Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için, açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının belgede yazılı olması gerektiğine ilişkin koşul, yeni uygulamalarla yumuşatılmış olup Dairemizin son içtihatlarında nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin, nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I

ESAS NO : 2021/10258
KARAR NO : 2021/11523

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/12/2020
NUMARASI : 2017/910-2020/639
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından, boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakası alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamlı takipte, borçlunun, nafakaları fazlasıyla ödediğini ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile asıl alacak 47.00,00 TL, işlemiş faiz 9,318,94 TL olmak üzere toplam 56.318,94 TL olarak takip talebinin düzeltilmesine karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince; borçlunun boşanma davasından sonra birlikte yaşadıklarını, bu konuda şahitleri olduğunu bildirerek borca faiz ve fer’ilerine itiraz ettiği, bu maddi vak’anın ispatı için tüm deliller toplanarak ve tanıklar dinlenmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi ve ayrıca icra dosyasında bulunan takip talebi ve icra emrinde nafaka talebinin hangi aylara ilişkin olduğu belirli olmadığından davalı alacaklıdan nafaka talebinin hangi aylara ilişkin olduğu sorularak, bu dönemlere ilişkin banka dekontları getirtilip incelenerek sonuca gidilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı hakkında Antalya 1. İca Müdürlüğünün 2013/10551 E sayılı dosyası üzerinden yürütülen 50.000,00 TL asıl alacak ve 11.791,52 TL işlemiş faiz olmak üzere 61.791,52 TL toplam alacağa (birikmiş nafaka alacağı ve işlemiş faizine) ilişkin icranın geri bırakılmasına karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK’nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için, açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının belgede yazılı olması gerektiğine ilişkin koşul, yeni uygulamalarla yumuşatılmış olup Dairemizin son içtihatlarında nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin, nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun, yukarıda izah edilen şekilde yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır.
Bunun dışında, ödemenin okul ücreti vs gibi açıklamalar ile yapılması halinde ise, bu ödemeler ahlaki vazifenin yerine getirilmesi kapsamında olup nafakaya mahsup edilemez.
Somut olayda, dayanak ilamda müşterek çocuk için aylık 1000,00 TL nafakaya hükmedildiği, mahkemece alınan 25.10.2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; 08/12/2007 tarihi ile 08/06/2013 tarihleri arasındaki nafakanın talep edildiği, dosyada mevcut bulunan borçluya ait hesap ekstrelerine göre yapılan hesaplama ile borçlunun 15/03/2010 tarihi ile 2011 eylül ayı arasındaki dönemde alacaklı ile aynı çatı altında yaşadığı dönemde nafaka ödeme yükümlülüğü bulunmamasına rağmen yaptığı 14.971,00 TL okul ödemesi ve alacaklının hesabına doğrudan yapmış olduğu 500,00 TL ödemenin daha önceki birikmiş borçlarından düşülmesi halinde takip tarihi itibariyle nafaka borcu bulunmadığı şekline tespitte bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Borçlunun hesap ekstrelerinin incelenmesinde; bazı havalelerin açıklama kısmında, kolej ve okul parasına ilişkin ödemeler olduğunun açıkça yazılı olduğu, bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan ödemeler içine içtihatlara aykırı olarak bu ödemelerin dahil edildiği ve yine aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli ödemelerin hangileri olduğunun tespitinin de yapılmadığı görülmektedir.
O halde mahkemece, yapılan ödemelerin hesaplanmasında, yukarıda yapılan açıklamalar ve ilkeler doğrultusunda, sunulan ödeme belgeleri ve banka hesap ekstreleri üzerinde Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişiden ek rapor alınarak, gerektiğinde yeniden bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/12/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Exit mobile version