Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Hacizde tertip ilkesi kapsamında borçlunun mevduatı üzerindeki hacizlerin satımı ve paraya çevrilmesi daha kolay olduğundan taşınmaz mallar üzerindeki haczin mevcudiyeti ileri sürülerek haciz talebinin reddinin usul ve yasaya uygun olmadığı, çünkü mevduat üzerine haciz konulması halinde alacaklı alacağını daha hızlı ve daha kolay şekilde tahsil edebileceği, oysa ki taşınmaz üzerinde bulunan haciz nedeniyle alacaklının satış talebi, kıymet taktiri, ihale, ihalenin feshi vb. aşamalarla uğraşmak zorunda kalacağı, bu husus hem dosyada fazla ve gereksiz masraf yapılmasını gerektirecek hem de alacaklının alacağını geç almasına sebebiyet vereceği,

Hacizde tertip ilkesi kapsamında borçlunun mevduatı üzerindeki hacizlerin satımı ve paraya çevrilmesi daha kolay olduğundan taşınmaz mallar üzerindeki haczin mevcudiyeti ileri sürülerek haciz talebinin reddinin usul ve yasaya uygun olmadığı, çünkü mevduat üzerine haciz konulması halinde alacaklı alacağını daha hızlı ve daha kolay şekilde tahsil edebileceği, oysa ki taşınmaz üzerinde bulunan haciz nedeniyle alacaklının satış talebi, kıymet taktiri, ihale, ihalenin feshi vb. aşamalarla uğraşmak zorunda kalacağı, bu husus hem dosyada fazla ve gereksiz masraf yapılmasını gerektirecek hem de alacaklının alacağını geç almasına sebebiyet vereceği, icra müdürlüğünün, alacaklının talebi ile borçluya ait malvarlığı üzerine haciz koymak zorunda olduğu, ancak borçlunun, haczedilmezlik şikayeti ya da taşkın haciz şikayeti ile icra mahkemesine başvurabileceği, bu konuda ispat yükünün ise borçluya düşmekte olduğu, haczedilen menkullerin İİK’nın 82/1 maddesi uyarınca devlet malı olduğunu, Belediye Kanunu gereğince fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını ve haczedilemeyeceğini ya da hacizlerin taşkın haciz olduğunun borçlu belediyece ispatlanması gerektiği mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı-

I. ŞİKAYET

Asıl ve birleşen dosyalarda alacaklılar şikayet dilekçelerinde; borçlu Belediyenin banka mevduatlarının haczi talebinin icra müdürlüklerince borçlu belediyenin mal beyanında bulunduğu gerekçesi ile reddedildiğini, Anayasa Mahkemesi’nin 17/06/2015 tarih 2014/194 Esas 2015/55 Karar sayılı iptal kararı ile Belediye Kanununun 15. maddesindeki “beyan edilen o mal üzerinde haciz uygulanır” hükmünün iptal edildiğini ileri sürerek icra müdürlüğü kararlarının iptalini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Borçlu cevap dilekçesinde; Belediye Kanunu’nun 15/son hükmü gereğince mal beyanında bulunulduğunu, alacaklının alacağı karşılayacak nitelikte olan mal beyanında bulunulan taşınmaza haciz konulmasını talep edebileceğini, ancak alacaklı vekilince belediyenin mevduat hesaplarına haciz konulmasının talep edildiğini, icra müdürlüğünce talebin reddi gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, icra müdürlüğü işleminin dayanağının Belediye Kanunu olduğunu, şikayetin haksız ve yersiz olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takip dosyaları infaz edilmiş ise de her davanın açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanacağı, 11.09.2014 tarihli 29116 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun’un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu 15. maddesine eklenen fıkranın birinci cümlesinin; ”… ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır” ibaresi ile ”…veya kamu hizmetlerini aksatacak…” ibaresinin, Anayasa Mahkemesi’nin 17.06.2015 tarihli ve 2014/194 E. – 2015/55 K. sayılı Kararı ile iptal edildiği, hacizde tertip ilkesi kapsamında borçlunun mevduatı üzerindeki hacizlerin satımı ve paraya çevrilmesi daha kolay olduğundan taşınmaz mallar üzerindeki haczin mevcudiyeti ileri sürülerek haciz talebinin reddinin usul ve yasaya uygun olmadığı, İcra Müdürlüğünün, alacaklının talebi ile borçluya ait malvarlığı üzerine haciz koymak zorunda olduğunu, Gaziantep İcra Müdürlüğünün 2020/69102, 2020/69105 ve 2020/69104 Esas sayılı dosyalarında alacaklılar vekilinin talebi doğrultusunda işlem yapılması gerekirken talebin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleri ile asıl ve birleşen dosyalar yönünden ayrı ayrı şikayetin kabulüne, müdürlük işlemlerinin iptaline, alacaklıların talebi doğrultusunda derhal işlem yapılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Borçlu istinaf dilekçesinde; yerel mahkemenin 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 15/son hükmünü göz ardı ettiğini, ilgili Kanun hükmünün uygulanmasının alacaklı aleyhine sonuçlar doğuracağı kanaatiyle açık şekildeki yasa hükmünü uygulamaktan imtina ettiğini, Kanunu ve Anayasa Mahkemesi iptal kararını yanlış yorumladığını ve uyguladığını, haciz işleminin Belediyenin gösterdiği mal üzerinde uygulanmak zorunda olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;hacizde tertip ilkesi kapsamında borçlunun mevduatı üzerindeki hacizlerin satımı ve paraya çevrilmesi daha kolay olduğundan taşınmaz mallar üzerindeki haczin mevcudiyeti ileri sürülerek haciz talebinin reddinin usul ve yasaya uygun olmadığı, çünkü mevduat üzerine haciz konulması halinde alacaklı alacağını daha hızlı ve daha kolay şekilde tahsil edebileceği, oysa ki taşınmaz üzerinde bulunan haciz nedeniyle alacaklının satış talebi, kıymet taktiri, ihale, ihalenin feshi vb. aşamalarla uğraşmak zoruna kalacağı, bu husus hem dosyada fazla ve gereksiz masraf yapılmasını gerektirecek hem de alacaklının alacağını geç almasına sebebiyet vereceği, icra müdürlüğünün, alacaklının talebi ile borçluya ait malvarlığı üzerine haciz koymak zorunda olduğu, ancak borçlunun, haczedilmezlik şikayeti ya da taşkın haciz şikayeti ile icra mahkemesine başvurabileceği, bu konuda ispat yükünün ise borçluya düşmekte olduğu, haczedilen menkullerin İİK’nın 82/1 maddesi uyarınca devlet malı olduğunu, Belediye Kanunu gereğince fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını ve haczedilemeyeceğini ya da hacizlerin taşkın haciz olduğunun borçlu belediyece ispatlanması gerektiği mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşıldığından asıl ve birleşen dosyalar yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Borçlu, istinaf dilekçesindeki hususları tekrar etmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, borçlu Belediyenin banka mevduatlarının haczi talebinin, icra müdürlüğünce borçlu belediyenin mal beyanında bulunduğu gerekçesi ile reddi kararını şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Belediye Kanunu’nun 15. maddesi, Anayasa Mahkemesi’nin Resmi Gazete’nin 26.06.2015 tarih ve 29398 sayısında yayımlanan 17.06.2015 tarih ve 2014/194-2015/55 sayılı kararı,

İİK 16, 85 inci madde hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlunun temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.04.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 03.04.2023 T. E: 2022/9471, K: 2255

Exit mobile version