12. Hukuk Dairesi2020 Yılı2021 YılıBAM Adana 10. Hukuk DairesiNafaka Alacaklarına İlişkin İcra Takipleri

HUMK’nin 443/4. (HMK’nin 367/2.) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının “eklentisi” olan (yoksulluk) ve (iştirak) nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için kararın, eklentiler yönünden de kesinleşmesi gerekmez.

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
  10. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1163
KARAR NO : 2020/1376
KARAR TARİHİ : 12/10/2020
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
İ S T İ N A F   K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SİLİFKE İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2019
NUMARASI : 2019/20 Esas 2019/33 Karar
DAVANIN KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali
KARAR TARİHİ : 12/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/10/2020
Silifke  İcra Hukuk Mahkemesi’nin 26/02/2019 tarih 2019/20  esas 2019/33 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde istinaf  yolu ile tetkiki  davacı vekili tarafından  istenmesi üzerine dosya dairemize gönderilmekle  dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
DAVA: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle;  müvekkili aleyhine Silifke İcra Dairesi’nin 2019/706 esas sayılı dosyası ile Silifke 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/42 esas 2018/93 karar sayılı ilamına dayalı olarak takip başlatıldığını, dayanak ilamı nafaka ve tazminat yönünden müvekkilinin temyiz ettiğini, temyiz sonucu onama kararı verildiğini ve  02/01/2019 tarihinde taraflarına tebliğ edildiğini ancak 15 günlük karar düzeltme süresi dolmadığından kesinleşme şerhi vurulmadığını, dolayısıyla nafakaya ilişkin kararın Ocak ayı sonu itibariyle kesinleşeceğini, ayrıca davalının müvekkili hakkında yine Silifke İcra Dairesi’nin  2015/1732 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin nafakasını düzenli olarak ödediğini, bu dosya  üzerinden muhtıra ile nafakanın 100,00 TL arttırıldığını, kesinleşmeden sonra nafakanın 450,00 TL olduğuna dair muhtıra çekilmesi gerekirken müvekkilini zarara uğratmak için ek olarak icra vekalet ücreti ve icra harcı ve diğer ücretler olarak müvekkilini ekonomik buhrana uğratmak için yeni bir icra takibini usulsüz olarak başlattığını, söz konusu icra dosyasında müvekkilinin hiçbir borcu olmadığını, nafaka ya ilişkin hükmün Ocak ayı sonuna denk gelmesine rağmen Ocak 2019 ayı nafaka bedelini de yatırmış olduğunu beyan ederek Silifke İcra Dairesi’nin 2019/706 esasında kayıtlı bulunan icra takibinin iptaline  karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;  Silifke İcra Dairesi’nin 2019/706 esas sayılı dosyasında takip ile  Silifke İcra Dairesi’nin 2015/1732 esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile takibe dayanak ilamın kesinleşme tarihinde itibaren 2018/ yılı Haziran, Temmuz, Ağustos,  Eylül, Ekim ve Kasım ayları fark nafaka bedelleri ile 2019 yılı Ocak ayı nafaka bedelinin ve ayrıca her ayın 1. gününde tahakkuk edecek aylık 450.00 TL yoksulluk nafakasının tahsilinin talep edildiğini, takip şeklinin ilamlı takip olduğunu,  Silifke İcra Dairesi’nin 2015/1732 esas sayılı takip dosyasında ise takip ile “Silifke  3. Asliye Hukuk Mahkemesinin ara kararı gereği hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir alacağı nafakasının tahsili talep edildiğini, takip şeklinin ilamsız takip olduğunu, 08.10.2014-08.03.2015 tarihleri arasında işleyen 5 aylık tedbir nafakası alacağının talep edilmiş olup takip tarihinden sonra işleyen nafakalara yönelik bir talep bulunmadığını,  dolayısıyla anılan takip dosyasının infaz olduğunu, gerek önceki takibin ilamsız takip  olması gerekse de infaz olmuş olması karşısında önceki takip dosyası üzerinden takibe devam etme olanağı bulunmadığını, başlatılan takipte hukuka aykırılık bulunmadığını beyan ederek
