HMK kapsamında verilen milli hakem kararlarının verildikleri anda icra edilebildiği, bu kararların kesinleşmesine gerek kalmadan takip başlatılabileceği-
Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi E. Ş. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine tahkim sözleşmesi uyarınca icra edilen milli tahkim yargılaması kapsamında verilen hakem heyeti kararına dayalı ilamlı takip yapıldığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; alacaklıyla aralarındaki franchise sözleşmesi gereğince, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların hakem heyetince “Türk Maddi Hukuk Kuralları” çerçevesinde HUMK ile getirilmiş yargılama usulüne uyularak adalet ve nesafet esaslarına göre çözümlenmesinin kararlaştırıldığını, buna göre hakem heyeti kararının kesinleşmesi için HUMK’da düzenlenen yöntemin izlenmesi gerektiğini, anılan yasanın 533. maddesinde, mahkemece, hakem heyeti kararının taraflara tebliğinin gerektiğini ve ancak bundan sonra kararın taraflar arasında sonuç doğuracağını, yine aynı yasanın 536. maddesinde; hakemlerin verdikleri kararın temyiz müddeti geçtikten sonra hakim tarafından tasdik olunacağını ve ancak bu suretle kabili icra olduğunun ifade edildiğini, hakem heyeti kararının mahkeme tarafından kendilerine tebliğ edilmediğini, dolayısıyla kesinleşmediğini, kesinleşmeden takibe konamayacağını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece istemin kabulü ile takibin iptaline hükmolunduğu görülmektedir.
Somut olayda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce 01.05.2011 tarihinde yapılan tahkim sözleşmesi uyarınca icra edilen milli tahkim yargılaması kapsamında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra 18.08.2015 tarihinde verilen hakem heyeti kararının ilamlı takibe konulduğu, her ne kadar sözleşme tarihi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlük tarihinden önce olsa da, Hakem Heyeti karar tarihinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlük tarihinden sonra olduğu, bu nedenle hakem kararına karşı 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 533. maddesinde düzenlenen temyiz yoluna değil, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 439. maddesi uyarınca iptal davası yoluna gidilebileceğine, bu nedenle HMK kapsamında verilen milli hakem kararlarının verildikleri anda icra edilebildiğine, başka bir deyişle ilamlı takibe konulabilmeleri için kesinleşmelerine gerek olmadığına, 13.04.2018 tarih ve 2016/2 Esas sayılı İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunca karar verilmiş olup, anılan karar tüm yargı kuruluşlarını bağlayıcı nitelikte olduğundan şikayetin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. HD. 20.06.2018 T. E: 2566, K: 6364