I. DAVA
Borçlular vekili dilekçesinde; takip dayanağı ilamın kesinleşmeden ilamlı takibe konu edilemeyeceğini ileri sürerek takibin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Şikayet dilekçesi tebliğ edilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile menfi tespit davasında asıl talep yönünden karar kesinleştiğinden, ilamın ferilerinin kesinleşme beklenilmeksizin icraya konu edilebileceğinden bahisle şikayetin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Menfi tespit davası sonucunda verilen hükmün kesinleşmeden icraya konulamayacağını, ilamın infaz edilebilmesi için bir bütün olarak kesinleşmesi gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İİK’nın 72. maddesi uyarınca menfi tespit davasına ilişkin ilamların kesinleşmeden icra edilemeyeceği, takip dayanağı ilamın, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmı kesinleşmişse de ilam bütün olarak kesinleşmediğinden (eklenti niteliğindeki hususlar yönünden) davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nun 353/1-b-2. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı borçluların şikayetlerinin kabulü ile, … 31. İcra Müdürlüğünün 2014/14114 Esas sayılı dosyasındaki takibin davacı borçlular yönünden iptaline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davanın esasına ilişkin ilam kesinleşmiş olduğundan takibin kesinleşmesinden sonra başlatılan takibin hukuka uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, menfi tespit davasında asıl talep yönünden verilen kararın kesinleşmesi sonrasında ilamın kesinleşmeyen kısmının icra takibine konu edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesi
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre alacaklı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 350/2 ve 367/2. maddelerine göre, aile ve şahsın hukuku ile ilgili ilamlar ve taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara dair kararlar kesinleşmedikçe icra takibine konu edilemezler. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tâbidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden, eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacaktır. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı, ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esasına ilişkin hüküm kesinleşmeden, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm bölümü de infaz ve icra takibine konu edilemez (HGK’nun 05.10.2005 tarih ve 2005/12-534 E.-2005/554 K.).
Somut olayda takip konusu; … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/316 Esas 2021/93 Karar sayılı kararı ile davacının (Nadide Korkut) açmış olduğu menfi tespit davasında; “Davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, %20 kötü niyet tazminatı olan 154.569,23-TL’nin davalı İ. H. Ş.’ndan alınarak davacıya ödenmesine, harçlar yasası uyarınca alınması gerekli olan 59,30 TL maktu harcının peşin alınan 13.198,29-TL harçtan mahsubu ile bakiye harç 13.138,99 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, davacı tarafından yapılan bozma öncesi 128,00 TL yargılama giderleri ile bozma sonrası 22-TL olmak üzere toplam 150-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 55.692,31-TL nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, ” karar verildiği, asıl talebin 11.05.2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda İİK’nın 72/4-5. maddeleri gereğince davanın esasına ilişkin verilen karar kesinleşmiş olduğundan ilamın ferisi olan alacakların takibe konu edilmesinde hukuka aykırı bir durum olmadığından mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.03.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
12. HD. 02.03.2023 T. E: 2022/8630, K: 1351