T.C.
Danıştay
3. Daire
E.2013/4949
K: 2014/2599
İstemin Özeti : Davacı tarafından 04.12.2009 tarihinde müzayede yoluyla satışı yapılan taşınmaz yönünden katma değer vergisi beyannamesinin süresinde verilmemesi nedeniyle Aralık 2009 dönemi için, taşınmazın satış bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin %50’si oranında kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Aydın Vergi Mahkemesinin 15.06.2010 gün ve E:2010/600, :2010/1196 sayılı kararıyla; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 705’inci maddesinde, taşınmaz mülkiyetinin tescille kazanılacağının kurala bağlandığı, 818 sayılı Borçlar Kanununun 231’inci maddesinde ise, müzayede ile menkul bir mal alan kimsenin onun mülkiyetini ihale anında iktisap edeceği ve müzayededen alınan gayrimenkulün mülkiyetinin ancak tapu siciline kaydedilmekle müşteriye intikal edeceğinin hüküm altına alındığı, uyuşmazlık konusu olayda satılan taşınmazın tapu siciline tescil edilmesiyle birlikte katma değer vergisini doğuran olayın gerçekleştiği, katma değer vergisi beyannamesinin verildiği 18.12.2009 tarihi itibarıyla tapuda tescil işlemi gerçekleşmediğinden katma değer vergisinin henüz doğmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle vergi ziyaı cezası kaldırılmıştır. Davalı idare tarafından, 48 ve 91 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğleri uyarınca icra dairelerince müzayede mahallinde yapılan satışlar nedeniyle hesaplanan katma değer vergisinin en geç bedelin tahsil edildiği günü izleyen günün mesai saati bitimine kadar vergi dairesine beyan edilip aynı süre içinde ödenmesi gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tarafından 04.12.2009 tarihinde müzayede yoluyla satışı yapılan taşınmaz nedeniyle verilmesi gereken katma değer vergisi beyannamesinin süresinde verilmemesi nedeniyle Aralık 2009 dönemi için, taşınmazın satış bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin %50’si oranında kesilen vergi ziyaı cezasını kaldıran Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’n 10’uncu maddesinin (b) fıkrasında; vergiyi doğuran olayın, malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgelerin verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarlarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi anında meydana geleceği, 1’inci maddesinin 3/d bendinde ise; müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un 40’ıncı maddesinin 4108 sayılı Kanunla değişik 5’inci fıkrasında Maliye Bakanlığına, bu Kanun’un 17’nci maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşlara, sadece vergiye tabi işlemlerin bulunduğu dönemler için beyanname verdirmeye, beyanname yerine kaim olmak üzere işleme esas belgeleri kabul etmeye, bu mükelleflere ait verginin beyan ve ödeme zamanı ile tahsiline ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetki verilmiş, bu yetki çerçevesinde çıkarılan 48 seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin D bölümünde icra yoluyla yapılan satışlarda katma değer vergisi mükellefinin, satışı gerçekleştiren icra daireleri olduğu belirtilmiştir. 28.02.2004 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 91 seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği ile 48 seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin “İcra Yoluyla Yapılan Satışlarda Katma Değer Vergisinin Uygulanması” başlıklı D bölümünde yer alan “Verginin Beyanı ve Ödenmesi” alt başlığındaki birinci paragrafı değiştirilmiş olup; icra dairelerince müzayede mahallinde yapılan satışlar nedeniyle hesaplanan katma değer vergisinin, ilgili mevzuat uyarınca en geç bedelin tahsil edildiği günü izleyen günün mesai saati bitimine kadar vergi dairesine beyan edilip aynı süre içinde deneceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, 04.12.2009 tarihinde müzayede yoluyla satışı yapılan ve 14.12.2009 tarihinde bedeli tahsil edilen taşınmazla ilgili Aralık 2009 dönemine ait katma değer vergisi beyannamesinin 18.12.2009 tarihinde süresinden sonra verilmesi nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 344’üncü maddesi uyarınca satış bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin %50’si oranında vergi ziyaı cezasının kesildiği anlaşılmıştır.
Vergi Mahkemesince; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705’inci maddesindeki, taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasının tescille olacağı ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 231’inci maddesindeki, müzayededen alınan gayrimenkulün mülkiyetinin ancak tapu siciline kaydedilmekle intikal edeceği yolundaki hükümler nedeniyle icra dairesi tarafından müzayede yoluyla satışı yapılan taşınmazın mülkiyetinin tapu siciline tescil edilmesiyle birlikte geçeceği belirtilmiş ise de, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705’inci maddesinde, taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasının tescille olacağı; miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyetin tescilden önce kazanılacağı, ancak bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesinin mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlı olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu madde hükmü ile, taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasının kural olarak tescille olacağı düzenlemesine yer verildikten sonra istisnalara yer verilmiş olup cebri icra halinde mülkiyetin tescilden önce kazanılacağının belirtilmesi nedeniyle, müzayede yoluyla satışı yapılan taşınmazın mülkiyetinin tapu siciline tescil edilmesiyle birlikte kazanılacağı yolunda verilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Katma Değer Vergisi Kanunu’n 10’uncu maddesinin (b) fıkrasına göre, vergiyi doğuran olay, malın tesliminden önce fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi anında meydana geleceğinden taşınmaz bedelinin 14.12.2009 tarihinde tahsil edilmesi sonucu belge düzenlenmesiyle birlikte vergiyi doğuran olay gerçekleşmiş olup, aynı Kanun’un 40’ıncı maddesinin 5’inci fıkrasında Maliye Bakanlığına verilen yetki uyarınca çıkarılan 48 ve 91 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğleri gereğince icra dairelerince müzayede mahallinde yapılan satışlar nedeniyle hesaplanan katma değer vergisinin, ilgili mevzuat uyarınca en geç bedelin tahsil edildiği günü izleyen günün mesai saati bitimine kadar vergi dairesine beyan edilip aynı süre içinde ödenmesi gerekmektedir.
