Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Davanın İİK'nun 89/3. maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu değerlendirilerek yasada öngörülen 15 günlük süre geçtikten sonra dava açıldığı tespit edilmek suretiyle davanın süreden reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince ise; davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının İİK'nun 89/3. maddesi kapsamında olmayıp İİK'nun 72. maddesi kapsamında olduğu değerlendirilerek sonuca gidildiği, oysa İİK'nun 89/3. maddesine göre açılan menfi tespit davasında; davanın red veya kabulü yönünde kanunda bir ayrım olmadığı, aksine her halükarda, cebri icra işlemlerinin kararın kesinleşmesine kadar duracağının belirtildiği, genel mahkemede menfi tespit davasında tedbir kararı verilmesi için teminat alınmasının da sonuca etkili olmadığı anlaşılmıştır.


Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

İlamlı icra takibinde, alacaklının icra mahkemesine başvurusunda; İİK’nun 89/13 haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz edilmediğinden dosyada borçlu konumunda bulunan 3. şahıs tarafından açılan menfi tespit davasında %15 teminat karşılığında veznedeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verildiğini, daha sonra menfi tespit davasının reddedildiğini, müdürlükçe veznedeki paranın kendilerine ödenmesi taleplerinin, reddedildiğini, İİK’nun 72/4. maddesi gereğince ret kararıyla tedbirin kendiliğinden kalkacağından icra müdürlük kararının iptalini talep ettiği, mahkemece, İİK’nun 89/3. maddesi gereğince borçlu hakkındaki işlemlerin menfi tespit davası sonunda verilen karar sonucuna kadar duracağından bahisle talebin reddedildiği, alacaklının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, menfi tespit davasının İİK’nun 89/3. maddesinde öngörülen sürede açılmadığından istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verildiği, davalı borçlu tarafından temyiz başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.

İİK’nun 89/3. maddesi; “… İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, … bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” şeklinde düzenlenmiştir.

Yasada belirtilen menfi tesbit davası İİK 72. maddedeki menfi tesbit davasından farklı olarak bu olguya özgü olarak düzenlenmiş ve kanun koyucu, herhangi bir ayrıma gitmeksizin kararın kesinleşmesine kadar icra işlemlerinin durmasını öngörmüştür. Başka bir anlatımla; İİK 72. maddede düzenlenen menfi tesbit davası borçlu tarafından açılan bir dava iken, İİK 89/3’de düzenlenen menfi tesbit davası takibin borçlusu tarafından değil, İİK 89. maddedeki yasal yollara başvurmayan veya süresinde başvurmadığı için haciz ihbarnamesindeki miktar yönünden borçlu konumuna gelen 3. şahıs tarafından açılan bir dava olup, hüküm ve sonuçları aynı maddede düzenlenmiştir. Davanın red veya kabulünün yahut usulden reddinin sonuca etkisi olmayıp yasanın açık hükmü gereği karar kesinleşinceye kadar takip duracaktır.

Somut olayda; borçlu tarafından … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada mahkemece davanın İİK’nun 89/3. maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu değerlendirilerek yasada öngörülen 15 günlük süre geçtikten sonra dava açıldığı tespit edilmek suretiyle davanın süreden reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince ise; davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının İİK’nun 89/3. maddesi kapsamında olmayıp İİK’nun 72. maddesi kapsamında olduğu değerlendirilerek sonuca gidildiği, oysa İİK’nun 89/3. maddesine göre açılan menfi tespit davasında; davanın red veya kabulü yönünde kanunda bir ayrım olmadığı, aksine her halükarda, cebri icra işlemlerinin kararın kesinleşmesine kadar duracağının belirtildiği, genel mahkemede menfi tespit davasında tedbir kararı verilmesi için teminat alınmasının da sonuca etkili olmadığı anlaşılmıştır.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca alacaklının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Davalı borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 03.06.2020 tarihli, 2018/3507 E.- 2020/876 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15/02/2021 gününde oy birliği ile karar verildi.

12. HD. 15.02.2021 T. E: 2020/5588, K: 1514

Exit mobile version