Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Her ne kadar şirketin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılması gerekmemekte ise de, komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği, Dairemiz uygulamalarında TK.nun 21/1. maddesinin tüm koşullarının sıkı bir şekilde uygulanmayacağı belirtilmiş olmakla beraber bunun haber verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, haber verilen komşunun isminin usulüne uygun bir şekilde tutanağa geçirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Buna göre şikayete konu tebligatta haber verilen komşunun ismi yazılmadığından bu hali ile tebliğ işleminin şeklen Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.

12. Hukuk Dairesi         2021/262 E.  ,  2021/2533 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlu şirketin icra mahkemesine yaptığı 4.12.2018 tarihli başvuruda, sair şikayet nedenleri ve fesih iddialarının yanı sıra, takip dosyasındaki ödeme emri, kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ve takipten 4.12.2018 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek 2.10.2018 ve 27.11.2018 tarihli taşınır ihalelerinin feshi isteminde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince, kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüz olduğu, satış ilanının ise borçluya tebliğ edilmediği gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve ihalelerin feshine karar verildiği, alacaklının istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemleri usulüne uygun olduğundan 2.10.2018 tarihli ihalenin feshi isteminin süre yönünden reddine, 27.11.2018 tarihli ihalelere yönelik şikayetin esastan reddi ile borçlu aleyhine para cezasına hükmedildiği anlaşılmaktadır.
1) 2.10.2018 tarihli ihale yönüyle yapılan incelemede;
İİK’nun 134/2. maddesi hükmü gereği ihalenin feshini ilgililer ihale tarihinden itibaren 7 gün içinde isteyebilirler. Öte yandan, anılan Kanunun 6. fıkra hükmüne göre satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet süresi ıttıla tarihinden başlar. Şu kadar ki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez.
Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir.
Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre tüzel kişiler adına ticaret sicilindeki adreslerine gönderilen tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun, Tebligat Yönetmeliği’nin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle
araştırmanın yapılmamış olması, tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz. Ancak, Kanunun 21/1.maddesine göre tebligat yapılması halinde, tebliğ memuru, tebliğ evrakını tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de, mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir.
Somut olayda, 16.08.2018 tarihli satış kararında; “yeteri kadar satış ilanının hazırlanarak ilgililere tebliğine, tebliğ yapılamaması halinin satışa engel teşkil etmemesine…” karar verilmiş olup, bu ihaleye ilişkin satış ilanının, borçlu Tursan Ulaşım Hizm. Tic. AŞ.’nin ticaret sicil adresine 7201 Sayılı TK’nın 21/1 maddesi gereğince “Tebliğ evrakında gösterilen adreste kimse bulunmaması…isimden imtina eden … muhatabın geçici olarak çarşıya gittiğinin beyan edilmesi üzerine … tebligat Yenisahra Mahallesi Muhtarlığına teslim edilmiş, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılarak isimden imtina eden haber verilmiştir. ” şeklindeki şerh ile tebliğ olunduğu, haber verilen komşu isminin bulunmadığı, bu hali ile tebligatın TK’nun 21/1. maddesine aykırı olduğu, her ne kadar şirketin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılması gerekmemekte ise de, komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği, Dairemiz uygulamalarında TK.nun 21/1. maddesinin tüm koşullarının sıkı bir şekilde uygulanmayacağı belirtilmiş olmakla beraber bunun haber verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, haber verilen komşunun isminin usulüne uygun bir şekilde tutanağa geçirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Buna göre şikayete konu tebligatta haber verilen komşunun ismi yazılmadığından bu hali ile tebliğ işleminin şeklen Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, 2.10.2018 tarihli ihale yönüyle, satış ilanının borçlu şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği nazara alınarak beyan edilen öğrenme tarihine göre şikayetin sürede olduğunun kabulü ile esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
2) 27.11.2018 tarihli ihale yönüyle yapılan incelemede ise;
Borçlu şirkete, (8 örnek nolu) ödeme emrine ilişkin tebligatın “ tebliğ evrakı adresinde işyeri yetkilisinin veya müdürünün evde olduğunu ve işyerinde daimi çalıştığını beyan eden …’a tebliğ edilmiştir.” şerhi ile 14.05.2018 tarihinde tebliğ edilmişse de, tebliğ işlemi TK’nun 12 ve 13. maddeleri ile Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde düzenlenen tüzel kişilere tebligat usulüne aykırı olarak borçlu şirketin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu işle görevlendirilmiş birinin bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin daimi çalışan olduğu belirtilen … Akpınar’a tebliği gerçekleştirildiğinden yapılan tebligat usulsüzdür.
Kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebligatlarının ise sırası ile 24.10.2018 ve 9.11.2018 tarihlerinde “Tebliğ evrakı, gösterilen adreste kimse bulunmaması, adresin kapalı olması sebebi ile isim ve imzadan imtina eden bayan komşudan soruldu, verilen sözlü beyanda (okunaksız) gittiğinin beyan edilmesi üzerine tebliğ evrakı mahalle muhtarlığına teslim edildi, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı, bayan komşu haber verildi” şerhi ile tebliğ edildiği görülmüş olup, buna göre (1) nolu bentte ayrıntılı açıklandığı üzere her iki tebliğ mazbatasında haber verilen komşunun ismi yazılmadığından bu hali ile tebliğ işlemlerinin şeklen Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, borçlu şirketin bilahare, beyan edilen muttali tarihine göre 7 günlük yasal sürede ödeme emri tebliğ işlemi ile dosya kapsamında bulunan diğer tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin (4.12.2018 olarak) düzeltilmesi istemi ile icra mahkemesine şikayet yolu ile başvurduğu ve aynı sürede icra müdürlüğüne müracaat ederek takibe itiraz ettiği görülmüştür.
O halde, her ne kadar, 7.11.2018 tarihli satış kararında; “yeteri kadar satış ilanının hazırlanarak ilgililere tebliğine, tebliğ yapılamaması halinin satışa engel teşkil etmemesine…” karar verilmiş olması sebebiyle satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olması ve kıymet takdirine açık bir itiraz olmadığından kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüz olması fesih nedeni değil ise de, ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz olup, takibin bulunduğu aşama itibariyle rehinli taşınırların satışının yapılması mümkün olmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince; 27.11.2018 tarihli taşınır ihalelerinin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 16.03.2020 tarihli, 2019/3085 E.- 2020/562 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08/03/2021 gününde oy birliği ile karar verildi.

Exit mobile version