Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
23 K. 1990 tarihinde yürürlüğe giren 3678 sayılı Kanunun 30. maddesiyle 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna eklenen m. 4/a hükmüne göre “Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.”
Takip dayanağı ilamda “200.000 USD (Amerikan Doları) alacağın dava tarihi olan 24.12.2004 tarihinden yürüyen yabancı para (dolar) cinsinden döviz tevdiat hesabına uygulanan yıllık faiz oranı esas alınmak sureti ile hesaplanacak faizi ile tahsiline” karar verilmiştir.
A.an yasal düzenleme ve takip konusu ilam hükmü nazara alındığında döviz alacağı yönünden uygulanacak faiz oranı dava tarihinden itibaren Devlet bankalarının USD ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına fiilen ödenen en yüksek faiz oranı olmalıdır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda takip tarihinden sonraki dönemler için belirlenen faiz oranlarının Devlet bankalarının USD cinsinden bir yıllık mevduata fiilen uyguladıkları oranlar olup olmadığı yönünde dosyada yeterli açıklık bulunmamaktadır.
Bu durumda Merkez Bankasından takip tarihinden muhtıra tarihine kadarki dönemde fiilen uygulanan mevduat oranları sorularak gerektiğinde yeniden bilirkişi görüşüne başvurulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddesi hükmü gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 12.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. HD. 12.10.2012 T. E:9151,K:9137