Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Çocuk Teslimine İlişkin Tedbir Kararlarının İnfazını İsteme Süresi

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
Dosya No : 2019/868
Karar No : 2020/260
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
İ S T İ N A F   K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :ŞANLIURFA 1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ :10/03/2019
NUMARASI :2018/1143 E, 2019/158 K.

DAVANIN KONUSU :Şikayet (İcra Memur Muamelesi)
KARAR TARİHİ :07/02/2020
Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararının Dairemizce istinaf yoluyla tetkikinin istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Dairemize gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın Şanlıurfa 1. Aile Mahkemesi’nin 2017/496 E. sayılı dosyasında almış olduğu kişisel ilişki kararının Adana 3. İcra Müdürlüğü’nün 2017/12001 E. sayılı dosyasından takibe koyduğunu, tarafınca takip dosyasına karşı yetki itirazında bulunduğunu, Adana 3. İcra hukuk Mahkemesi’nin 2017/984 E, 2017/891 K. sayılı dosyası ile yetki itirazının kabulüne, talep halinde dosyanın Şanlıurfa İcra Dairesi’ne gönderilmesine karar verildiği kararın halen kesinleşmediği bu haliyle Adana 3. İcra Müdürlüğü’nün 2017/12001 E. sayılı dosyasının halen açık ve derdest olduğu bu nedenle aynı ilama dayanılarak Şanlıurfa 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6563 E. sayılı takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini taleple dava açmıştır.
İlk derece mahkemesi kararında özetle; Şanlıurfa 1. Aile Mahkemesi’nin 2017/496 E. sayılı dosyasında verilen 04/04/2018 tarihli ara kararın Şanlıurfa 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6563 E. sayılı dosyasından takibe konulduğu, davacı vekilinin itirazları doğrultusunda yapılan incelemede Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak 2017/984 E, 2017/891 K. sayılı ilamın kesinleşip kesinleşmediğinin sorulduğu, 17/12/2018 tarihli cevabi yazıda kararın henüz kesinleşmediğinin bildirildiği, Adana 3. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak 2017/12001 E. sayılı takip dosyası uyap üzerinden celbinin talep edildiği UYAP üzerinden gönderilen takip dosyasının incelendiğinde, davalının davacı aleyhine çocukla kişisel ilişki kurulmasına yönelik takip başlattığı, takibin konusunun Şanlıurfa 1. Aile Mahkemesi’nin 2017/496 E. sayılı dosyasında verilen 25/10/2017 tarihli ara kararın olduğunun görüldüğü, buna göre Adana 3. İcra Müdürlüğü’nün 2017/12001 E. sayılı takip dosyasına konu Şanlıurfa 1. Aile Mahkemesi’nin 2017/496 E. sayılı dosyasında verilen 25/10/2017 tarihli ara kararın, Şanlıurfa 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6563 E. sayılı dosyasından takibe konulan Şanlıurfa 1. Aile Mahkemesi’nin 2017/496 E. sayılı dosyasında verilen 04/04/2018 tarihli ara karardan farklı olduğu, bu aşamada mahkemece verilen farklı ara kararların icrası söz konusu olduğundan derdestlikten bahsedilemeyeceği anlaşılmakla şikayetin reddine karar verilmiştir.
Şikayetçi vekili tarafından süresinde yapılan istinaf başvurusunda özetle; Şanlıurfa 1. Aile Mahkemesinin 2017/496 E. sayılı dosyasında verilen her ara kararın ayrı ayrı icraya konulamayacağı, ileride verilecek ilamın icrasının da aynı ilamsız icra takibinden devam edileceğinin kanunun amir hükmü olduğu, takip konuları ve tarafların aynı olduğunu belirterek takibin mükerrer olarak açıldığından bahisle ilk derece mahkemesinin şikayetin reddine dair verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 393 üncü maddesinin 1. fıkrasında, İhtiyati tedbir kararının uygulanması, verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorunda olduğu, 2. fıkrasında, tedbir kararının uygulanmasının, kararı veren mahkemenin yargı çevresinde bulunan veya tedbir konusu mal ya da hakkın bulunduğu yer icra dairesinden talep edileceği düzenlenmiştir.
“Görüldüğü üzere, İcra İflas Kanunu hükümleri içerisinde düzenlenmiş olan genel haciz yolu ile takip, para ve teminat alacaklıarına dayalı olarak yapılmaktadır. Bunun dışındaki alacaklar için genel haciz yolu ile takip yapılamaz.
Somut olayda ise, genel haciz yolu ile yapılan takibin dayanağının, Polatlı Aile Mahkemesi’nin 12.02.2014 tarih ve 2014/303 E. sayılı ara kararı olduğu, bu kararda ise müşterek çocukların velayetinin tedbiren anneye verilmesine ve şahsi  ilişki kurulmasına dair tedbir kararının olduğunu, yukarıda açıklandığı üzere para veya teminat alacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı görülmektedir. Söz konusu bu karar tedbir mahiyetinde olup, ilamsız icra takibine konu yapılamaz. Ayrıca kararda belirtildiği üzere, bu tedbir kararının icra dairesince uygulanmasına karar verilmiş olup, icra dairesi bu tedbir kararını infaz memuru sıfatı ile yerine getirmek zorundadır.” (Yargıtay  12. Hukuk Dairesinin 16/06/2015 tarih ve  2015/7170 Esas ve 2015/16854 Karar sayılı içtihadı)
Şikayetçi vekili tarafından dilekçesinde ileri sürdüğü ikinci yapılan takiplerin mükerrer kabul edileceğine ilişkin içtihatların genel haciz yolu ile yapılan takiplere ilişkin bulunduğu, Aile Mahkemesince verilen çocuk teslimine ilişkin ara kararlarda icra dairesinin görevinin infaz memuru olarak ara kararının gereklerini yerine getirmek olduğu, Aile Mahkemesince verilen ara kararın tedbir kararı niteliğinde olduğu gözetildiğinde HMK’nun 393. maddesine göre değerlendirileceği, ara karar tarihinden bir gün sonra infazının istendiği dolayısıyla yedi günlük süre içerisinde icra dairesine başvurulduğu,  ilk derece mahkemesinin kabulünde de olduğu gibi aynı ara kararın infazının talep  edilmediği, çocukla şahsi ilişkin tesisi konusunda Mahkemece iki farklı ara karar tesis edildiği, ortada genel anlamda yapılan bir icra takibi olmadığından mükerrer takipten sözedilemeyeceği anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin şikayetin reddi kararı sonucu itibarı ile doğru olmakla birlikte, ilk derece mahkemesince davanın İİK’nun 25. maddesi hükmü kapsamında değerlendirilerek şikayetin reddine karar verilmesi isabetli olmadığından kararın gerekçesinde hata edilmiş olduğundan HMK’nun 353/1(b)-2. maddesi gereğince düzelterek yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dosya kapsamı, delil durumu ve takip dosyası içeriğine göre ŞANLIURFA 1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ’nin 2018/1143 E, 2019/158 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Şikayetin REDDİNE,
3-Peşin yatırılan dava karar harcının mahsubu ile bakiye 18,50 TL dava karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Peşin alınan istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 10,00 TL istinaf karar harcının istinafa başvurandan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesap edilen 600,00 TL ücretin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.07/02/2020

Exit mobile version