Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Geçerli bir vekaletnameye dayanarak şirketi temsille görevlendirilen kişi, şirket adına çek düzenleme yetkisine sahiptir. Ancak vekaletten azledilen kişinin görevi, azilnamenin adı geçene tebliğ tarihi itibariyle sona erer.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2016/9521
KARAR NO: 2017/757
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/02/2016
NUMARASI : 2015/347-2016/114
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlunun takibe konu çekteki imzaya itirazı üzerine icra mahkemesince itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiş, iş bu kararın temyiz edilmesi sonucu Dairemizin 14.04.2015 tarih ve 2014/33468 E. – 2015/9849 K. sayılı ilamıyla; vekaletnamede vekilin kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi bulunduğu görülmekle, vekaleten imzalandığı yazılmasa dahi, vekalet verenin vekil tarafından atılan imzadan sorumlu olacağından, vekalet verilen K.A. yönünden imza incelemesi yapılarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece;  takibe konu çekin keşide edildiği 25.02.2012 tarihinden önce, 08.12.2011 tarihinde noterlikçe düzenlenen azilname ile K.A.’in  vekilliğinin sona erdiği gerekçesiyle imza incelemesi yapılmaksızın davanın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Çekin keşide tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nun, “sicile itimat” başlıklı 39/2. maddesine göre; tescili lâzım geldiği hâlde tescil edilmemiş veya tescil edilip de ilanı gerekirken, ilan edilmemiş olan bir husus, ancak bunu bildikleri ispat edilmek şartıyla üçüncü şahıslara karşı dermeyan edilebilir.
6100 sayılı HMK’nun 81. maddesinde ise, “Vekilin azli ve istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçe ile bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur” hükmü yer almaktadır (HUMK 68. madde).
Yukarıda belirtilen yasa hükümlerine göre, geçerli bir vekaletnameye dayanarak şirketi temsille görevlendirilen kişi, şirket adına çek düzenleme yetkisine sahiptir. Ancak vekaletten azledilen kişinin görevi, azilnamenin adı geçene tebliğ tarihi itibariyle sona erer.
Somut olayda, vekil K.A.’in azledildiği hususu borçlu tarafından ileri sürülmemiş olup, mahkemece bu hususun resen gözetilerek davanın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda vekil K.Ak. yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,  23.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Exit mobile version