Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Hükümetçe verilen idari izinler resmi tatil niteliğinde olmadığından, son günü bu günlere rastlayan süreler işlemeye devam etmekte olup, şikayet süresinin uzaması söz konusu değildir. (Nitekim idari izin günlerinde adliyelerde işlerin aksamayacak şekilde yürütülmesini sağlayacak kadar memur çalıştırılmaktadır.)

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1471
KARAR NO : 2023/1601

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AFYONKARAHİSAR 2. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/09/2023
NUMARASI : 2023/170 Esas 2023/342 Karar
DAVANIN KONUSU : Şikayet, Borca İtiraz
KARAR TARİHİ : 11/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/12/2023
Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK’nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı-takip alacaklısı tarafından 05.09.2022 tarihli 354676 nolu 300.000,00 TL bedelli çeke dayalı olarak müvekkilleri aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirkette şirket müdürünün İ.D. ile A.B.’nin şirketi temsile müştereken yetkili olduklarını, müşterek yetki kuralı gereğince çekte her iki şirket yetkilisinin de imzasının bulunmasının zorunlu olduğunu, buna karşın takibe konu çeklerde sadece bir imza bulunduğunu, çekteki imza eksikliği nedeniyle çeklerin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını, çeklerin müvekkili şirket yönünden bağlayıcılığı bulunmadığını, Somut olayda A.B. ile S… T….Şirketi arasında düzenlenmiş ve şirketin A.B. borçlu olduğunu ve bu borçtan dolayı çek keşide edilmesi gerektiğini düzenleyen yazılı bir sözleşme bulunmadığını, bu nedenle TTK düzenlemeleri gereğince A.B. şirketi temsilen kendi adına düzenlediği çekin geçersiz olduğunu, Davacıların takibe konu çek nedeniyle borcunun bulunmadığını, çekin karşılığında davacılara teslim edilmiş mal, verilmiş hizmetin bulunmadığını, çek lehtarının, çekin keşidecisine çek bedeli kadar mal teslim ettiğini veya bu miktarda hizmet verdiğini ispat etmesi gerektiğini, takibe konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemiyle çekin lehtarı A.D. ve takip alacaklısı H.A. aleyhine Afyonkarahisar 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/489 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açıldığını, Çeklerde ciro silsilesinin kopuk olduğunu, takip alacaklısı yetkili hamil olmadığını, Afyonkarahisar 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/489 Esas sayılı dosyasında A.D. vekili tarafından dosyaya sunulan vekaletnamede bulunan imza ile ciranta imzasına bakıldığında çeklerdeki A.D. imzasının A.D. eli ürünü olmadığı çıplak gözle anlaşılabileceğini, TTK 726. maddesine göre takip alacaklısının tazminat isteme hakkının olmadığını belirterek takibin iptaline, alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminatın davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; her ne kadar şirketin temsil yetkisi, çekin keşide tarihi olan 05.09.2022 tarihinden önce 31.08.2022 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlanan sayı ile değişmiş ve A.B. ile İ.D. müştereken Temsilci sıfatına haiz olmuş ise de somut olayda yetkisiz temsilin söz konusu olduğunu, çeklerin ileri tarihli olduğuna yönelik davacının Afyonkarahisar 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/489 Esas sayılı dosyasında ikrarının bulunduğunu, bedelsizlik iddiasının bu davanın konusu olmadığını, davacının imzaya itirazlarının olmadığını belirterek, davanın reddine, davacıların alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Davacılardan şirket çek keşidecisi, diğer davacı A.B. lehtar ve davalı/takip alacaklısı ise yetkili hamil konumunda olup, davacıların dava dilekçesinde, davalı tarafın ise cevap dilekçesinde delil olarak dayandıkları, borçlular tarafından açılan ve halen yargılaması devam eden Menfi Tespit davasına sunulan dava dilekçesi içeriğinde, şikayete konu çekin şirketi münferiden temsile yetkili olduğu dönemde şirket yetkilisi olan A.B. tarafından şirket adına ileri tarihli olarak düzenlendiği mahkeme içi ikrar edilmiş olup, çift imza kuralının getirildiği 31.08.2022 tarihinden önce bu çekin verildiğinin anlaşılması ve ayrıca keşideci şirket adına atılı imzaya yönelik de bir itirazda bulunulmadığından, çekin ileri tarihli imzalandığı yazılı belge ile ispat edildiğinden davacı şirketin, çift imza ile temsil iddiasına yönelik borca itirazlarının reddine,
Bedelsizlik iddiasının çek keşidecisi tarafından çekin lehtarına karşı ileri sürülebileceği, bu yöndeki defiler ciranta/yetkili hamil konumundaki dosya davalısına karşı ileri sürelemeyeceği gibi, İcra Hukuk Mahkemeleri dar yetkili olup, bu yöndeki iddiaların Genel Mahkemede açılacak Menfi Tespit davasında değerlendirilmesi gerekeceğinden, şekli inceleme yapan Mahkememizce, genel mahkemede açılan Menfi Tespit Dava dosyası bekletici Mesele yapılamayacağı,
Davacıların başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri süremeyeceği, ciro zincirinin kopuk olmadığından bu yöndeki iddiaları da yerinde olmadığı, davacı şirketin talebi üzerine, mahkememizce tensiple birlikte şirket yönünden Tedbiren Durdurma Kararı verilmiş olup, davacı şirketin borca itirazının reddine karar verildiğinden, İİK 169/a-6. maddesi uyarınca asıl alacak miktarı olan (toplam 296.400,00 TL)’nin %20’si oranında hesaplanan 59.280,00-TL tazminatın davacı/borçlu şirket olan S.T. San. Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davalıya verilmesine,
Çek tazminatından çeki düzenleyen (keşideci) sorumlu olup, cirantaların çek tazminatı sorumlulukları bulunmadığı, ancak cirantaların çek komisyonundan sorumlu oldukları, bu nedenle, davacılardan A.B. , lehdar/ciranta konumunda olmasından dolayı, borca itirazının kısmen kabulü ile 29.640,00 TL çek tazminatı yönünden icra takibinin durdurulmasına, diğer miktarlar yönünden takibin devamına, davalı/alacaklı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı taraf vekili dilekçesinde: Genel olarak dava dilekçesini tekrar ettikleri ve Menfi tespit davasında A.d. tarafından alacağın varlığını ispata yarar hiçbir bilgi, belge, beyan vs. delil sunulmadığını, dosyada Mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiğini, KGK Hesap Uzmanı SMMM F. G. tarafından düzenlenen 07.09.2023 tarihli bilirkişi raporunda, takibe konu edilen çekten dolayı davacılar S.T. Şirketi ve A.B. davalı A.D. borçlu olmadığı tespit edildiğini belirttikleri görülmüştür.
DELİLLER :Afyonkarahisar İcra Müdürlüğü’nün 2023/7191 E. sayılı takip dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE:
I- Uyuşmazlık, çeke dayalı olarak yapılan örnek 10 takipte İİK’nun 170/a maddesine dayalı şikayet ve borca itiraza ilişkindir.
II- HMK’nun 355. maddesindeki ”İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re’sen gözetir.” şeklinde düzenleme uyarınca istinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının kamu düzeni yönünden incelenmesi gerekmektedir.
Görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez. (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-6. Baskı, cilt 5, 2001)
III- Davacı A.B. yönünden yapılan incelemede:
İİK’nun 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re’sen gözetilmelidir.

Somut olayda, her ne kadar mahkemece (araya bayram tatili girmesi nedeniyle) davanın yasal 5 günlük süresi içerisinde açıldığı belirtilmiş ise de, davacı A.B. ödeme emrinin 15/04/2023 tarihinde tebliğ edildiği, şikayet süresinin son gününün 20/04/2023 Perşembe günü olduğu, bu günün Ramazan Bayramının Arife Gününe denk geldiği, belirtilen bu tarihin ise idari izin sayıldığı anlaşılmaktadır.
Hükümetçe verilen idari izinler resmi tatil niteliğinde olmadığından, son günü bu günlere rastlayan süreler işlemeye devam etmekte olup, şikayet süresinin uzaması söz konusu değildir. (Nitekim idari izin günlerinde adliyelerde işlerin aksamayacak şekilde yürütülmesini sağlayacak kadar memur çalıştırılmaktadır.)

Netice olarak, ilk derece mahkemesince davacı A.B. şikayet ve borca itirazının yasal 5 günlük süre içerisinde olmaması sebebiyle davanın süreden reddine karar verilmesi gerekirken, borca itirazının kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olmuştur.
IV- Davacı S.T. …Şti. Yönünden yapılan incelemede:
6102 Sayılı TTK’nın 372. maddesi gereğince; şirket ünvanı altına atılan imzanın şirketi sorumlu kılabilmesi için, imzanın şirket adına imza yetkisini haiz kişiler tarafından atılması zorunludur.
Alacaklı çekin ileri tarihli düzenlendiğini iddia ettiğinde; bu iddia, ancak tarafların müşterek imzasını taşıyan bir belge ile kanıtlanması halinde kabul edilebilir.
Somut olayda, davacıların dava dilekçesinde, davalı tarafın ise cevap dilekçesinde delil olarak dayandıkları, borçlular tarafından açılan ve halen yargılaması devam eden Menfi Tespit davasına sunulan dava dilekçesi içeriğinde, şikayete konu çekin şirketi münferiden temsile yetkili olduğu dönemde şirket yetkilisi olan A.B. tarafından şirket adına ileri tarihli olarak düzenlendiği mahkeme içi ikrar edilmiş ve bu durum genel mahkemedeki
dosya kapsamında ve davacılar tarafından sunulan genel mahkeme dosyasından alınan bilirkişi raporu içeriğinden anlaşılmış olup, çekin ileri tarihli düzenlendiği iddiası İİK’nun 169/a maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile ispatlandığından borca itirazın reddi gerekir.
Diğer yandan, borca itiraz edilmesi halinde, İİK’nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir.
Somut olayda, borcun olmadığına dair İİK’nun 169/a-1. maddesinde düzenlenen belgelerden biri sunulmadığından bu yönde ileri sürülen iddia da yerinde değildir.
İmzaların istiklali prensibi gereği davacı şirketin 2. ciranta imzasının çekte adı geçen 2. cirantaya ait olmadığını ileri sürmesi mümkün olmadığından, çekte ciro zincirinin kopuk olduğundan bahsedilemez.
Çekte, ciro zincirinde adı geçen kişinin (ciro zinciri nedeniyle borçlu olmadığı) kendisinden önce gelen kişileri çekten kaynaklı alacak tutarı nispetinde takip etmesi mümkün olup, böyle bir durumda alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi söz konusu olmadığı gibi ciro zincirinde yer alan takip alacaklısının ciro zincirinde kendisinden sonra gelenlere ne kadar ödeme yaptığının bir önemi de bulunmamaktadır.
V- Netice olarak, davacıların istinaf başvurusu yerinde görülmemekle birlikte, HMK’nun 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesi içeri ile kamu düzenine aykırılık halleri gözetilerek yapılan incelemede, ilk derece mahkemesinin gerekçe ve hükmünün kısmen hatalı olması nedeniyle, HMK’nun 353/1-b-2. maddesi uyarınca kararın kaldırılarak yeniden esası hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan neden ve gerekçelerle,
I- Davacılar vekilinin istinaf başvurusu kabul edilmemekle birlikte, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2. maddesi uyarınca, Afyonkarahisar 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 14/09/2023 tarihli 2023/170 Esas 2023/342 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yerine
“1- Davacı/borçlu-keşideci S.T. San. Tic. Ltd. Şti.’nin İİK’nın 169/a-5 ve İİK’nın170/a maddeleri uyarınca borca itirazının ve şikayetinin REDDİNE,
2- Davacı/borçlu-keşideci S.T. San. Tic. Ltd. Şti. Yönünden Tedbiren Durdurma Kararı verildiğinden, İİK 169/a-6. maddesi uyarınca asıl alacak miktarı olan (toplam 296.400,00 TL)’nin %20’si oranında hesaplanan 59.280,00 TL tazminatın davacı S.T. San. Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davalıya verilmesine,
3- Davacı A.B. şikayet ve itirazlarının süre yönünden REDDİNE,
4- Davacı A.B. yönünden şartları oluşmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan maktu 6.800,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7- Peşin harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
8- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının taraflara İADESİNE,” şeklinde HÜKÜM KURULMASINA,
II- Harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
III- Davacı tarafça yapılan istinaf giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
IV- Kararın taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, İİK’nun 364 ve HMK’nın 361. maddeleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde dairemize veya bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay ilgili hukuk dairesi nezdinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.11/12/2023

YARGITAY KARARI

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I

ESAS NO : 2024/283
KARAR NO : 2024/5687
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 11.12.2023
NUMARASI : 2023/1471-2023/1601
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile  değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 427,60 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Exit mobile version