Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Haczedilen paraların niteliği değerlendirilerek hesabın havuz hesabı olup olmadığının belirlenmesi, havuz hesabı oluşturulmuş ise borçlunun haczedilmezlik şikâyetinin reddine karar verilmesi gerektiği,

Haczedilen paraların niteliği değerlendirilerek hesabın havuz hesabı olup olmadığının belirlenmesi, havuz hesabı oluşturulmuş ise borçlunun haczedilmezlik şikâyetinin reddine karar verilmesi gerektiği, havuz hesabı oluşturulmamış ve hesaptaki paraların, vergi, resim ve harç niteliğinde olmaları hâlinde, haczedilemeyeceğinin kabul edilmesi gerekeceği-

1. Taraflar arasındaki asıl ve birleşen dosyada “şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Edirne İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen asıl ve birleşen dosyada şikâyetin reddine ilişkin karar, borçlu vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. İNCELEME SÜRECİ

Borçlu İstemi:

4. Borçlu vekili asıl dosyada; Edirne 1. İcra Müdürlüğünün 2014/4606 E. sayılı takip dosyasında alacaklı vekilinin talebi üzerine icra müdürlüğünce 15.01.2015 tarihinde borçlu Süloğlu Belediye Başkanlığının Ziraat Bankası Süloğlu Şubesi 5779804-5044 nolu hesaba ve varsa borçlu adına olan hesaplara 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 89/1. maddesi gereğince haciz konulması için Ziraat Bankası Genel Müdürlüğüne ve Ziraat Bankası Süloğlu Şubesine ayrı ayrı birinci haciz ihbarnamesi ve haciz müzekkeresi gönderilmesine karar verildiğini, daha sonra alacaklı vekilinin talebi üzerine İİK’nın 89/1. maddesi gereğince konulan hacizlerin kaldırıldığını, ancak Ziraat Bankası Süloğlu Şubesi 5779804-5044 nolu hesaba ve varsa borçlu adına olan hesaplara Ziraat Bankası Genel Müdürlüğünce ve Ziraat Bankası Süloğlu Şubesince haciz tatbik edildiğini, 6552 sayılı Kanun’un 121. maddesine göre haciz kararı alınmadan önce belediyenin borca yeter miktarda haczedebilecek mal göstermesi gerektiğini, aynı Kanun’un 123. maddesine göre ise Kanun yürürlüğe girmeden önce belediye malları üzerindeki tüm hacizlerin kaldırılması gerektiğini, icra dosyasına 30.06.2014 tarihli faize itiraz dilekçesi ile vekâletname sunduklarını, 6552 Kanun gereğince (10 günlük süre verilmesine ilişkin) tebligatın vekile değil asıla yapıldığını, Süloğlu Belediye Meclisinin 07.11.2014 tarihli ve 20140068 sayılı kararı ile hacze konu 5779804-5044 sayılı Ziraat Bankası Süloğlu Şubesi hesabının kamu yararına tahsis edildiğini, tahsis kararından sonra 15.01.2015 tarihinde alacaklı vekilinin talebi ile banka hesabına haciz konulduğunu ileri sürerek borçlu Süloğlu Belediye Başkanlığının Ziraat Bankası Süloğlu Şubesi 5779804-5044 nolu hesaba ve varsa borçlu adına olan hesaplara haciz müzekkeresi gönderilmesine ilişkin 15.01.2015 (16.01.2015) tarihli işlemin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

5. Borçlu vekili birleşen dosyada; Edirne 1. İcra Müdürlüğünün 2014/4606 E. sayılı takip dosyasında alacaklı vekilinin talebi üzerine icra dairesince 26.01.2015 tarihinde borçlu Süloğlu Belediye Başkanlığının Ziraat Bankası Süloğlu Şubesi 5779804-5044 nolu hesaba ve diğer hesapları üzerine (maaşını almış bulunduğu hesabı hariç) haciz konulmasına karar verildiğini, icra dosyasına 30.06.2014 tarihli faize itiraz dilekçesi ile vekâletname sunduklarını, 6552 Kanun gereğince 10 günlük süre verilmesine ilişkin tebligatın vekile değil asıla yapıldığını, Süloğlu Belediye Başkanlığı memurlarının mal beyanı isteniyor düşüncesi ile malvarlıklarını ve banka hesap numaralarını bildirdiklerini, tebligatın geçerliliğinin bulunmadığını, Süloğlu Belediye Meclisinin 07.11.2014 tarihli ve 20140068 sayılı kararı ile hacze konu 5779804-5044 sayılı Ziraat Bankası Süloğlu Şubesi hesabı ve diğer bir çok banka hesabının kamu yararına tahsis edildiğini, tahsis kararından sonra 26.01.2015 tarihinde alacaklı vekilinin talebi ile banka hesabına ve hesaplarına haciz konulamayacağını ileri sürerek borçlu Süloğlu Belediye Başkanlığının Ziraat Bankası Süloğlu Şubesi 5779804-5044 nolu hesaba diğer hesapları üzerine (maaşını almış bulunduğu hesabı hariç) haciz konulmasına ilişkin 26.01.2015 tarihli haciz işleminin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Alacaklı Cevabı:

6. Alacaklı vekili asıl dosyada; hesap hareketleri incelendiğinde kamuya tahsis dışında da bu hesaptan ödemeler yapıldığının görüleceğini, dolayısı ile borçlunun iddia ettiği gibi kamuya tahsis durumunun bulunmadığını belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.

7. Alacaklı vekili birleşen dosyada; hesap hareketleri incelendiğinde kamuya tahsis dışında da bu hesaptan ödemeler yapıldığının görüleceğini, dolayısı ile borçlunun iddia ettiği gibi kamuya tahsis durumunun bulunmadığını belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.

Mahkeme Kararı:

8. Edirne İcra (Hukuk) Mahkemesinin 30.04.2015 tarihli ve 2015/24 E., 2015/153 K. sayılı kararı ile; haciz konulan hesaba ilişkin getirtilen hesap dökümünün incelenmesinde haczi kabil olan paralar ile haczi kabil olmayan vergi geliri gibi paraların yatırıldığı, böylece hesabın karma hesap hâline getirildiği, her ne kadar kamu yararı kararı alınmış olsa da karma hesap hâline getirilen şikâyet konusu hesap üzerindeki haczedilmezlik hakkından borçlunun vazgeçmiş sayılacağı gerekçesi ile şikâyetin reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

9. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesince 07.12.2015 tarihli ve 2015/20922 E., 2015/30716 K. sayılı kararı ile;

“…Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, Ziraat Bankası Süloğlu Şubesinde bulunan 5779804-5044 nolu hesaba ve diğer hesaplara konulan hacizlerin kaldırılmasını istediği, icra müdürlüğünce yazılan haciz yazısına Ziraat Bankasınca verilen 13.02.2015 tarihli cevaba göre, anılan hesabın dışında borçlu Belediyenin başka hesaplarının da bulunduğu ve bu hesaplar üzerine de haciz konulduğu anlaşılmıştır.

5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 15/son maddesinde; “Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile, belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez” düzenlemesine yer verilmiştir.

Bu durumda, mahkemece, 5779804-5044 nolu hesap dışında kalan ve haczedilen diğer hesaplar yönünden de 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15/son maddesi uyarınca inceleme yapılarak, oluşacak sonuca göre anılan hesaplara ilişkin haczedilmezlik iddiası hakkında da bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

10. Edirne İcra (Hukuk) Mahkemesinin 02.06.2016 tarihli ve 2016/107 E., 2016/246 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçe ile birlikte, icra dosyasında borçlunun Süloğlu Ziraat Bankasında bulunan banka hesabı üzerine haciz konulduğunun sabit olduğu, bu şikâyette borçlu vekilince sadece Ziraat Bankasında bulunan hesap üzerine konulan haczin kaldırılmasını talep ettiği ve başka banka hesabına haciz konulmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

11. Direnme kararı süresi içinde borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

12. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Asıl ve birleşen dosyada şikâyet dilekçesi ile icra dosyasında haciz müzekkeresine verilen T.C. Ziraat Bankasının 13.02.2015 tarihli cevabına göre 5779804-5044 nolu hesap dışında kalan diğer hesaplar yönünden de haczedilmezlik şikâyetinin bulunup bunmadığı, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesinin 9. fıkrası maddesi uyarınca haczedilmezlik şikâyeti hakkında inceleme yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

13. Kural olarak, borçlunun malvarlığını teşkil eden mal, alacak ve hakları, alacaklılarına karşı bir tür teminat teşkil eder ve bu nedenle borçlunun alacaklıları tarafından borç için haczettirilebilir. Haciz cebri icra organı tarafından yapılan devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara, icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır. İİK’nın 85. maddesinin 1. fıkrasına göre icra dairesince, borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana para, faiz ve masraflar da dâhil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczedilir. İİK’nın 85. maddesinin 2. fıkrası borçluya ait olup da üçüncü kişi elinde olan malların da haczedilebileceğini öngörmektedir.

14. Haczin konusu, borçlunun taşınır ve taşınmaz malları, üçüncü kişilerdeki alacakları ve diğer malvarlığı haklarıdır (B., Kuru: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 410).

15. İcra ve İflas Kanunu’nun 82. maddesinde haczedilemeyecek mallar ve haklar düzenlenmiştir. Maddî hukuka göre başkasına devri yasak olan mal, alacak ve haklar (mesela münhasıran şahsa bağlı haklar, TMK m. 23 gibi) haczedilemez. Ayrıca özel kanunlarında haczedilemeyeceği yazılı olan mal, alacak ve haklar da haczedilemez.

16. İİK’nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendine göre özel kanunlarında haczedilemeyeceği yazılı olan mal ve haklar haczedilemez.

17. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesinin 9. fıkrasında “Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeye göre, belediyenin haczedilmezlik şikâyetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur.

18. İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre asıl olanın alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir. Bu itibarla söz konusu hükümde belirtildiği üzere hesapta bulunan paraların vergi, resim, harç gibi niteliği gereği haczedilemez olduğunun veya kamu hizmetine fiilen tahsis edildiğinin ispat yükü borçlu belediyeye aittir. Ancak haczedilen banka hesabı havuz hesabı niteliğinde ise bu şekilde haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin iddiasını ispat imkânını kendisinin kaldırdığının kabulü gerekir. Borçlu belediyenin haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paralarını ayrı hesaplarda tutması yerine havuz hesabı oluşturmasının da iyi niyetle bağdaşmayacağı tartışmasızdır. Buna göre borçlu belediyenin, hesaptaki paraların haczedilmezliğini ispatlayamadığının kabulü gerekecektir. Ayrıca borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılması, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmelidir. Bu durumda haczedilmezlik şikâyetinin reddine karar verilmelidir.

19. Hukuk Genel Kurulunun 08.06.2016 tarihli ve 2014/8-1015 E., 2016/767 K. sayılı kararında da; haczedilen paraların niteliği değerlendirilerek hesabın havuz hesabı olup olmadığının belirlenmesi, havuz hesabı oluşturulmuş ise haczedilmezlik şikâyetinin reddine karar verilmesi gerektiği, havuz hesabı oluşturulmamış ve hesaptaki paraların, vergi, resim ve harç niteliğinde olmaları hâlinde (bu olgu belirlendiği takdirde) haczedilemeyeceği benimsenmiştir.

20. Somut olayda; Edirne 1. İcra Müdürlüğünün 2014/4606 E. sayılı dosyasında borçlu Süloğlu Belediye Başkanlığı aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte alacaklı vekilinin, borçlunun Ziraat Bankası Süloğlu Şubesi 5779804-5044 nolu hesaba ve varsa borçlu adına olan hesaplara İİK’nın 89. maddesinin 1. fıkrasına gereğince haciz konulması için Ziraat Bankası Genel Müdürlüğüne ve Ziraat Bankası Süloğlu şubesine ayrı ayrı birinci haciz ihbarnamesi ve haciz müzekkeresi gönderilmesini talep ettiği, icra müdürlüğünce 16.01.2015 tarihinde talebin kabul edilerek Ziraat Bankası Genel Müdürlüğüne İİK’nın 89. maddesinin 1. fıkrasına göre haciz ihbarnamesi, Ziraat Bankası Süloğlu şubesine ise haciz müzekkeresi çıkarılmasına karar verildiği görülmektedir. Şikâyet tarihi olan 21.01.2015 tarihinden sonra Edirne 1. İcra Müdürlüğünün 2014/4606 E. sayılı dosyasına gönderilen Ziraat Bankası Süloğlu Şubesinin 13.02.2015 tarihli yazısında “…Süloğlu Belediye Başkanlığının şubemiz nezdindeki 5779804-5003 (7177,34TL),, 5011(1Euro), 5023 (753,87TL), 5026 (3670,20TL), 5035 (2456,81TL), 5037 (22.424,10TL), 5042 (19,13TL), 5043 (631,94TL), 5045 (0,74TL), 5046 (7625TL) olup, talimatınız öncesinde diğer icra dairelerinden hesaplarda 913.902,24TL bloke bulunmaktadır. İlgili hesaplarda yeterli bakiye bulunmamakta olup, kayıtlarına Bankamız öncelikli hak ve alacaklarından sonra gelmek üzere, kamudan gelen payın aktarıldığı hesaplar ayrık, müdürlüğünüzün 2014/4606 E. dosya şerhiniz kayıtlıdır…” şeklinde cevap verildiği, borçlu Süloğlu Belediye Başkanlığının şikâyet yolu ile icra mahkemesine başvurduğu, asıl dosyada Ziraat Bankası Süloğlu Şubesi 5779804-5044 nolu hesaba ve varsa borçlu adına olan hesaplara haciz müzekkeresi gönderilmesine ilişkin 16.01.2015 tarihli işlemin kaldırılmasına, birleşen dosyada ise Ziraat Bankası Süloğlu Şubesi 5779804-5044 nolu hesaba ve diğer hesapları üzerine (maaşını almış bulunduğu hesabı hariç) haciz konulmasına ilişkin 26.01.2015 tarihli haciz işleminin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.

21. Şu hâle göre Ziraat Bankası Süloğlu Şubesinin 13.02.2015 tarihli cevabından borçlunun 5779804-5044 nolu hesap dışında başka hesaplarının da bulunduğu ve bu hesaplar üzerine de haciz konulduğu açıkça anlaşılmaktadır. Borçlu vekili şikâyet dilekçesinde Ziraat Bankası Süloğlu Şubesi 5779804-5044 nolu hesaba ve diğer hesapları üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiğine göre mahkemece hesap ekstreleri getirtilerek 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesinin 9. fıkrasına göre hesaba yatan paraların niteliklerinin incelenmesi, gerektiğinde bilirkişi marifetiyle haczedilen paraların vergi, resim, harç niteliğinde olup olmadığı veya kamu hizmetinde fiilen kullanılıp kullanılmadığı, haczi mümkün olan paralar ile mümkün olmayan paraların aynı hesaba yatırılarak hesabın havuz hesabına dönüşüp dönüşmediğinin araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Havuz hesabı oluşturulmamış ve hesaptaki paraların 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesinin 9. fıkrasında yazılı nitelikte olduğunun tespiti hâlinde ise şikâyetin kabulüne karar verilmelidir. O hâlde 5779804-5044 nolu hesap dışında kalan ve haczedilen diğer hesaplar yönünden de 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesinin 9. fıkrasına göre inceleme yapılarak, haczedilmezlik iddiası hakkında bir karar verilmesi gerekir.

22. Hâl böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

23. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile eklenen Geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

HGK. 09.11.2021 T. E: 2017/12-2252 , K: 1377

Exit mobile version