyle güncel borç miktarının 27.818,30 TL olduğunun bildirildiği görülmüştür.
O halde, Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda öncelikle şikayetin süresinde olup olmadığının tespiti, süresinde olduğunun anlaşılması halinde taşınmazda bulunan ipotek kaydı da dikkate alınarak şikayetin esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup kararının bozulması cihetine gidilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/4. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
01.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Exit mobile version