Bu durumda; 14.12.2009 tarihinde bedeli tahsil edilen taşınmazla ilgili Aralık 2009 dönemine ait katma değer vergisi beyannamesinin bedelin tahsil edildiği günü izleyen 15.12.2009 tarihinde verilip, verginin aynı gün içinde ödenmesi gerekirken, 18.12.2009 tarihinde katma değer vergisi beyannamesinin verilmesi nedeniyle vergilendirme ile ilgili ödevini kanuni süresinde yerine getirmeyerek 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 341 ve 344’üncü maddeleri uyarınca vergi ziyaına sebebiyet veren davacı adına kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık bulunmadığından Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Aydın Vergi Mahkemesinin 15.06.2010 gün ve E:2010/600, K:2010/1196 sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13’üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 03.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri KDV Grup Müdürlüğü
Sayı
:
B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV GENEL-2474
08/08/2012
Konu
:
İcra Müdürlüğünde yapılan satışlarda KDV ve Damga Vergisinin ödenme zamanı
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda icra müdürlüğünden ihalelerini aldığınız araçlara ilişkin hesaplanan katma değer vergisi (KDV) ile damga vergisinin ödeme zamanı hakkında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
I- DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisi mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait düzenlenen kağıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği; 8 inci maddesinde, bu Kanunda yazılı resmi daireden maksadın, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köyler olduğu, bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “II-Kararlar ve mazbatalar” başlıklı bölümünün 2 nci fıkrasında, “İhale kanunlarına tabi olan veya olmayan resmi daire ve kamu tüzel kişiliğine haiz kurumların her türlü ihale kararları”nın nispi damga vergisine tabi olacağı hüküm altına alınmıştır. 2009/15725 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1/1/2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasındaki kağıtlar için damga vergisi oranı binde 4,95 nispetinde damga vergisine tabi olacağı belirtilmiştir.
44 Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin “1-Genel bütçeli dairelerle kişiler arasında düzenlenen kağıtlara ilişkin damga vergisi uygulaması” başlıklı bölümünde, genel bütçeli daireler tarafından alınan ihale kararlarına ait damga vergisinin, ihale kararının müteahhide tebliğinden itibaren en geç 15 gün içinde, verginin mükellefi olan müteahhitlerce, genel bütçeli idarelere hizmet veren saymanlıklara veya mükellefin gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine, beyanname verilmeksizin makbuz karşılığı ödeneceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, ihale kanunlarına tabi olsun veya olmasın resmi daire ve kamu tüzel kişiliğini haiz kurumların yetkili mercilerince, bir malın artırma ve eksiltme, pazarlık ve sair şekilde alınması, satılması veya bir hizmetin görülmesi, gördürülmesi maksadıyla verilen ve şahıs-bedel içeren her türlü kararlar ihale kararı olarak değerlendirilmektedir.
Buna göre, icra dairesi tarafından haczedilen menkul ve gayrimenkul malların açık artırma suretiyle satışı ile ilgili olarak düzenlenen ve yetkili merciin onayı ile tamamlanan kağıdın, açık arttırmaya konu malların, birden çok isteklisi arasından kime, hangi bedelle satıldığını gösterdiği dikkate alındığında, ihale kararı olarak değerlendirilmesi ve her bir nüshasının Kanuna ekli (1) sayılı tablonun II/2 fıkrasına göre ayrı ayrı aynı nispette damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ihale kararı mahiyetindeki kağıdın düzenlenmesi ile damga vergisini doğuran olay gerçekleşmiş olup, damga vergisinin söz konusu kararda imzası bulunan ihalenin üzerinde kaldığı belirtilen şirketiniz tarafından 44 Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği çerçevesinde makbuz mukabili ödenmesi gerekmektedir.”
II- KDV KANUNU YÖNÜNDEN
3065 Sayılı KDV Kanununun 1/1. maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, 1/3-d maddesinde, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların KDV’ye tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.
15 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (I) bölümünde, müzayede mahallinde yapılan satışlarda vergiyi doğuran olayın, satışın yapıldığı tarihte vuku bulduğu, verginin mükellefinin satışları düzenleyen özel ve resmi kişi ve kuruluşlar olduğu, KDV Kanununun 23/d maddesi hükmüne göre satılan malın kesin satış bedelinin, KDV’nin matrahı olacağı belirtilmiştir.
48 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (D) Bölümünün “1.Verginin Mükellefi” alt başlığında, icra yoluyla yapılan satışlarda verginin mükellefinin, satışı gerçekleştiren icra daireleri olduğu, “2. Verginin Beyanı ve Ödenmesi” alt başlığında (91 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile değiştirilen bölümü) ise, icra dairelerince müzayede mahallinde yapılan satışlar nedeniyle hesaplanan KDV nin, ilgili mevzuatı uyarınca en geç bedelin tahsil edildiği günü izleyen günün mesai saati bitimine kadar vergi dairesine beyan edilip aynı süre içinde ödeneceği açıklanmıştır.
Buna göre icra yoluyla yapılan satışlarda verginin mükellefi icra daireleri olup, yapılan satışlar ile ilgili hesaplanan KDV nin en geç satış bedelinin tahsil edildiği günü izleyen günün mesai saati bitimine kadar vergi dairesine beyan edilip aynı süre içinde ödenmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
İlgili