Borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkı doğmayacağından haricen icra takibini öğrenip icra dairesine itiraz etmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı- Kiracı borçluya çıkartılan ödeme emri tebligatı önce bila tebliğ iade edilmesi ve kiracı borçlunun takipten haricen haberdar olup takibe itirazından sonra borçluya tebligat yapılmış olması halinde, alacaklının da ihtilafı sürdürdüğü anlaşıldığından, borçlu kiracının itirazı geçerli olup takibin duracağı ve bu durumda da kiralayan alacaklının itirazın kaldırılması istemi ile kiracı borçlu hakkında tahliye şartlarının oluşup oluşmadığının incelenmesi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Adi kiraya ve hasılat kiralarına ait örnek 13 ilamsız takipte, kiracı-borçlunun icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde, borcu bulunmadığını ileri sürerek takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize itirazı üzerine alacaklı vekilinin; itirazın kaldırılması ve tahliye istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, kiralayan alacaklı tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile takibe konu mecurdan kiracı borçlunun tahliyesine, kiralayan alacaklının itirazın kaldırılması isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği,kararın taraflarca temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
İ.İ.K’nun 269. maddesinde ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği öngörülmüştür.
Somut olayda; kiralayan alacaklı tarafından … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2018/ 2114 Esas sayılı takip dosyası ile kiracı borçlu hakkında 18/11/2017 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli sözlü kira sözleşmesinden kaynaklı 8 aylık kira alacağının tahsili ve tahliye talebi ile 27/03/2018 tarihinde başlatılan icra takibinde, ödeme emrinin 30/03/2018 tarihinde muhatabın adreste tanınmadığı belirtilerek iade edilmiş olduğu, borçlu kiracı vekili tarafından 14/05/2018 tarihinde icra müdürlüğüne verilen itiraz dilekçesinde takibi haricen öğrendiklerini belirterek, kiralayana herhangi bir borcunun bulunmadığı, bu nedenle borca, ödeme emrine, faiz oranına itiraz ettiği, icra müdürlüğünce aynı tarihte itirazın kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, icra dosyasından borçluya 2. defa çıkartılan ödeme emrinin 21/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, görülmüştür.
Her ne kadar İİK’nun 269. maddesi gereğince borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkı doğmayacağından haricen icra takibini öğrenip icra dairesine itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz ise de bu durum borçluya hiç tebligat çıkartılmaması ya da tebliğ edilememesi hali için geçerlidir.
Somut olayda; kiracı borçluya çıkartılan ödeme emri tebligatı önce bila tebliğ iade edilmiş ve kiracı borçlunun takipten haricen haberdar olup takibe itirazından sonra ise borçluya tebligat yapılmış olduğu, alacaklının da ihtilafı sürdürdüğü anlaşılmakla borçlu kiracının itirazı geçerli olup kiralayan alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı vardır. Bu durumda, icra takibinin devamının sağlanabilmesi için itirazın kaldırılması isteminin değerlendirilmesi gerekmektedir.
O halde, kiracı borçlunun takibe itirazı geçerli olmakla takibin durdurulduğu da dikkate alınarak Bölge Adliye Mahkemesi’nce, kiralayan alacaklının itirazın kaldırılması istemi ile kiracı borçlu hakkında tahliye şartlarının oluşup oluşmadığı incelenerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu hukuki yarar yokluğu nedeniyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile, … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 24.10.2019 tarih ve 2019/515 E. – 2040 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın Bölge adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 17/03/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
12. HD. 17.03.2020 T. E: 1200, K: 2827