12. Hukuk Dairesi2025 Yılı89 Haciz İhbarnamesiHaciz

Haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Bu davada, üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı takip alacaklısı ispat etmelidir. Üçüncü kişinin beyanının aksi, İİK’nın 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebilir. Anılan maddenin açık hükmü gereğince; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmelidir.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2024/5455
KARAR NO: 2025/136
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 26.06.2024
NUMARASI : 2023/1151-2024/1225
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/3. kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı vekili, icra mahkemesine başvurusunda, takip dışı (3. kişi) davalı Erzurum Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’na gönderilen haciz ihbarnamesine itiraz edildiğini, haciz ihbarnamesine itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, 89/4. maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesini talep ettiği, mahkemece tazminat davasının kabulü ile 568.790,00 TL tazminata hükmedilmesine dair karar verilmesi üzerine davalı tarafın istinaf yoluna başvurduğu ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
2004 sayılı İİK’nın 89. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında; “Hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmayan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödeyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir. Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4. fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir. Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur” hükmüne yer verilmiştir.
Kanun hükmünde yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Bu davada, üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı takip alacaklısı ispat etmelidir. Üçüncü kişinin beyanının aksi, İİK’nın 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebilir. Anılan maddenin açık hükmü gereğince; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmelidir.
 İİK’nın 89/4. maddesine göre “üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü   şahsın İİK’nın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, şikayete dayanak olan icra takip dosyasından gönderilen ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihin düzeltilmesi istemiyle takip borçlusu tarafından açılan davada, Erzurum 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2024/201 Esas, 2024/224 Karar sayılı kararı ile Erzurum 2. İcra Müdürlüğünün 2022/7074 Esas sayılı dosyasında borçlu Karadayı Konut Yapı Mimarlık Müh.İnş.Taah.San.Ltd. Şti.’ye gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin dava tarihi olan 01.10.2024 olarak düzeltilmesine dair karar verildiği anlaşılmış olup, bu haliyle 89/1 haciz ihbarnamesinin 04.11.2022 tarihinde henüz takip kesinleşmeden üçüncü kişiye tebliğ edildiği ve yapılan icra takibinin birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ ve itiraz tarihinde kesinleşmediği anlaşılmıştır. Ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine dair Erzurum 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2024/201 Esas, 2024/224 Karar sayılı kararının henüz kesinleşmemiş olduğu anlaşılmış ise de; kural olarak icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesi gerekmez. İcra mahkemesi kararları verildikleri tarih itibarıyla hüküm ve sonuç doğurur. Bu nedenle, 01.10.2024 tarihi olarak düzeltilen ödeme emri tebliğ tarihine göre, birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ ve itiraz tarihinde takip kesinleşmemiştir.
 Haciz isteme hakkı kural olarak alacaklının borçluya karşı başlatmış olduğu takibin kesinleşmesi ile doğar.
Takip alacaklısı üçüncü kişinin tebliğ edilen haciz ihbarnamesine verdiği cevabın (itiraz) aksini ispat ederek cezalandırılması ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Ancak bu sorumluluğun doğabilmesi, borçluya karşı kesinleşmiş bir icra takibinin mevcudiyetine bağlıdır. Üçüncü kişinin haciz ihbarnamesine karşı yalan beyanda bulunması cezai bakımdan suç, hukuki bakımdan haksız fiildir. Haksız fiil aynı zamanda suç teşkil edebilir. Somut olayda üçüncü kişiye gönderilen birinci haciz ihbarnamesine itiraz tarihinde icra takibinin kesinleşmediği görülmekle geçerli bir itiraz bulunmadığından üçüncü kişinin haksız fiilinden söz edilemez. Dolayısı ile haksız fiilden kaynaklı tazminat sorumluluğu da doğmayacağından, açıklanan gerekçe uyarınca tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ :
 Davalı/3. kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 26.06.2024 tarih ve 2023/1151 Esas, 2024/1225 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve Erzurum 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 06.04.2023 tarih ve 2023/20 Esas ve 2023/81 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu