Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Davacı tahliye taahhütnamesinde belirtilen süreden önce başlatılan icra takibi ile tahliye taahhüdüne dayanarak kiralananın tahliyesini istediğinden açılan davanın reddi gerektiği-

Davacı tahliye taahhütnamesinde belirtilen süreden önce başlatılan icra takibi ile tahliye taahhüdüne dayanarak kiralananın tahliyesini istediğinden açılan davanın reddi gerektiği-

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, tahliye taahhüdüne dayanılarak başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı dava dilekçesinde; Davalının tahliye taahhüdüyle taşınmazı tahliye edeceğini taahhüt ettiğini taahhüdüne rağmen taşınmazı tahliye etmediğini, yapılan icra takibine yersiz ve uzatmaya yönelik itirazda bulunduğunu belirterek itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmesini istemiştir. Davalı cevap dilekçesinde; kira sözleşmesi ile tahliye taahhütnamesinin davacı tarafından imzalanıp kendisine postalandığını kendisinin de imzalayıp geri gönderdiğini ancak tanzim tarihi yazılı olmayan taahhütnamede davacı tarafından daha sonra bir tarih atıldığını, davanın reddini savunmuştur.

6098 sayılı BK.’nun 352/1 maddesi uyarınca kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir

Somut Olayda; Davalı, 23.06.2013 tarihli tahliye taahhütnamesinde Z. B. ‘a ait olan taşınmazı 15.12.2014 tarihinde tahliye edeceğini” taahhüt etmiştir. Davacı tahliye taahhütnamesinde belirtilen süreden önce 04/11/2014 tarihinde başlatılan icra takibi ile tahliye taahhüdüne dayanarak kiralananın tahliyesini istemiştir. Takibin, süresinden önce yapıldığının anlaşılmasına göre, mahkemece, açılan davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir

Karar bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Exit mobile version