2021 YılıHacizHGKİşlem Şikayeti

borçlunun emekli maaşı Sosyal Güvenlik Kurumuna gönderilen haciz müzekkeresi ile haczedilebileceği gibi, emekli maaşının yatmakta olduğu banka hesabının haczedilmesi ile de emekli maaşı haczedilmiş olur.

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO : 2017/12-711
KARAR NO : 2021/1721
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/12/2015
NUMARASI : 2015/445-2015/1037

1. Taraflar arasındaki “şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, İstanbul 10. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin kabulüne ilişkin karar alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir.
2. Direnme kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. İNCELEME SÜRECİ
Alacaklı İstemi:
4. Borçlu şikâyet dilekçesinde; T.C. Ziraat Bankasının İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2014/14105 E. sayılı dosyasında emekli maaşına haciz koyduğunu, emekli maaşına haciz ve bloke konulamayacağını, Mart ayından beri maaşının 1/4’ü olan 247TL’nin bloke edildiğini ileri sürerek emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararı:
5. İstanbul 10. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 27.06.2014 tarihli ve 2014/966 E., 2014/757 K. sayılı kararı ile; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, alacaklı tarafından borçlu aleyhine yapılan icra takibinin kesinleşmesine müteakip borçlunun maaş almakta olduğu Kuruma 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 89/1. maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderilerek emekli maaşının haczinin istendiği ve bu konuda icra dairesince ilgili yere yazı yazılarak borçlunun almış olduğu emekli maaşına haciz konulduğu, 5754 sayılı Kanun’un 56. maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanun’un 93. maddesinin 1. fıkrasına göre bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir aylık ve ödenekleri… 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacalar ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği gerekçesiyle şikâyetin kabulü ile borçlunun emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
6. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
7. Yargıtay 12. Hukuk Dairesince 12.03.2015 tarihli ve 2015/2872 E., 2015/5532 K. sayılı kararı ile;
“…Borçlunun emekli maaşına haciz konulması işleminin iptaline yönelik şikâyeti üzerine, mahkemece 5510 Sayılı Sosyal Güvenlik Yasası’nın 93. maddesinde SSK’dan alınan emekli maaşlarının haczedilemeyeceğine ilişkin kural bulunduğu gerekçesi ile şikâyetin kabulü ile emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Somut olayda, icra takip dosyasında alacaklı vekilinin açıkça borçluya ait emekli maaşının haczine yönelik talebi olmayıp, alacaklı vekilinin istemi sadece bankalara 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesinden ibarettir. İcra müdürlüğünce bankalara gönderilen haciz ihbarnamelerinde de emekli maaşının haczine yönelik bir ibare bulunmamaktadır.
O halde mahkemece, emekli maaşının haczine yönelik bir işlem bulunmadığından hukuki yarar yokluğu nedeni ile istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
8. İstanbul 10. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 08.12.2015 tarihli ve 2015/445 E., 2015/1037 K. sayılı kararı ile; İİK’nın 89. maddesine göre düzenlenen haciz ihbarnamesinde açıkça emekli maaşının haczedilmesi talebi yazılı değilse de, borçlunun emekli maaşını aldığı bankaya 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğinde emekli maaşının haczedileceği, haciz ihbarnamesi gönderilmesiyle de banka hesabından gelen paranın ne olursa olsun haczine olanak tanındığı, borçlunun Ziraat Bankasındaki hesabına da emekli maaşı geldiği ve haciz ihbarnamesi gereğince haczedildiği, haciz ihbarnamesinin maaş haczi olarak kabul edilmediği takdirde borçlunun emekli maaşının haczinin gerçekleşmiş olacağı, borçlunun kanundan doğan hakkını kullanamaz hâle geleceği, haciz ihbarnamesi (gönderilmesi) hâlinde borçlunun emekli maaşını hacizden kurtarmasının olanaksız hâle geleceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
9. Direnme kararı süresi içinde alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK
10. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; borçlunun emekli maaşının haczi için ilgili bankaya İİK’nın 89. maddesinin 1. fıkrasına göre gönderilmiş bir haciz ihbarnamesinin bulunup bulunmadığı, buradan varılacak sonuca göre hukukî yarar yokluğu nedeni ile istemin reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
11. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle şikâyetin açıklanması gerekmektedir.
12. İcra (ve iflâs) dairesi İcra ve İflâs Kanunu’nu (ve icra-iflâs hukukuna ilişkin diğer hükümleri) birinci derecede uygulamakla görevlidir. İcra (ve iflâs) dairesi, bu görevlerini yaparken, kanunu yanlış uygular, kanunun kendisine tanıdığı takdir yetkisini hadiseye uygun olarak kullanmaz, bir hakkı yerine getirmez veya bir hakkın yerine getirilmesini sebepsiz sürüncemede bırakırsa, usulsüz (yolsuz) hareket etmiş olur. İcra (ve iflâs) dairesinin bu gibi yolsuz işlemlerine karşı, bundan zarar gören ilgililer icra mahkemesinde şikâyet yoluna başvurabilirler (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 103).
