12. Hukuk Dairesi2022 YılıHacizHaciz Kaldırma

Dosya alacağına haciz konulması durumunda, alacaklı ancak fiili olarak o dosyaya para girdiği tarihten itibaren kendisinin alacaklı olduğu dosyaya paranın gönderilmesini isteyebileceği, öncesinde fiili imkansızlık olduğu göz önüne alındığında alacağı için bir başka takip dosyasına haciz koyduran alacaklının haczinin korunmasının gerektiği

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I

ESAS NO : 2022/574
KARAR NO : 2022/7298

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 09/11/2021
NUMARASI : 2021/3397-2021/2940
DAVACILAR : Borçlular : Canan Altın, Sefer Parlar
DAVALI : Alacaklı : Yunus Kaçar

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Güleç tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu Sefer Parlar hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu Sefer Parlar ile üçüncü kişi Canan Altın’ın icra mahkemesine başvurusunda; borçlu Sefer Parlar’ın alacaklı olduğu takip dosyasındaki alacağının tamamını 28.03.2017 ve 01.06.2017 tarihlerinde Canan Altın’a temlik ettiğini, temlik nedeni ile borçlunun borç ilişkisinden çıktığını, bu nedenle alacaklı Yunus Kaçar’a İİK’nun 120. maddesi uyarınca verilen 23.11.2017 tarihli yetki belgesinin iptalinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince, borçlunun alacaklı olduğu takip dosyasına 07.02.2017 tarihinde haciz konulduğunu, İİK’nun 120/2. maddesi kapsamında talebin ise 26.10.2017 tarihinde yapıldığı bu nedenle İİK’nun 106-110. maddesindeki 6 aylık sürenin geçtiği ve haciz konan dosyadaki alacağın üçüncü kişi tarafından temlik alındığı, artık İİK’nun 120/2. maddesine göre işlem yapılmasının talep edilemeyeceği, dosya alacağının tamamını temlik eden borçlu Sefer Parlar’ın ise hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile 23.11.2017 tarihli yetki belgesinin iptaline, şikayetçi Sefer Parlar yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, benzer gerekçe ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
İİK’nun “paraya çevirme” başlığını taşıyan 106. ve devamı maddelerinde taşınır ve taşınmaz malların satış usulü düzenlenmiştir. Borçlunun üçüncü kişilerdeki alacağı, taşınır hükmündedir. Aynı Kanun’un 110. maddesinde ise; “Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; haciz 07.02.2017 tarihinde, satılarak paraya çevrilmesi zorunlu mala değil, borçlunun alacaklı konumunda olduğu İstanbul Anadolu 11. İcra Dairesi’nin 2015/20495 Esas sayılı dosyası üzerine konulmuş olup İİK’nun 106. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre borçlunun bu takip dosyasındaki alacağı menkul hükmünde ise de Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre dosya alacağına haciz konulması durumunda, alacaklı ancak fiili olarak o dosyaya para girdiği tarihten itibaren kendisinin alacaklı olduğu dosyaya paranın gönderilmesini isteyebileceği, öncesinde fiili imkansızlık olduğu göz önüne alındığında alacağı için bir başka takip dosyasına haciz koyduran alacaklının haczinin korunmasının gerektiği,somut olayda da haciz koydurulan dosyaya henüz tahsil edilip giren bir paranın mevcut olmadığı, bu durumda da alacaklının herhangi bir parayı kendi dosyasına isteyemeyeceği ve 6 aylık haciz düşme süresinin de başlamayacağı, dolayısı ile İİK’nun 120/2. maddesi uyarınca verilen yetki belgesi isteme süresinin de 6 aylık süreye bağlanmasının yerinde olmadığı, zira İİK’da yetki belgesi talep etmek için belirli bir sürenin öngörülmediği, İİK’nu 106-110. maddelerinin kıyasen uygulanarak haciz tarihinden itibaren 6 ay içinde yetki belgesi istenmemesi nedeni ile haczin düşmüş olması kabul edilerek yetki belgesinin iptal edilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 10.11.2021 tarih ve 2021/3397 E. – 2021/2940 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), İstanbul Anadolu 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 21.09.2021 tarih ve 2021/176 E. – 2021/459 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 15/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu