Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

İcra dairesinde işlem yapacak vekilin ise avukat sıfatını taşımasının zorunlu olduğu- Geçersiz itiraza sonradan icazet verilebileceğinden söz edilemeyeceği-

İcra dairesinde işlem yapacak vekilin ise avukat sıfatını taşımasının zorunlu olduğu- Geçersiz itiraza sonradan icazet verilebileceğinden söz edilemeyeceği-

Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi  tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

HMK’nun 77/1. maddesi gereğince; “Vekaletnamenin aslını veya onaylı örneğini vermeyen “avukat” dava açamaz ve yargılama ile ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hallerde mahkeme, vereceği kesin bir süre içinde vekaletnamesini getirmek şartıyla avukatın dava açmasına veya usul işlemleri yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekaletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse dava açılmamış sayılır”. A.an maddede yer verilen ve vekaletnamesi olmadan yaptığı yargılama ile ilgili görevin geçerli kabul edilmesine imkan tanınan vekilin baroya kayıtlı avukat olması zorunludur.

Avukatlık Kanunu’nun 35/1. maddesinde ise; “Yargı yetkisini haiz bulunan organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işleme ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir” düzenlemesine yer verilmiştir.

Somut olayda icra dairesine itiraz eden kişi, şirket yetkilisinin vekalet verdiği avukat olmayan bir şahıstır. İcra dairesinde işlem yapacak vekilin ise avukat sıfatını taşıması zorunludur. Bu durumda, borçlu şirkete izafeten şirket müdürü tarafından verilen vekaletnameye dayalı olarak ın icra dairesine sunduğu 17.10.2011 tarihli itiraz geçersiz olup, olayda HUMK’nun 67/1. maddesinin uygulanması da söz konusu olmadığından, geçersiz itiraza sonradan icazet verilebileceğinden söz edilemez.

O halde, mahkemece şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 05.06.2012 T. E: 1868, K: 19143

İcra dairesinde işlem yapmak için vekilin avukat sıfatını taşıması gerektiği- Şirket yetkilisine vekaleten avukat olmayan kişinin icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesinin geçersiz olduğu, olayda HUMK’nun 67/1. maddesinin uygulanması sözkonusu olmadığından geçersiz itiraza sonradan icazet verilebileceğinden de söz edilemeyeceği-

Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

HUMK’nun 67/1. maddesi gereğince “vekaletnamenin aslını veya örneğini vermeyen vekil dava açamaz ve yargılama ile ilgili hiçbir görev yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar umulan hallerde mahkemenin vereceği kesin bir süre içinde vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasına veya usül işlemleri yapmasına izin verilebilir. Bu süre içinde vekaletname verilmez veya aynı süre içinde asil yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse dava açılmamış sayılır ve yapılan işlemler hükümsüz kalır.”

A.an maddede yer verilen ve vekaletnamesi olmadan yaptığı yargılama ile ilgili görevin geçerli kabul edilmesine imkan tanınan vekilin baroya kayıtlı avukat olması zorunludur.

Avukatlık Kanununun 35/1.maddesinde ise “Yargı yetkisini haiz bulunan organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Somut olayda icra dairesine itiraz eden kişi, şirket yetkilisinin vekalet verdiği avukat olmayan bir şahıstır. Mahkeme gerekçesinin aksine, icra dairesinde işlem yapmak için vekilin avukat sıfatını taşıması zorunludur.

Bu durumda, şirket yetkilisine vekaleten N.S.’in icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi geçersizdir. Açıklanan duruma göre olayda HUMK’nun 67/1. maddesinin uygulanması sözkonusu olmadığından geçersiz itiraza sonradan icazet verilebileceğinden de söz edilemez.

O halde, şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 14.12.2009 T. E: 16973, K: 24902

İcra dairesinde işlem yapmak için vekilin avukat sıfatını taşıması gerektiği- Şirket müdürüne vekaleten icra dairesini sunulan itiraz dilekçesinin geçersiz olduğu, olayda HUMK’nun 67/1. maddesinin uygulanması sözkonusu olmadığından geçersiz itiraza sonradan icazet verilebileceğinden de söz edilemeyeceği-

Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

HUMK’nun 67/1. maddesi gereğince (vekaletnamenin aslını veya örneğini vermeyen “vekil” dava açamaz ve yargılama ile ilgili hiçbir görev yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar umulan hallerde mahkemenin vereceği kesin bir süre içinde vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasına veya usul işlemleri yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekaletname verilmez veya aynı süre içinde asil yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse dava açılmamış sayılır ve yapılan işlemler hükümsüz kalır.)

A.an maddede yer verilen ve vekaletnamesi olmadan yaptığı yargılama ile ilgili görevin geçerli kabul edilmesine imkan tanınan vekilin (Baroya kayıtlı Avukat) olması zorunludur.

Av. Kanununu 35/1. maddesinde ise (Yargı yetkisini haciz bulunan organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işleme ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı Avukatlara aittir.) düzenlemesine yer verilmiştir.

Somut olayda icra dairesine itiraz eden kişi şirket yetkilisinin vekalet verdiği Avukat olmayan bir şahıstır. İcra Dairesinde işlem yapmak için vekilin Avukat sıfatını taşıması zorunludur.

Bu durumda, şirket müdürüne vekaleten T. K.’nun İcra Dairesine sunduğu 14.05.2007 tarihli itiraz geçersizdir. Açıklanan bu niteliğine göre olayda HUMK’nun 67/1. maddesinin uygulanması söz konusu olmadığından geçersiz itiraza sonradan icazet verilebileceğinden de söz edilemez.

O halde, Mahkemece şikayetin kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 20.01.2009 T. E: 2008/27039, K: 877

Exit mobile version