İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari sayılacağı ve davacıların alacağın avans faizi ile tahsilini isteyebileceği-
-
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davası- İspat yükü- Borçlunun, taşınmazını üçüncü kişi lehine rehin vermesi-
-
HMK’nın 92/2 maddesinde, yıl olarak belirlenen sürenin, başladığı güne son yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biteceği belirtilmiştir. O halde, 14/12/2018 tarihinde kesilen 3 yıllık zamanaşımı süresinin son gününün 14/12/2021 olduğu, buna göre 3 yıl dolmadan alacaklı vekilince elektronik imzalı olarak haciz talebinde bulunulduğu, icra müdürlüğünce talebin daha sonra kabul edilerek işlem yapılmış olmasının zamanaşımının süresinde kesilmesine engel olmadığı,
-
Meskeniyet şikayeti sonucunda icra mahkemesince verilen kararın Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleştiği, devam eden hacze ilişkin olarak kesinleşmiş mahkeme kararının ardından belirlenen haline münasip eve ilişkin değerin güncellenmesine dair herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığı anlaşılmakla istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
-
İK’nın 82/1-12.maddesinden faydalanma hakkının sadece takip borçlusuna ait olduğu, takipte taraf sıfatı bulunmayan şikayetçi 3. kişinin aile konutu şerhi bulunduğu iddiası ile borçlu adına kayıtlı taşınmazla ilgili haczedilmezlik iddiasında bulunamayacağı
-
İlamda 1.000,00 TL maddi tazminata hükmedildiği, gerekçe kısmında alacaklının zararının 100.000,00 TL olduğu tespit edildikten sonra taleple bağlı kalınarak 1.000,00TL tazminata hükmedildiği, şikayete konu takipte ise alacaklı tarafça ilamda hüküm altına alınmayan 99.000,00 TL ve faizinin tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, bu durumda takip konusu alacağın hüküm altına alınmayan kısma ilişkin olduğu, bu nedenle ilamsız icra takibi başlatılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı,
-
Takibe dayanak senedin, hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarının belirtilmesi gereklidir.
-
Şikayet olunanın 01.08.2016 tarihinde koyulan hacze henüz satış süresi içerisinde 02.06.2017 tarihinde satış avansı olarak 500,00 TL para yatırıldığı, buna göre satış avansını yatıranın satış talebinde bulunmuş olduğu da kabul edilmesi gerektiği
-
Tahsil harcı, ancak icra takibi sırasında, takip dosyasına münhasıran yapılan ödemelerden kesilen bir harç olup, takip kesinleşmediği müddetçe ihtiyati haciz, icrai hacze dönüşmeyeceğinden ve dolayısıyla bu durumda ihtiyati haciz icra takip işlemi sonucunu doğurmayacağından ihtiyati haciz kapsamında, ihtiyati hacizlerin fekki ve teminat mektubunun iadesi talebi nedeniyle tahsil harcının alınması mümkün olmadığı,
-
Takip konusu bono üzerinde keşidecinin imzası bulunduğundan keşideci bakımından bu senet bono niteliğinde ise de, senette ‘aval veren’ (kefil) olarak imza yerine parmak izi bulunan kişi yönünden senedin bono nedeniyle sorumluluk kaynağı olmayacağı-
-
Düzenleyen tarafından imza yerine parmak izi ile atılan bononun, kambiyo senedi vasfında olmadığı- Bu nedenle düzenleyen için aval verenin de şekil eksikliği gerekçesiyle bonodan dolayısıyla borçtan sorumlu olmayacağı-
-
Davacının davaya konu aracı başka icra dosyalarındaki hacizlerden sonra ve ihtiyati haciz kararının alındığı gün sabah çok erken saatinde resmi mesai başlamadan saat 07.43’de satın almış olması alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemlerden olduğu ve davacının İİK. mad. 86/2’de öngörülen iyiniyet karinesine dayanamayacağı-
-
İcra müdürlüğünce taşınmazın haczine karar verildikten sonra, taşınmazın üçüncü kişiye satılması ve hacze ilişkin şerhin tapuya taşınmazın üçüncü kişiye satış tarihinden sonra işlenmesi halinde, taşınmaz haciz karar tarihinde borçlu adına kayıtlı olduğundan haczin geçerli olduğunun kabulü gerektiği-
-
Söz konusu şirketin; iflasına karar verildiği tarihten itibaren vergisel yükümlülüklerini doğuracak tarzda aktif bir mükellef gibi ticari faaliyetini yürüttüğünden bahsetmeye olanak yoktur. Zira, iflas dairesince sadece İcra İflas Kanunu ile kendisine yüklenilen görev ve sorumluluklar yerine getirilmekle, iflas işlemleriyle sınırlı olmak üzere faaliyet yürütülmektedir. Bu durumda, ticari faaliyeti olduğuna ilişkin bir tespit bulunmayan İflas Halinde Tatsun Bisküvi Şekerleme Anonim Şirketi’nin faal mükellef olarak gerçek faydalanıcı bildirimi verme zorunluluğu bulunduğundan söz edilemeyeceğinden, ilgili dönemde ticari faaliyeti olmayan şirketin anılan bildirim verilmediğinden bahisle adına kesilen dava konusu özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
-
Gerek itiraz, gerekse cevap dilekçesinde (5 yıllık) zamanaşımı itirazında bulunmayan borçlunun itiraz sebepleri ile bağlı olduğu (İİK 63), yargılama sırasında itiraz sebeplerini değiştiremeyeceği ve genişletemeyeceği-
-
Kambiyo senetlerine mahsus takibin iptâli nedeniyle önceden alacaklıya verilen paranın İİK. 361 uyarınca geri istenebileceği-