Tasarrufun İptaliYargıtay Kararları

Geçici aciz belgesi gereğince borçlunun aciz halinin sabit bulunmasına, borçlu ile üçüncü kişinin öncesinde birbirlerini tanıdıkları ve kendine olan borcunu nakit ödeme imkanı olmadığını bildiği bu hali ile İİK’nın 280/1 maddesine göre de tasarrufun iptali gerekeceği-

Geçici aciz belgesi gereğince borçlunun aciz halinin sabit bulunmasına, borçlu ile üçüncü kişinin öncesinde birbirlerini tanıdıkları ve kendine olan borcunu nakit ödeme imkanı olmadığını bildiği bu hali ile İİK’nın 280/1 maddesine göre de tasarrufun iptali gerekeceği- Borçlu hakkındaki davanın da kabul edilerek yargılama giderlerinden davacı üçüncü kişi ve borçlu birlikte müteselsilen sorumlu olup bedelden sadece üçüncü kişi sorumlu tutulması gerekirken, borçlu hakkındaki davanın reddi ile yargılama giderinden sadece üçüncü kişinin sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- İİK’nun 283.maddesi gereğince davanın bedele dönüşmesi halinde, davalı üçüncü kişi hakkında, davacı alacaklının alacak ve fer’ileri ile sınırlı olarak, taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki değeri olan miktar kadar tazminata hükmedilmesi gerekeceği-

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; mahkemece kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Ö. Aydın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, davalı borçlu M. Aybar hakkında takip yapıldığını,takibin semeresiz kaldığını, dava konusu taşınmazını düşük bedel ile diğer davalı Ö. Aydın’a sattığını belirterek, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Ö. Aydın, borçluya 19.02.2013 tarihinde kendi taşınmazını sattığını, borcunu ödemeyince kendisine senet verdiğini, senet bedelinide nakit olarak ödeyemeyince dava konusu taşınmazı verdiğini, mal kaçırma amaçlarının olmadığını belirtmiştir.

Davalı borçlu, cevap dilekçesi sunmamıştır.

Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalılar arasındaki satış tarihinde gerçek değeri 170.000,00 TL olarak bildirilmekle gerçek rayiç değer ile tapuda gösterilen bedel arasında büyük oranda fark bulunduğu, satışın davacı alacaklının takibini ve alacağını sonuçsuz bırakmak kastı ile muvazaalı olarak yapıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle, 170.000,00 TL tazminatın davalı Ö.’dan alınarak davacıya verilmesine, davalı M. Aybar hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı Ö. Aydın vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere, 26.06.2015 tarihli geçici aciz belgesi gereğince borçlunun aciz halinin sabit bulunmasına, borçlu ile üçüncü kişinin öncesinde birbirlerini tanıdıkları ve kendine olan borcunu nakit ödeme imkanı olmadığını bildiği bu hali ile İİK’nın 280/1 maddesine göre de tasarrufun iptali gerekmesine göre davalı Ö. Aydın vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Tasarrufun iptali davaları İİK’nun 282. maddesi gereğince, borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler aleyhine açılır ve borçlu ve üçüncü kişi zorunlu hasım konumundadır. Davanın İİK’nın 283. maddesi gereği bedele dönüşmüş olması halinde borçlu ile üçüncü kişi arasındaki tasarruf iptal edilmekte, üçüncü kişi ile ondan devir alan şahıs arasındaki tasarruf dördüncü kişinin iyiniyetli olması nedeni ile iptal edilemediğinden üçüncü kişi tazminatla sorumlu tutulmaktadır. Bu halde borçlu hakkındaki davanın da kabul edilerek yargılama giderlerinden davacı üçüncü kişi ve borçlu birlikte müteselsilen sorumlu olup bedelden sadece üçüncü kişi sorumlu tutulması gerekirken, borçlu hakkındaki davanın reddi ile yargılama giderinden sadece üçüncü kişinin sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırıdır.

3-İİK’nun 283.maddesi gereğince davanın bedele dönüşmesi halinde, davalı üçüncü kişi hakkında, davacı alacaklının alacak ve fer’ileri ile sınırlı olarak, taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki değeri olan miktar kadar tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli olmuştur.

SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan açıklanan nedenlerle davalı Ö. Aydın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Ö. Aydın’a geri verilmesine 09.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

4. HD. 09.11.2021 T. E: 16240, K: 8526

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu