Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

İcra takip işlemi dışındaki işlemler zamanaşımını kesmez...

T. C.
Y A R G I T A Y
1 2 . H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

Esas No : 2022/9057
Karar No : 2023/3154

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 13.06.2022
SAYISI : 2022/1030 E., 2022/1164 K.

DAVA TARİHİ : 14.03.2022
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
TEMYİZ EDEN : Davalı/Alacaklı
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12.05.2022
SAYISI : 2022/134 E., 2022/268 K.

Taraflar arasındaki İİK’nın 71/2. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı sebebiyle icranın geri bırakılması istemi sebebiyle yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile şikayetçi borçlu yönünden İİK’nın 71/2 maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir.

Kararın karşı taraf alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı karşı taraf alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi Hilal Kocabey tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Şikayetçi borçlu vekili isteminde; karşı taraf alacaklının şikayetçi aleyhine Konya 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/3365 Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, örnek 10 ödeme emrinin taraflarına tebliğ edildiğini ve takibin kesinleştiğini, takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde çek olduğundan takip tarihi itibariyle ibraz süresi ve zaman aşımı sürelerinin incelemesi gerektiğini, alacaklı tarafın altı aylık zaman aşımı süresi içerisinde takibi ilerletmeye yönelik talebinin bulunmadığını belirterek, alacaklı tarafın süresinde işlem yapmaması nedeniyle takip hakkında icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Karşı taraf alacaklı vekili cevap dilekçesinde; borçlunun alacağa yetecek kadar malının olmadığının sabit olduğunu, bu nedenle şikayetçinin aciz halinde olduğunu, isteme konu takip dosyasında zaman aşımı süresinin üç sene olmadığını, İİK’nın 143/6 madde gereğince yirmi sene olduğunu, takip dosyasında borçluya karşı icra takip işlemlerinin yapıldığını, alacaklı şirketin alacağına kavuşması için gerekli takip işlemlerinin yapıldığını, bu nedenle yapılan her icra takip işleminde sürenin yeniden işlemeye başlayacağı için icra dosyasının zaman aşımına uğramadığını, ayrıca alacaklı şirketin 10.06.2019 tarihinde Ticaret Siciline tescil edildiğini, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 15.11.2018 tarih ve 8092 sayılı Kurul kararı ile faaliyet izni verildiğini, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu 143. maddesi gereğince, alacaklı şirketin kuruluşunu takip eden beş takvim yılı boyunca 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre ödenecek her türlü harçtan istisna olduğunu belirterek şikayetin reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekler yönünden zaman aşımı süresinin işlemeye başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise o yasada öngörülen zaman aşımı süresinin uygulanması gerekmekte olup, çek hakkında zaman aşımı, ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zaman aşımı süresinin nazara alınmasının zorunlu olduğu, bu nedenle 6762 Sayılı TTK’nın 726. maddesini değiştiren 6273 Sayılı Kanunun 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zaman aşımı süresi altı ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise üç yıl olmakla; somut olayda, takibe dayanak çeklerin keşide tarihlerinin 27.10.2007, 11.09.2007, 24.10.2007 olup, ibraz süresi yasal değişik tarihi olan 03.02.2012 tarihinden önce dolduğundan, altı aylık zaman aşımı süresine tabi oldukları, bu kapsamda icra dosyasındaki işlemlere bakıldığında; takibin kesinleşmesinden sonra 31.03.2010-09.11.2011 tarihleri arasında, yine 10.01.2011-16.01.2012, 13.07.2012-17.09.2014 ve 17.09.2014-12.11.2015 tarihleri arasında altı ayı aşar şekilde müteaddit defa alacaklının zaman aşımını kesecek nitelikte işlem yapmadığı anlaşılmakla alacaklı tarafından takip, yasal altı aylık süreler içinde defaten takipsiz bırakıldığından zaman aşımı gerçekleşmiş olup şikayetin kabulü ile şikayetçi borçlu yönünden İİK’nın 71/2 maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde karşı taraf alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Ön inceleme duruşmasında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmekle cevap dilekçesindeki itiraz sebeplerinin tekrar edildiği görülmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İcra Mahkemelerinde, basit yargılama usulü uygulanmakta olup, 6100 sayılı HMK’nın 320. maddesi uyarınca, basit yargılama usulünde ön inceleme aşaması bulunmakla birlikte ön inceleme için ayrı, tahkikat için ayrı duruşma günleri belirlemek yerine ön inceleme aşamasından sonra aynı duruşmada tahkikat aşamasına geçilmesinin mümkün olduğu, somut olayda da, İcra Mahkemesince (taraflar hazır olduğu halde) yapılan yargılamada ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra aynı celse tahkikat aşamasına geçilerek uyuşmazlık hakkında karar verilmiş olup, yargılamanın 6100 sayılı HMK ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi çerçevesinde usulünce yapıldığının anlaşıldığı, takibe dayanak çeklerin keşide tarihleri 27.10.2007, 11.09.2007, 24.10.2007 olup çeklerin ibraz süresi 03.02.2012 tarihli yasal değişiklikten önce olup buna göre altı aylık zaman aşımı süresine tabi oldukları, (Takibin kesinleşmesinden sonra) dosyanın yenilenmesi, malvarlığı ve adres sorgulaması yapılması ile haczin kaldırılması gibi taleplerin “icra takip işlemi” olmadığından zaman aşımını kesmeyeceği, somut olayda, takibe dayanak belge, kambiyo senedi niteliğini haiz çek olmakla icra dosyasında, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği 21.07.2008 tarihinden sonra İlk Derece Mahkeme kararında da belirtilen tarihlerde zaman aşımını kesen ya da durduran işlem yapılmadığı ve altı aylık sürenin dolduğu anlaşılmakta olup alacaklı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde karşı taraf alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
İstemin süreden reddi gerektiği belirtilerek cevap dilekçesindeki ve istinaf başvuru dilekçesindeki itiraz sebeplerinin tekrar edildiği görülmekle; şikayetçinin aciz halinde olduğu, isteme konu takip dosyasında zaman aşımı süresinin üç sene olmadığı, İİK’nın 143/6 madde gereğince yirmi sene olduğu, takip dosyasında borçluya karşı icra takip işlemlerinin yapıldığı, alacaklı şirketin alacağına kavuşması için gerekli takip işlemlerinin yapıldığı, bu nedenle yapılan her icra takip işleminde sürenin yeniden işlemeye başlayacağı için icra dosyasının zaman aşımına uğramadığı, ayrıca alacaklı şirketin 10.06.2019 tarihinde Ticaret Siciline tescil edildiği, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 15.11.2018 tarih ve 8092 sayılı Kurul kararı ile faaliyet izni verildiği, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu 143. maddesi gereğince, alacaklı şirketin kuruluşunu takip eden beş takvim yılı boyunca 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre ödenecek her türlü harçtan istina olduğu ileri sürülmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İİK’nın 71/2. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı sebebiyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1., 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, …
2., 2004 sayılı İİK’nın 170/b göndermesi ile İİK md. 71 ve md. 33/a,

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup karşı taraf alacaklı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Exit mobile version