İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Borçluya, aynı takip dosyasında itirazın iptali/kaldırılması ilamı ile hükmedilen icra inkar tazminatı, ilam vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden ek takip talebi ile icra emri gönderilmesinde yasaya aykırılık yok ise de, takip talebinde yer alan asıl alacak miktarı ve güncellenmiş faiz alacağı yönünden mükerrer olacak şekilde icra emri gönderilmesi ve ilama aykırı şekilde itirazın iptali ilamında yer almayan yeni borçlular ilave edilmek sureti ile icra emri düzenlenmesinin yasaya aykırı olacağı-
-
Gecikme faizine de, temerrüt faizi uygulanacak şekilde faize hükmedilemeyeceği-
-
Dava konusu haczin gerçekleştirildiği ve davacının işyeri adresi olarak kullandığına dair vergi levhası sunduğu adres başka bir adres olmasına karşın,Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre işlem yapılarak davacı üçüncü kişinin mernis adresine takibin devamıbna ilişkin kararın tebliğ edildiğinin görüldüğü, ayrıca, tebliğ olunacak evrakı tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnamenin binanın kapısına yapıştırılmadığının da görüldüğü, buna göre, davacının bilinen adresine, daha önceden çıkarılmış ve tebliğ edilemeden iade edilmiş bir tebligat olmadığından, söz konusu adres mernis adresi de olsa doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre işlem yapılamayacağından tebligatın usulsüz olduğu-
-
Tebligat adresinin yıkılmış olması durumunda Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinde düzenlenen ve şeklen uyulması zorunlu kurallardan olan “evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılması” şartının yerine getirilmesinin olanaklı olmadığı
-
Tebligat Kanun’unun 21/1 maddesinde açıkça belirtildiği üzere; adresin kapalı olması veya tebliğden imtina halinde tebliğ evrakının o yer mahalle muhtarına veya kanunda sayılı şahıslara teslim edilip bilahare haber kağıdının muhatabın adresindeki binanın kapısına yapıştırılması ile artık tebliğ işleminin tamamlanacağı, buna göre, tebliğ evrakları kapıya yapıştırılmış ise de, tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesinin,
-
-Adresin Yıkılması, -Teb. Kan. 21/2 Maddesine Göre Tebliğ, -ilanen tebligat yapılabilmesi için; tebligat muhatabının kimliğinin bilinmesi, adresinin meçhul olması ve adres araştırmasının yapılması gereklidir. Tebligat Kanunu’na göre tebligat yapılamayan ve ikametgah meskeni veya işyeri bilinmeyen kişinin adresi meçhul sayılır.
-
Tebliğ Adresinin Kentsel Dönüşüm Kapsamında Yıkılması Teb. Kan. 21/2 Mad. Göre Tebliğ
-
icra müdürlüğünce “ Adalet Bakanlığı E-satış portalında bugün itibariyle yaklaşık 289.003 üyenin bulunduğu, dolayısıyla satışa iştirakin arttırılması bakımından gazete ilanından umulan gayenin E-SATIŞ portalında daha fazla sağlanabileceğinden, İİK.nun 124. maddesi ile Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2019/3134 E – 2020/208 sayılı emsal kararı, alacaklı ve borçlunun menfaat dengesi dikkate alınarak satışa çıkarılacak taşınmazların ilanının, E-satış portalı İlanı ve İcra müdürlüğü ilan panosuna asılmak suretiyle yapılmasına,” karar verildiği görülmekle birlikte, şikayete konu taşınmazların, muhammen değerlerinin altındaki bedellere ihale edildikleri ve katılımın düşük olduğu anlaşılmış olup, bu haliyle, yapılmış olan ilanların gerekli talep ve talibi artırmadığı görüldüğünden, satış ilanının gazete ile ilan edilmesinin, alakadarların menfaatine uygun olacağının kabulü gerekmiştir.
-
Davacı teminat yatırmak suretiyle aldığı icra veznesine girecek paranın alacaklıya verilmemesi yönündeki tedbir kararını icra dosyasına intikal ettirdiğinden, icra müdürlüğünce de … tarihli kararla ihtiyati tedbir kararı doğrultusunda işlem yapıldığından alacağına kavuşmakta geciken davalı lehine tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
-
Duran bir takipte icra veznesindeki paranın teminat mukabili borçluya iadesine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, yine menfi tespit davasında verilen karar ise icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi şeklinde olup yapılacak yargılama sonrasında alacağın varlığının tespiti halinde alacaklının başka hiçbir işleme gerek kalmadan icra veznesindeki parayı tahsil edebilmesi gerektiği-
-
Bononun teminat senedi olduğunun ileri sürülmesi şahsi def’i niteliğinde olduğundan, bu hususun avalist tarafından ileri sürülmesinin mümkün olmadığı-
-
Davacı alacaklı tarafından icra takibine geçilebilmesi için hesabın kat edilmesi yeterli olduğunu, kat ihtarnamesinde ödeme için verilen süreden önce icra takibine başlanması halinde bu durumun, sadece faiz hesabında dikkate alınması gerektiği, “güven müessesesi niteliğine sahip Bankanın borçlularına gönderdiği ihtarname ile ödeme için süre tanımasına rağmen, bu süre dolmadan takip başlatmasının iyiniyet ve dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağı” şeklindeki görüşün kabul edilmediği-
-
“Tasarrufun iptali davalarında verilen ihtiyati hacizlerden birinin, ilk kesinleşen ihtiyati hacze iştiraki İİK’nın 268. ve 100. maddelerine göre belirlenir.” ilkesi çerçevesinde şikayet dilekçesinde belirtilen deliller kapsamında uyuşmazlık konusu husus olan “şikayetçinin, 1. sıradaki hacze iştirak edip edemeyeceği” İİK’nın 268. ve 100. maddeleri kapsamında gerekçede tartışılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi Dairemizce yerinde bulunmamıştır.
-
Kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz istenemeyeceği- İhtiyati hacizler aynı gün kesinleşmiş olduğundan, İİK. 268 uyarınca bedeli paylaşıma konu taşınırlar üzerinde şikayetçi ve şikayet olunanın ihtiyati haciz tarihleri dikkate alınarak sıra cetveline ilişkin bir karar verilmesi gerektiği-
-
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvelinde alacaklıların haciz tarihlerine göre sıralanması olduğu, bunun için ilk kesin haciz sahibi alacaklı ve buna iştirak edebilecek diğer alacaklılar belirlenerek hacze iştirak dereceleri ve her derece içinde de sıralar oluşturulacağı- Haciz sıra cetvelinin ilk kesin haciz sahibi alacaklı ve buna iştirak edebilecek diğer alacaklılar nazara alınarak düzenleneceği, ilk kesin hacizden sonraki hacizlerin birbirlerinin hacizlerine iştirak etmeleri gibi bir durum söz konusu olmadığı- Şikayet olunanın alacaklı bulunduğu icra dosyalarındaki ihtiyati hacizlerin, şikayetçi bankanın ikinci sırada yer alan haczine iştirak etmesi gerektiği görüşünün yasal dayanağı olmadığı-
-
Tahliye taahhütnamesindeki tanzim ve tahliye tarihlerinin elle tamamlanmasında bir usulsüzlük bulunmadığı- Taahhüdün tanzim ve tahliye tarihleri kısmının boş olarak düzenlenip davacıya verilmiş olduğu kabul edilse bile, kiracı davalı bu şekildeki boşa imza atmakla davacıya istediği tarihi doldurma yetkisi vermiş olduğundan bunun sonucuna katlanması gerektiği- Tarih kısmında “…/…200..” ibaresinin bulunuyor olması nedeniyle bu kısmın sınırlı şekilde 2009 veya 2010 olarak düzenlenebileceği 2011 olarak yazılmasının davalının iradesine uygun düşmediği şeklindeki mahkeme kabulünün hatalı olduğu-