Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Haciz ihbarnamesi tebliği üzerine üçüncü kişi tarafından dosyaya yatırılan paranın alacaklıya ödenmesi iradi nitelikte bir ödeme sayılamayacağından, şikâyet tarihinden önce dosya borcunun ödenmesinin haczedilmezlik şikâyetinin esasının incelenmesine engel olmadığı

Açıkça itiraz ve şikâyetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesinin itiraz ve şikâyetin esasının incelenmesine engel olmadığı- Haciz ihbarnamesi tebliği üzerine üçüncü kişi tarafından dosyaya yatırılan paranın alacaklıya ödenmesi iradi nitelikte bir ödeme sayılamayacağından, şikâyet tarihinden önce dosya borcunun ödenmesinin haczedilmezlik şikâyetinin esasının incelenmesine engel olmadığı-

1. Taraflar arasındaki “şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, İstanbul Anadolu 4. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar borçlu vekil tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir.

2. Direnme kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. İNCELEME SÜRECİ

Borçlu İstemi:

4. Borçlu vekili şikâyet dilekçesinde; müvekkili İdare aleyhine başlatılan icra takibinde İdarenin su abonelerine 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 89. maddesinin 1. fıkrasına göre haciz ihbarnamesi gönderilerek su faturası alacağı üzerine haciz tatbik edildiğini, bu hacizler hukuka aykırı olduğundan iptalinin gerektiğini, İSKİ’nin hak ve alacaklarının niteliği gereği ve kamu hizmetinin sürdürülebilmesi için kamuya tahsisli olduğunu, İSKİ’nin abonelerden tahsil ettiği su ve atık su bedellerinin niteliği itibariyle haczinin mümkün olmadığını, İİK’nın 82. maddesi ve Belediye Kanunu ile 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 27. maddesi gereğince haczi kabil olmayan idare mallarının haczedilemeyeceğini, 6552 sayılı Kanun’un 121, 122 ve 123. maddeleri ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda değişiklik yapıldığını, bu maddeler gereğince de hacizlerin iptali gerektiğini, ayrıca dosya hesabının fahiş olup, ilama aykırı olduğunu, 2560 sayılı Kanun’un 21. maddesi gereğince müvekkili İdarenin harçtan muaf olduğundan bakiye borç hesabında tahsil harcı hesaplanamayacağını ileri sürerek Vakıfbank Valide S. İstanbul Şubesindeki banka hesabına ve diğer banka hesaplarına konulan hacizlerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Kararı:

5. İstanbul Anadolu 4. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 17.11.2014 tarihli ve 2014/825 E., 2014/860 K. sayılı kararı ile; duruşma açılmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, talebin sonucu itibari ile haczedilmezlik şikâyeti olduğu, icra emrinin şikâyetçi borçluya 29.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleşmesi üzerine icra işlemlerine devam edildiği, haciz işlemi üzerine takip dosyasına para yatırıldığı, dosyaya yatan paranın takip alacaklısına ödendiği, buna bağlı olarak icra dairesince konulan hacizlerin fekki yönünde karar verildiği, sonucu itibari ile dosyanın infazen kapatılmış olduğu, mevcut hâliyle haczedilemezlik şikâyetine ilişkin talebin konusuz kaldığı gerekçesi ile haczedilemezlik şikâyetine ilişkin talep konusuz kalmakla işin esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

6. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

7. Yargıtay 8. Hukuk Dairesince 04.06.2015 tarihli ve 2015/3211 E., 2015/12416 K. sayılı kararı ile;

“…Şikayet eden borçlu İSKİ vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan ilama dayalı başlatılan takipte, müvekkili İdare’nin hak ve alacaklarına haciz konulduğunu bu tür alacaklar için 5999 ve 6111 sayılı Yasal’ar ile 2560 sayılı Yasa’nın 27. maddesi ve İİK’nun 82/1. maddesi uyarınca haciz yasağı getirtildiğini, bu nedenle haciz işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek usul ve Yasa’ya aykırı haciz işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; şikayet tarihinden sonra ve yargılama sürerken, davalı vekilinin talebi üzerine şikayete konu hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği gerekçesiyle şikayetin konusu kalmadığından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi üzerine hüküm; şikayetçi borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Somut olayda; şikayete konu icra takip dosyasına, haciz konulan banka hesabından şikayet tarihinden sonra para gönderildiği, alacaklılara ödendiği ve alacaklı vekilinin hacizlerin kaldırılması talebi üzerine İcra Müdürlüğü’nce ilgili bankaya haczin kaldırılmasına dair yazı yazıldığı anlaşılmaktadır. Haciz nedeniyle hesaptan gelen paranın ödenmesi haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel değildir. Bu nedenle şikayetin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

8. İstanbul Anadolu 4. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 19.11.2015 tarihli ve 2015/820 E., 2015/856 K. sayılı kararı ile; mahkemenin gerekçeli kararında ve Özel Dairenin bozma kararında yazılı olduğu üzere alacaklı vekilinin hacizlerin kaldırılması yönündeki talebi üzerine icra dairesince hacizlerin fekki yönünde müzekkere yazıldığının ve hacizlerin fek edildiğinin sabit olduğu, dolaysıyla hacizlerin fekki yönündeki talebin konusuz kaldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

9. Direnme kararı süresi içinde borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

10. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; haczedilmezlik şikâyetinden sonra haciz konulan banka hesabından icra dosyasına para gönderilerek alacaklıya ödenmesi ve alacaklı vekilinin hacizlerin kaldırılması talebi üzerine icra dairesince haczin kaldırılmasının haczedilmezlik şikâyetinin esasının incelenmesine engel olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

11. Kural olarak, borçlunun malvarlığını teşkil eden mal, alacak ve hakları, alacaklılarına karşı bir tür teminat teşkil eder ve bu nedenle borçlunun alacaklıları tarafından borç için haczettirilebilir. Haciz cebri icra organı tarafından yapılan devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara, icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır. İİK’nın 85. maddesinin 1. fıkrasına göre icra dairesince, borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana para, faiz ve masraflar da dâhil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczedilir. İİK’nın 85. maddesinin 2. fıkrası borçluya ait olup da üçüncü kişi elinde olan malların da haczedilebileceğini öngörmektedir. Borçlunun üçüncü kişilerde bulunan alacakları İİK’nın 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilmesi suretiyle haczedilebileceği gibi, üçüncü kişilere haciz müzekkeresi gönderilmesi suretiyle de haczedilebilir.

12. İcra ve İflas Kanunu’nun 82. maddesinde haczedilemeyecek mallar ve haklar düzenlenmiştir. İİK’nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendine göre özel kanunlarında haczedilemeyeceği yazılı olan mal ve haklar haczedilemez. Maddî hukuka göre başkasına devri yasak olan mal, alacak ve haklar da (mesela münhasıran şahsa bağlı haklar, TMK m. 23 gibi) haczedilemez. Ayrıca özel kanunlarında haczedilemeyeceği yazılı olan mal, alacak ve haklar da haczedilemez.

13. Somut olayda; alacaklı O. G. vekili tarafından şikâyetçi borçlu İSKİ Genel Müdürlüğü ve diğer borçlular aleyhine başlatılan ilamlı icra takibinde, icra emrinin şikâyetçi borçlu vekiline 25.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin 10.10.2014 tarihinde borçlu İSKİ Genel Müdürlüğü yönünden takibin kesinleştiği belirtilerek Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş. Valide S. Şubesine vergi, resim ve harç gelirleri hariç olmak üzere elden takipli haciz müzekkeresi yazılmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce dosya hesabının yapıldığı ve bakiye borç miktarının 83.084,74TL hesaplandığı, icra müdürlüğünce 10.10.2014 tarihinde Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş. Valide S. Şubesine elden takipli olarak yazılan haciz müzekkeresinde borç miktarının 83.085TL gösterildiği, 14.10.2014 tarihinde borçlu İSKİ Genel Müdürlüğünün haczedilmezlik şikâyeti ile icra mahkemesine başvurarak Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş. Valide S. İstanbul Şubesindeki banka hesabına ve diğer banka hesaplarına konulan hacizlerin iptaline karar verilmesini talep ettiği, 17.10.2014 tarihinde Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş. tarafından icra tahsilatı açıklaması ile icra dosyasına 83.085TL gönderildiği, 14.11.2014 tarihinde icra müdürlüğünce Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş. Valide S. Şubesine müzekkere yazılarak konulan hacizlerin fekkine karar verildiğinin bildirildiği, icra mahkemesince, haciz işlemi üzerine takip dosyasına para yatırıldığı, dosyaya yatan paranın takip alacaklısına ödendiği, buna bağlı olarak icra dairesince konulan hacizlerin fekki yönünde karar verildiği, sonucu itibari ile dosyanın infazen kapatılmış olduğu, haczedilemezlik şikâyetine ilişkin talebin konusuz kaldığı gerekçesi ile işin esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.

14. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.11.1956 tarihli ve 1956/15 E., 1956/15 K. sayılı kararı gereğince her dava (şikâyet) açıldığı (şikâyetin yapıldığı) tarihteki hukukî durum gözetilerek hükme bağlanır.

15. Açıkça itiraz ve şikâyetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikâyeti konusuz kılmaz. Şikâyetçi borçlu tarafından icra dosyasına yapılmış bir ödeme bulunmayıp, dosyaya gelen para, borçlunun üçüncü kişi nezdinde banka hesabının haczedilmesi nedeni ile T. Vakıflar Bankası A.Ş. tarafından yatırılmıştır. Bu nedenle haciz müzekkeresinin elden verilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından dosyaya yatırılan paranın alacaklıya ödenmesi iradi nitelikte bir ödeme sayılamayacağından, şikâyet tarihinden sonra dosya borcunun haczedilen banka hesabından ödenmesi haczedilmezlik şikâyetinin esasının incelenmesine engel değildir. Nitekim bu hususlar Hukuk Genel Kurulunun 11.05.2011 tarihli ve 2011/12-177 E., 2011/300 K. ile 24.01.2018 tarihli ve 2017/8-1860 E., 2018/93 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.

16. Borçlunun haczedilmezlik şikâyetinin kabulü hâlinde, borçlu alacaklıya ödenen paranın iadesini talep edebileceğinden şikâyetin esasının incelenmesinde hukukî yararı bulunmaktadır. Haczedilen paranın icra dosyasına ödenmesi nedeniyle icra müdürlüğünce haciz fekedilmiş olup, mahkemece haczedilmezlik şikâyetinin esasının incelenerek haczedilemeyecek bir para tahsil edilmiş ise iadesine olanak sağlanmalıdır.

17. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

18. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile eklenen Geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

HGK. 23.11.2021 T. E: 2017/8-1868 , K: 1485

Exit mobile version