 davanın  reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece,  taraflar arasında Silifke 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/42 Esas 2018/93 Karar sayılı dosyasında boşanma davası görüldüğü, 01/03/2018 tarihinde tarafların boşanmalarına, nafaka, maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiği, boşanmaya ilişkin hükmün 01/06/2018 tarihinde kesinleştiği, nafaka hükümlerinin boşanma kararının kesinleşmesi ile muaccel hale geleceği, 01/06/2018 tarihinden itibaren nafaka miktarının 450,00 TL olarak belirlendiği, YİBK 2017/2 E. 2017/3 K. sayılı kararı gereği ilamlı takiplerin ilamsız takibe konu edilemeyeceği Silifke İcra Müdürlüğünün 2019/706 sayılı takip dosyasında başlatılan takibin usul ve yasaya uygun olduğu kanaati oluşmakla davanın reddine, ilamlı icrada icra inkar tazminatı öngörülmediğinden davalının icra inkar tazminatı talebinin  reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin eldeki davayı ilamın ilamsız takip yapılamayacağından bahisle red kararı verdiğini,  ancak ilamsız takibin dayanağının yerel mahkemenin ara kararı ile hükmedilen tedbir nafakası olduğunu, tedbir nafakası ile başlatılan takibe itiraz edilmediğini, zaten yerel mahkemenin ara kararının da ilam niteliği taşıdığını, bu ilamsız icra takibi ile başlatılan nafakayı müvekkili düzenli olarak ödemekte iken davalı tarafın devam eden nafaka dosyası var iken yeniden yerel mahkeme ilamını ilamlı icra konu edip müvekkiline ek icra vekalet ücreti ve masraflar doğurmaması nedeniyle davalının devam eden nafaka dosyasına yoksulluk nafakası adı altında düzenli olarak halen de yatırmakta olduğunu, burada amacın ilamın ilamsız veya ilamlı icra takibi yapılıp yapılmadığı değil müvekkilini maddi açıdan zarara uğratmak olduğunu, zaten davalının devam eden ilamsız icra takibine müvekkilinin yeni bir icra vekalet ücreti ve masraflar çıkmaması için itiraz etmediğini, aynı dosya üzerinden yoksulluk nafakasını yatırmaya devam ettiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlık,  ilamlı takipte takibin iptali talebine ilişkindir.
Silifke   İcra Dairesinin 2019/706  esas sayılı dosyasının incelenmesinde;  alacaklı Havva Gönen tarafından borçlu  Mehmet Gönen hakkında 23/01/2019  tarihinde ilamların icrası  yoluyla birikmiş 1.150,00 TL nafakanın ve aylık işleyecek 450,00 TL’nin tahsili için ilamlı takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
HUMK’nin 443/4. (HMK’nin 367/2.) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının “eklentisi” olan (yoksulluk) ve (iştirak) nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için kararın, eklentiler yönünden de kesinleşmesi gerekmez.
Somut olayda; icra takibinin dayanağı olan ilam, boşanma ilamının fer’isi olan yoksulluk nafakasına ilişkin olup, boşanma hükmü tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine 01/06/2018 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma hükmünün 01.06.2018 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle, feri kalemler yönünden 23/01/2019 tarihinde yapılan ilamlı takipte bir usulsüzlük bulunmamaktadır.  (Benzer karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 25/10/2018 tarih 2018/4469 esas  2018/10618 karar)
İlamda boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren nafakanın 100.00 TL artarak 450,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir. Kararın kesinleşme tarihi olan 01/06/2018 tarihinden takip tarihi olan 23/01/2019 tarihine kadar ki nafaka bedeli olan 1.150,00 TL’nin talep edilmesinde hukuka aykırılık yoktur.
Mahkemece ilamla hüküm altına alınan yoksulluk nafakasının ilamsız takip yapılamayacağına ve ilamlı takipte icra inkar tazminatı verilemeyeceğine ilişkin gerekçesinde hukuka aykırı yön bulunmamaktadır.
Yukarıda belirtilen nedenlerle; ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm hukuka uygun bulunmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin Silifke  İcra Hukuk Mahkemesi’nin 26/02/2019 tarih 2019/20  esas 2019/33  karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 10 TL’nin davacıdan tahsiline,
İstinaf yoluna başvuran  tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların istinaf yoluna başvuran üzerinde bırakılmasına,
HMK’nın 333. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Kararın taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 12/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2020/8421
KARAR NO: 2021/3758
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 12/10/2020
NUMARASI : 2019/1163-2020/1376
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nin  370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 59,30 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 30/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu