İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Borçlu tarafından açılan menfi tespit davası İİK’nın 89/3 maddesindeki 15 günlük süreden sonra açıldığından, İİK’nın 72. maddesi hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekir. Buna göre, menfi tespit davasında verilen ret kararının, İİK’nın 72. maddesi hükmü uyarınca icra takibine etkisi bulunmadığından icra müdürlüğünün şikayete konu kararında usul ve yasaya uymayan bir yön yoktur.
-
Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapılan satış ilanı tebliğ işleminin şeklen usulüne uygun olduğu anlaşılmakla, şikayet dilekçesinde tebliğ usulsüzlüğünün gerekçesini bildirmeyen şikayetçinin ilk kez istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddia kamu düzeninden olmayıp resen nazara alınamayacağından, 10.3.2021 tarihli ihaleye ilişkin 13.01.2022’de yapılan fesih isteminin 7 günlük yasal sürede olmadığından bahisle şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerekirken
-
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20/a. maddesi hükmüne göre kat maliklerinden her biri, kapıcı giderlerinden (ücret, sigorta pirimi, kıdem tazminatı vs.) yönetim planında veya kat malikleri kurulunca verilmiş bir kararda başka türlü bir hüküm bulunmadıkça diğer kat malikleri ile birlikte eşit olarak sorumludur. HGK’nun 03.10.2001 tarih ve 2001/18-642 E.-2001/662 K. sayılı kararında da benimsendiği üzere, bu sorumluluk borcun yasal olarak ödenmesi gereken tarihte malik olan kişiye aittir.
-
Konkordatoya İlişkin İİK’nun 297 Maddesinde Yer Alan “Alacaklıların Kurulunun Muvafakatinin” Alınmasına İlişkin Düzenlemenin Kaldırılmasına İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı
-
5411 Sayılı Bankacılık Kanunun 143 Maddesindeki Varlık Şirketlerinin Harçtan İstisnası Olduğunu Düzenleyen İbarenin İptaline İlişkin Anasayasa Mahkemesi Kararı
-
Kira sözleşmesine dayalı takipte takip alacaklısı kira sözleşmesinde kiraya veren sıfatı ile imza atan kişi (sözlü akitte kiraya veren olarak belirlenen kişi) dir. Kira sözleşmesinde kiraya veren birden fazla kişi olabilir. Bu halde, ilamsız tahliye takibinin kiraya verenlerin tümü tarafından birlikte yapılması gerekir. Burada kiraya verenler arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır.
-
Ödeme Emrinin, Talep Olmaksızın İcra Müdürlüğünce, Kendiliğinden yada Sehven Değil, Alacaklı Vekilinin Talebi Üzerine Gönderildiği İçin Bu Şekilde Gönderilen Ödeme Emri Borçluya Yeni Bir İtiraz Hakkı Tanır.
-
Avukatın temyiz süresini kaçırdığı gerekçesiyle avukatını azleden kimse, temyize gidilmemesi nedeniyle uğradığı zararı ispatlamalıdır. Eğer temyiz edilse bile sonuca etkili olmayacak ise avukatın azli haksız azil sayılır.
-
Sorumluluğun tespitinde; şayet vekâlet görevi gereği gibi ifa edilseydi dava yahut takip edilen iş, konuyla ilgili mevzuat ve emsal içtihatlar ile dosya kapsamında sunulan delillere göre hangi netice ile sonuçlanacak idiyse o durumun esas alınması gerekir. Zira avukatın kusurlu eylemi olmasaydı dahi takip edilen iş aynı şekilde sonuçlanacak nitelikteyse avukatın eylemine bağlı olarak doğmuş bir zararın varlığından bahsedilemeyecektir.
-
Her ne kadar şikayetçi nispi harç ve akabinde teminatı yatırmamış ise de Mahkemenin harç yatırılmasına ilişkin “…228.502,21 TL nispi harcın davacı tarafından gelecek celseye kadar dosyaya yatırılmasına, aksi taktirde davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtarına (ihtar edildi)” şeklindeki ara kararı 492 sayılı Harçlar Kanunun 30. maddesine uygun değildir. Yukarıda da belirtildiği üzere yasaya uygun olmayan ara kararı hukuki sonuç doğurmaz.
-
Borçlunun takipten sonra ödeme yaptığı, bu sebeple alacaklının takipte haklı olduğu gözetilerek, takip tarihi itibarıyla tespit edilen toplam borç üzerinden borçlunun icra vekâlet ücreti ve takip masraflarından sorumlu olacağı
-
İhalenin Feshinde Teminat, HMK’nın 114/2. maddesi kapsamında dava şartıdır. Dava açılırken yatırılmayan teminatın tamamlanması için (harcı tamamlanmayan davaya devam edilemeyeceğinden) öncelikle harç tamamlatılmalı, sonra teminatın yatırılması için davacıya HMK’nın 115. maddesinde belirtilen dava şartlarının tamamlatılmasına ilişkin usule göre süre verilmelidir.
-
İlk derece mahkemesince verilen mehil vesikası verilmesine (İİK’nın 36. maddesinin uygulanma şekline) ilişkin karar konu itibariyle kesin nitelikte olduğundan, İİK’nın 365/3. maddesi gereğince istinaf isteminin reddi kararı doğru olup, anılan Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddine ilişkin son kararının onanması gerekmiştir.
-
120 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesince Sürelerin Hesabı, -İstinaf Başvuru Süresi
-
Vekilin üstlendiği işi görürken gerekli özeni göstermesi gerekli ve yeterli olup sonucun vekâlet verenin istediği gibi olmaması vekâlet sözleşmesine aykırılık teşkil etmez.
-
Sıra cetveli düzenlemenin kamu düzenini ilgilendiren bir müdürlük işlemi niteliğinde olmadığı, bu nedenle icra müdürünce kendiliğinden önceki sıra cetvelinin hatalı olduğu gerekçesiyle yeni bir sıra cetveli düzenleme yetkisinin bulunmadığı,