13. Şikâyet, icra ve iflas hukukunda düzenlenmiş, kendisine özgü hukukî bir çaredir. Şikâyet kendisine özgü bir yol olup bir dava ve gerçek anlamda bir kanun yolu değildir. Şikâyet, icra takibinin taraflarına veya hukukî yararı bulunan diğer kişilere tanınmış ve bu yolla icra ve iflas dairelerinin (veya diğer icra organlarının) kanuna veya olaya uygun olmayan işlemlerinin iptalini veya düzeltilmesini ya da yapmadıkları veya geciktirdikleri işlemlerin yapılmasını sağlayan hukukî bir çaredir (Pekcanıtez, Hakan/ Atalay, Oğuz/ Özkan, Meral Sungurtekin/ Özekes Muhammet: İcra ve İflas Hukuku, 11. Bası, Ankara, 2013, s. 125 vd.).
14. Şikâyet İİK’nın 16, 17 ve 18. maddelerinde düzenlemiştir. Şikâyetin konusu, icra ve iflas dairelerinin yapmış oldukları işlemlerdir. İcra dairesinin işleminden maksat, somut olay karşısında icra dairesinin davranış biçimidir. İşlemin, şikâyete konu olabilmesi için mutlaka memurun olumlu bir davranışının olması gerekmez. İcra memurunun yapması gereken bir işlemi yapmaması veya ihmal etmesi, sürüncemede bırakması durumunda da bu olumsuz davranışı şikâyet konusu olabilir.
15. İcra ve İflas Kanunu’nda şikâyet hakkı olan kişiler genel olarak düzenlenmemiştir. Ancak bu durumun herkesin şikâyet hakkına sahip olacağı anlamına gelmez. Hukukî yararı bulunmak şartı ile takip alacaklısı, borçlusu ve üçüncü kişiler şikâyet hakkına sahiptir. Şikâyette bulunan kişinin icra dairesinin işlemini iptal ettirmekte veya düzelttirmekte hukukî yararı vardır diyebilmek için o işlemin doğrudan doğruya o kişinin kendi hukukî durumuna ilişkin olması ve zararına bulunması gerekir (Kuru, s.106).
16. Şikâyeti medeni usul hukukunda yer alan hiçbir dava çeşidi içine sokmak mümkün değildir. İİK’nın 16. maddesine göre icra ve iflas dairesi işlemlerine karşı şikâyet yoluna ancak kanunun çözümünü mahkemeye bırakmadığı konularda (örneğin İİK’nın 142. maddesi uyarınca sıra cetveline itiraz davası) gidilebilir. Kanun koyucunun bazı hâllerde şikâyet yolunu kapalı tutmasının nedeni, takibe bağlı maddi hukuka ilişkin sorunların mahkemelere bırakılması düşüncesidir (Pekcanıtez, Hakan/ Simil, Cemil: İcra ve İflas Hukukunda Şikâyet, İstanbul 2017, s. 31, 49).
17. Şikâyet konusunu idarî işlemler oluşturduğundan, şikâyet medeni usul hukuku anlamında bir dava değildir. Şikâyette kişiler arasında uyuşmazlık yoktur. Şikâyet ile icra ve iflas memurlarının işlemlerinin kanuna veya olaya aykırılığı ileri sürülür. Takibin esasını oluşturan uyuşmazlığın maddi hukuk açısından incelenmesi ve bunun hakkında karar verilmesi şikâyette mümkün değildir. Şikâyete konu işlemin iptalini talep eden kişinin takibin diğer taraflarına karşı ileri sürebileceği bir sübjektif hakkı yoktur. Medeni usul hukukundaki davada, davacı ve davalı olmak üzere iki taraf yer alır. Davanın konusunu tarafların sübjektif hakları oluşturur. Örneğin eda davası söz konusu ise dava kabul edildiğinde davalı bir şeye mahkûm edilir. Şikâyet hakkında verilen kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Dava sonunda verilen kararlar ise kesin hüküm teşkil eder ve aynı konuda ve aynı taraflar arasında yeniden dava açılamaz.
18. Uyuşmazlığın çözümünde haciz işleminin de açıklanması yerinde olacaktır.
19. Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan devlete ilişkin bir hâkimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara, icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır. İİK’nın 85. maddesinin 1. fıkrasına göre icra dairesince, borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana para, faiz ve masraflar da dâhil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczedilir. Belirtilen maddenin 2. fıkrası borçluya ait olup da üçüncü kişi elinde olan malların da haczedilebileceğini öngörmektedir. Borçlunun üçüncü kişilerde bulunan alacakları İİK’nın 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilmesi suretiyle haczedilebileceği gibi, üçüncü kişilere haciz müzekkeresi gönderilmesi suretiyle de haczedilebilir.
20. Kural olarak, borçlunun mal varlığını oluşturan mal, alacak ve haklan borç için haczedilebilirse de, borçlunun ve ailesinin yaşaması ve ekonomik varlığını devam ettirebilmesi için istisna olarak, borçlunun bazı mal ve haklarının haczedilemeyeceği kabul edilmiştir. İİK’nın 82. maddesinde tamamı haczedilemeyen mal ve haklar düzenlenmiş olup, 1. fıkrasının 1. bendine göre “mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar” haczedilemez. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 93. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sigortalılara ve hak sahiplerine bağlanan gelir, aylık ve ödeneklerin Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 88. maddeye göre tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez. Borçlu emekli maaşına haczedilemeyeceğini ileri sürerek şikâyet yolu ile icra mahkemesine başvurabilir.
21. Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki borçlunun emekli maaşı Sosyal Güvenlik Kurumuna gönderilen haciz müzekkeresi ile haczedilebileceği gibi, emekli maaşının yatmakta olduğu banka hesabının haczedilmesi ile de emekli maaşı haczedilmiş olur.

22. Somut olayda, alacaklı T.C. Ziraat Bankası tarafından kredi kartı üyelik ve kredi sözleşmesine dayalı olarak borçlu aleyhine 23.05.2014 tarihinde genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, borçluya 27.05.2014 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun 23.06.2014 tarihinde şikâyet yolu ile icra mahkemesine başvurarak emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasını talep ettiği, şikâyet tarihinden sonra alacaklı vekilinin 15.07.2014 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği talep dilekçesinde “Dosya borçlusu Mehmet Karaman hakkında takip kesinleşmiş olup, Yapı Kredi Bankası A.Ş., Türk Ekonomi Bankası A.Ş., T. Halk Bankası A.Ş., Finansbank A.Ş., Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş., T. Garanti Bankası A.Ş., Asya Katılım Bankası A.Ş., T. Vakıflar Bankası A.Ş., T. İş Bankası A.Ş., Akbank T. A.Ş.’ne İİK’nın 89/1. maddesine göre birinci haciz ihbarnamesi gönderilmesini” şeklinde talepte bulunduğu, Yapı Kredi Bankası A.Ş., Türk Ekonomi Bankası A.Ş., T. Halk Bankası A.Ş., Finansbank A.Ş., Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş., T. Garanti Bankası A.Ş., Asya Katılım Bankası A.Ş., T. Vakıflar Bankası A.Ş., T. İş Bankası A.Ş. ve Akbank T.A.Ş.’ye birinci haciz ihbarnamesi gönderildiği görülmektedir.
23. Özel Dairenin bozma kararından sonra borçlu tarafından sunulan 26.10.2015 tarihli delil dilekçesi ve eklerinin incelenmesinde; borçlu tarafından 03.06.2014 tarihinde T.C. Ziraat Bankası Altayçeşme Şubesine verilen dilekçesinde kredi kartı borcu nedeniyle İstanbul 4. İcra Müdürlüğünde takip yapıldığını ve banka tarafından da emekli maaşına üç aydır bloke konulduğunu, yapılan takiple emekli maaşının haczedilemeyeceği yasa gereği olup banka tarafından da emekli maaşının bloke edilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek bloke işleminin kaldırılmasını istediği, borçlunun hesabına ait T.C. Ziraat Bankası müşteri hesap ekstresinde banka tarafından bloke konulduğu ve kesintiler yapıldığı görülmektedir.
24. Şu hâle göre icra dosyasında alacaklı bankanın kendi şubesine haciz ihbarnamesi gönderilerek borçlunun hesabının haczedilmesine yönelik talebi bulunmayıp, icra müdürlüğünün de borçlunun emekli maaşının yattığı banka hesabının haczedilmesine yönelik bir işlemi yoktur. İİK’nın 4. maddesi gereğince icra mahkemesi, icra müdürlüğü işlemine karşı yapılan şikâyetlerle itirazları incelemeye görevlidir. Alacaklı bankanın taraflar arasında yapılan kredi sözleşmelerine dayanarak hesaba koyduğu blokenin kaldırılması ise genel mahkemenin görevinde olup, icra memurluk işlemi olmadığından şikâyetin konusu değildir.
25. O hâlde icra memurunun emekli maaşının haczine yönelik bir işlemi bulunmadığından borçlunun icra mahkemesine başvurmasında hukukî yararı yoktur
26. Hâl böyle olunca direnme kararının yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekmiştir.

IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile eklenen Geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu