12. Hukuk Dairesi2023 YılıTakip Açılış

Döviz Alacaklarına İlişkin İcra Takiplerinde TL’ye Çevirme Esnasında Merkez Bankası Efektif Satış Kurunun Dikkate Alınması Gerektiği

T. C.
Y A R G I T A Y
1 2 . H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

Esas No : 2022/9647
Karar No : 2023/2265

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 25.05.2022
SAYISI : 2021/2297 E., 2022/1630 K.

DAVA TARİHİ : 13.06.2018
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
TEMYİZ EDEN : Davacı/Borçlu, Fer’i Müdahil
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20.11.2020
SAYISI : 2018/535 E., 2020/1520 K.

Taraflar arasındaki ilama aykırılık şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı-borçlu vekili ile ilgili kişi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ilk derece mahkemesinin 05.05.2021 tarihli ek kararı ile TMSF’nin istinaf talebin reddine karar verildiği, TMSF’nin ek karara karşı istinaf yoluna başvurmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-borçlu vekili ile ilgili kişi vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi …………………….. tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; takipte faiz hesaplamasının ve faiz oranının takibe dayanak ilama aykırı olarak yapıldığını, işbu şikayetin süresiz şikayete tabi olduğunu, ayrıca icra emrinde asıl alacak ve işlemiş faiz tutarının Türk Lirasına çevrilmesinde hatalı kur uygulandığını beyan ederek davanın TMSF’ye ihbarını, icra emrinin iptalini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra dava açtıklarını, icra takibinde yapılan faiz hesabının doğru yapıldığını, asıl alacağa işletilecek kur olarak fiili ödeme tarihindeki kurun taraflarınca belirtildiğinden bahisle davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı borçlu aleyhine İstanbul 7. İcra Müdürlüğünde 2018/17476 Esas sayılı dosyası ile İstanbul 3. Tüketici Mahkemesinin 2016/1238 Esas 2018/26 Karar sayılı ilamına dayalı olarak ilamlı takip başlatıldığı davacı borçlunun takipteki faiz hesabına itiraz ettiği, mahkemece dosyanın hesap bilirkişisine tevdii edildiği, faiz hesap bilirkişi tarafından düzenlenen 10.06.2020 tarihli raporda hesaplanan faiz miktarının Euro toplam alacak hesaplamasında talep ile uyuştuğunu, Türk Lirası karşılığının 103.436,69 TL olarak hesaplandığını, 15.05.2018 takip tarihinden sonra Euro asıl alacak için uygulanacak en yüksek mevduat faiz oranının 15.05.2018- 11.11.2018 tarihleri için %2,45 olarak tespit edildiği yönünde görüş bildirdiğini, hüküm kurmaya elverişli bilimsel veri ve esaslara dayalı bilirkişi raporu uyarınca takibe dayanak icra emrinde faiz hesabının bilirkişi raporunda hesaplanan ve talep edilen miktardan düşük olduğu bu bahisle icra emrinin talebe bağlılık kapsamında usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-borçlu vekili ile ilgili kişi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-borçlu vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesi dosyasından verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda icra emrine dayanak ilama aykırı faiz oranları kullanılarak hesaplama yapıldığını, dolayısıyla bu rapora göre verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.TMSF vekili istinaf dilekçesinde; kararın kaldırılmasını talep etmiş, yerel mahkemece 05.05.2021 tarihli ek kararı ile TMSF’nin dosyada ihbar olunan olarak taraf sıfatı bulunmadığı anlaşıldığından istinaf talebinin reddine karar verildiği, iş bu ek kararın 10.05.2021 tarihinde tebliğ edildiği üzerine TMSF tarafından ek karara karşı istinaf isteminde bulunulmadığı anlaşılmıştır.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında kamu bankalarının bir yıl vadeli euro cinsi mevduata uyguladıkları faiz oranlarının sorulduğunu, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, bilirkişi tarafından yabancı para cinsinden bir yıl vadeli mevduata kamu bankalarınca uygulanan en yüksek faiz oranı baz alınarak inceleme yapıldığı ve bulunan işlemiş faizin takipte istenenden daha yüksek olduğu tespit edildiği, yine bilirkişi raporunda euro cinsi yabancı paranın takip tarihi itibari ile Merkez Bankası efektif satış kurunun esas alındığı görülmekle ilk derece mahkemesi kararı usule uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-borçlu vekili ile ilgili kişi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1)Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; hatalı raporun hükme esas alınması ve bu rapor doğrultusunda karar verilmesi bozmayı gerektirdiğinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2)İlgili kişi TMSF vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda euro nevinden alacağın hesaplamasında faiz oranlarının yanlış uygulanması neticesinde müvekkili aleyhine fazla alacak tespit edildiğini, kamu bankalarından yabancı paraya 1 yıl vadeli euro cinsinden döviz mevduat hesaplarına fiilen uygulanan faiz oranlarının celp edilip, hesaplamanın buna göre yapılması gerekirken Merkez Bankasının internet sitesinde ilan edilen faiz oranların dikkate alınarak hesaplama yapılmasının isabetli olmadığından bahisle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ilama aykırılık şikayeti olup, icra emrinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, İİK’nın 58/3 maddesi, TBK’nun 99/son maddesi, 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi, HGK’nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.İhbar olunan TMSF’nin temyizi yönünden; İcra mahkemelerinde asli ya da feri müdahil olarak şikayette müdahale yolu ile davaya katılmak mümkün olmadığından ihbar olunan TMSF’nin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı -borçlu vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz eden davacıdan tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu