Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Dava dışı borçlu şirkete izafeten davalı şirkete karşı icra takibi başlatılıp başlatılmayacağı, dava dışı borçlu şirket ile davalı şirket arasında acentelik ilişkisi gibi bir bağın olup olmadığı ile davalı şirketin sorumluluğuna gidilip gidilmeyeceği ancak icra takibine itiraz edilmesi ya da takibe karşı icra mahkemesi nezdinde şikayette bulunulması durumunda yapılacak yargılama sonunda mahkemece tespit edilip karar verilebilecek hususlardan olup icra müdürlüğünün borçluya izafeten takip talebi ve ödeme emrinde yer alan davalı şirkete ödeme emri tebligatı çıkarılması hususunda bir takdir hakkı bulunmamaktadır.


Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi A. K. Sarıbaş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, alacaklının, davalı şirkete örnek 7 numaralı ödeme emri tebliğ edilmesi yönündeki talebinin reddine ilişikin 02/04/2019 tarihli icra müdürlüğü kararının kaldırılmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince; şikayetin kabulüne karar verildiği, davalının istinaf yoluna başvurması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.

Somut olayda borçlu şirkete izafeten davalı N. Y. ve İnş. ..A.Ş’nin adının takip talebi ve ödeme emrinde yer aldığı, icra müdürlüğünün 02/04/2019 tarihli kararı ile; davalı şirkete gönderilen ödeme emrini bildirir tebligatın, şirket çalışanının dava dışı borçlu şirket ile herhangi bir bağlarının bulunmadığını, evrakın firmaları ile ilgisinin olmadığını tebligat parçası üzerine yazdırarak tebligatı iade ettiği gerekçesiyle, alacaklının, davalı şirketin ticaret sicil müdürlüğünde kayıtlı adresine tekrar tebligat çıkarılması yönündeki talebini reddettiği görülmektedir.

Dava dışı borçlu şirkete izafeten davalı şirkete karşı icra takibi başlatılıp başlatılmayacağı, dava dışı borçlu şirket ile davalı şirket arasında acentelik ilişkisi gibi bir bağın olup olmadığı ile davalı şirketin sorumluluğuna gidilip gidilmeyeceği ancak icra takibine itiraz edilmesi ya da takibe karşı icra mahkemesi nezdinde şikayette bulunulması durumunda yapılacak yargılama sonunda mahkemece tespit edilip karar verilebilecek hususlardan olup icra müdürlüğünün borçluya izafeten takip talebi ve ödeme emrinde yer alan davalı şirkete ödeme emri tebligatı çıkarılması hususunda bir takdir hakkı bulunmamaktadır.

Bu durumda; İlk Derece Mahkemesinin şikayetin kabulüne yönelik kararı yerinde olmakla, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 16/09/2021 tarih ve 2020/2437 E. – 2021/2290 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26/05/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi verildi.

12. HD. 26.05.2022 T. E: 2021/10816, K: 6348

Exit mobile version