Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

İcra Mahkemesine başvuru yaparak finansal kiralama konusu mal üzerinde icra müdürlüğünce uygulanan haczin kaldırılmasını isteyen 3. kişinin şikayet tarihi itibariyle finansal kiralama konusu malların kiracısı durumunda olduğunun belirlendiği, kiracı 3. kişinin, yargılama aşamasında mülkiyete de hak kazandığı değerlendirildiğinde ve bu durumda artık mülkiyeti kaybeden finansal kiralama şirketinin de istihkak davası açamayacağı düşünüldüğünde 3. kişinin şikayette hukuki yararı (korunmaya değer hakkı) bulunduğunun kabulü gerekeceği,

İcra Mahkemesine başvuru yaparak finansal kiralama konusu mal üzerinde icra müdürlüğünce uygulanan haczin kaldırılmasını isteyen 3. kişinin şikayet tarihi itibariyle finansal kiralama konusu malların kiracısı durumunda olduğunun belirlendiği, kiracı 3. kişinin, yargılama aşamasında mülkiyete de hak kazandığı değerlendirildiğinde ve bu durumda artık mülkiyeti kaybeden finansal kiralama şirketinin de istihkak davası açamayacağı düşünüldüğünde 3. kişinin şikayette hukuki yararı (korunmaya değer hakkı) bulunduğunun kabulü gerekeceği, dilekçede ileri sürülen vakanın haczi kabil olmadığı (haciz dışı tutulması gerektiği) halde finansal kiralama konusu malların haczedildiği iddiası olduğunun, talebin ise bu mallar üzerine konan haczin kaldırılması talebini içerdiğinin görüldüğü, bu hali ile başvurunun İcra Müdürlüğü tarafından yanlış uygulanan haciz işlemini şikayet olarak nitelendirilmesi ve uyuşmazlığın İİK 16. madde ve devamında düzenlenen şikayet koşullarına göre çözümlenmesi gerekeceği, mahkemece, dava konusu mahcuzun bulunduğu mahalde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, Finansal Kiralama Sözleşmesine konu makine ile mahcuzun aynı olup olmadığı (seri no, model yılı vd karşılaştırma yapılmak sureti ile) kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi için ek rapor alınması, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken istihkak davası nitelemesi ile dava tarihinde başvuranın malik olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-


3.kişi vekili, 27.02.2019 tarihinde müvekkilinin adresinde haciz işlemi yapıldığını, hacze konu malların finansal kiralama sözleşmesi uyarınca mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek hacizlerin kaldırılması talebinde bulunmuştur.

Alacaklı, borçlu ile üçüncü kişi arasında danışıklı işlemler yapıldığını, mahcuzların borçluya ait olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince, finansal kiralamaya konu malların mülkiyetinin haciz ve dava tarihi itibariyle ihbar olunan Yapı Kredi Finansal Kiralama A.Ş.’ye ait olduğunun bildirildiği anlaşılmakla kiracı sıfatındaki davacı üçüncü kişinin davacı sıfatı (aktif husumet ehliyeti) olmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiş, 3.kişi vekili ve alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiş, karar 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu haciz, 3. kişi konumundaki kiracı Samsunpark Özel Sağlık şirketinin adresinde 3. kişi şirket yetkilisinin yokluğunda ve çalışanın huzurunda yapılmıştır. 3. kişi hacizden itibaren 7 gün içinde mahcuz malın finansal kiralama sureti ile kiralandığını bildirerek haczin kaldırılmasını istemiş, dava dilekçesine ek olarak finansal kiralama sözleşmesi sunmuştur. Davacının dayandığı 25.05.2016 tarih ve 81856 sözleşme numaralı finansal kiralama sözleşmesinin Yapı Kredi Finansal Kiralama A.Ş. ile 3. kişi Samsunpark Özel Sağlık Hizmetleri Tıbbi Malz. İnş. Turz. Tem. San. ve Tic. A.Ş. arasında yapıldığı, Finansal Kurumlar Birliğinin 03.06.2016 tarihinde tescil edilen sözleşmenin geçerli olduğu anlaşılmıştır.

İhbar olunan Yapı Kredi Finansal Kiralama A.O. dosyaya gelen yazısında, Samsunpark Özel Sağlık Hizmetleri Tıbbi …A.Ş. ile akdedilen sözleşme kapsamında ekipmanların kiracıya finansal kiralama ile kiralandığını, kira bedellerinin tamamının ödendiğini, sözleşmeye konu ödeme planında yer alan kira bedellerinin tamamının ödenmesi ile kiracının devir opsiyon hakkı doğmuşsa da devir opsiyon hakkının farklı finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan borçları için teminat olarak bağlandığını beyan etmiştir.

6361 sayılı Kanunun 28/2. maddesinde; kiracı aleyhine icra yoluyla takip yapılması hâlinde icra memuru finansal kiralama konusu malların takibin dışında tutulmasına karar verir. İcra memurunun kararına karşı yedi gün içinde itiraz edilebilir.” şeklinde yasal düzenleme mevcuttur. İcra memuruna bu düzenleme gereği verilen görevi yerine getirilmemesi halinde kiracı ve finansal kiralama yapan kiralayanın hukuki yararları nedeniyle bu işlemi şikayet hakkı bulunmaktadır.

İİK’nın 16. maddesinde, “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır .” düzenlemesi yer almaktadır.

6100 sayılı HMK’nın 33. maddesine göre Hakim Türk Hukukunu re’sen uygular. Hakim bir davada sadece tarafların ileri sürdüğü maddi vakalar ve talep sonucu ile bağlı olup, tarafların dayandıkları kanun hükümleri ve bunların hukuki tavsifleri ile bağlı değildir. Kanunların re’sen uygulama vazifesi gereğince iddia ve savunmaya ilişkin talepleri karara bağlamakla mükelleftir.(YİBK 04.06.1958 tarih, 1958/16-5)

Somut olayda, İcra Mahkemesine başvuru yaparak finansal kiralama konusu mal üzerinde icra müdürlüğünce uygulanan haczin kaldırılmasını isteyen 3. kişinin şikayet tarihi itibariyle finansal kiralama konusu malların kiracısı durumunda olduğu belirlenmiştir. Kiracı 3. kişinin, yargılama aşamasında mülkiyete de hak kazandığı değerlendirildiğinde ve bu durumda artık mülkiyeti kaybeden finansal kiralama şirketinin de istihkak davası açamayacağı düşünüldüğünde 3. kişinin şikayette hukuki yararı (korunmaya değer hakkı) bulunduğunun kabulü gerekir. Dilekçede ileri sürülen vakanın haczi kabil olmadığı (haciz dışı tutulması gerektiği) halde finansal kiralama konusu malların haczedildiği iddiası olduğu, talebin ise bu mallar üzerine konan haczin kaldırılması talebini içerdiği görülmektedir. Bu hali ile başvuru İcra Müdürlüğü tarafından yanlış uygulanan haciz işlemini şikayet olarak nitelendirilmeli ve uyuşmazlık İİK 16. madde ve devamında düzenlenen şikayet koşullarına göre çözümlenmesi gerekir.

Mahkemece, dava konusu mahcuzun bulunduğu mahalde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, Finansal Kiralama Sözleşmesine konu makine ile mahcuzun aynı olup olmadığı (seri no, model yılı vd karşılaştırma yapılmak sureti ile) kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi için ek rapor alınması, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken istihkak dava nitelemesi ile dava tarihinde başvuranın malik olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ:

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.01.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 10.01.2024 T. E: 2023/3490, K: 139

Exit mobile version