T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2023/4395
KARAR NO : 2024/1706
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 08.03.2023
NUMARASI : 2023/107-2023/479
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde borçlu şirketin icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğinin alacaklı ile aralarındaki sözleşmede yer alan adreslerine yapılmadığını, tebliğin yapıldığı adreste bulunan sanal ofiste kendi çalışanlarının bulunmadığını, tebligatı teslim alan şahsın, borçlu şirketin müdürü/yetkilisi/çalışanı olmadığını ileri sürerek usulsüz tebligat şikayetiyle birlikte icra müdürlüğüne yapılan itirazın süresinde olduğunun kabulü ile hacizlerin kaldırılması isteminde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince şikayete konu tebligatın, borçlu şirket yetkililerinin tevziat saatlerinde nerede oldukları ve şirket yetkililerinin yerine tebliğ almaya görevli kişilerin adreste bulunup bulunmadığı hususları araştırılmadan yapılması nedeniyle usulsüz olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne, takibe süresinde itiraz edildiğinin tespiti ile takip kesinleşmediğinden haciz ve satış aşamasına ilişkin tüm işlemlerin iptaline karar verildiği, taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi’nce borçlunun istinaf başvurusunun reddine, alacaklının istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine karar verildiği, borçlu tarafından temyiz yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat Kanunu’nun 12. maddesinde; “Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır”, aynı yasanın 13. maddesinde; “Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır” hükümleri yer almaktadır. Tebliğ tarihi itibariyle uygulanması gereken Tebligat Tüzüğü’nün 18. maddesinde ise “… tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, hükmi şahsın o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Şu kadar ki, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, hükmi şahsın o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tebligatın muhatabı olan hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle tavzif edilmiş bir şahıs olması lazımdır. Bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edildiği takdirde tebligat, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır” düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda, borçlu şirket adına “Kızılay Mahallesi, Menekşe 2 Caddesi, M.K. İşhanı Blok No: 35/30, Çankaya/Ankara” adresine tebliğe çıkarılan ödeme emri tebligatının “… daimi çalışanı İrem Yolaşan imzasına tebliğ edilmiştir” şerhiyle 08.07.2022 tarihinde yapıldığı, tebliği alan şahsın borçlu şirket çalışanı olmadığı, borçlu şirket ile üçüncü kişi V.H. Ofis Hizmetleri Danışmanlık Ltd. Şti. arasında imzalanan “Tebligat Adresi Sözleşmesi”nde borçlu şirket adına tebliğ almaya yetkili kılınan üçüncü kişinin çalışanı olduğu ve bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı görülmektedir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlu tarafından ileri sürülen tebligat usulsüzlüğü iddiasının, borçlunun tüzel kişi olduğu göz önüne alınarak Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmelikte ayrıntılı olarak düzenlenen, tüzel kişilere uygulanacak tebligat usulüne ilişkin hükümler çerçevesinde inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, borçlu şirket ile üçüncü kişi arasında imzalanan “Tebligat Adresi Sözleşmesi”nin yasal mevzuat hükümleri karşısında sonuç doğurmayacağı değerlendirilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz isteminin kısmen kabulü ile, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesinin 08.03.2023 tarihli, 2023/107 E. – 2023/479 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.