İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Borçlunun takas talebini icra mahkemesine ya da icra dairesine süreye tabi olmadan yapabileceği, ilamdan kaynaklanan alacağın takas mahsup edilebilmesi için icra takibine konu edilebilmesinin gerekmediği-
-
Takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiasının kural olarak; takasa konu alacağın İİK’nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması ve bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olduğu ve alacağın ilama bağlandığı hallerde nazara alınabileceği-
-
Satış ilanının ihalenin feshini isteyen borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine ilişkin bir iddiada bulunulmadığından mahkemece resen satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunun gözetilemeyeceği- Malı arttırmaya çıkarılan borçlunun, ihaleye katılamayacağı ve kendisine ihale yapılamayacağı; borçlunun ancak satıştan önce borcunu ödeyip haczi kaldırmak suretiyle satışı önleyebileceği- İİK’nun 129. mad. öngörülen “ihalenin elektronik ortamda verilen ve yüksek teklif üzerinden başlatılacağına” yönelik düzenlemenin, elektronik ortamda teklif verilmiş olması koşuluna bağlı olduğu-
-
İpotekli taşınmaz maliki borçlu İİK’nun 134/2. fıkrası gereğince ihalenin feshini isteyebilecek ise de, İİK’nun 129 ve devamı maddeleri ile Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre taşınmazı satışa çıkarılan borçlunun, ihaleye katılamayacağı ve kendisine ihale yapılamayacağı, borçlunun ancak satıştan önce borcunu ödeyip haczi kaldırtmak suretiyle satışı önleyebileceği, bu itibarla borçlunun ihaleye girmesinin engellediği iddiasının usule uygun yapılan ihalenin feshini gerektiren bir sebep olmadığı, mahkemenin inceleme sonucunda ihalenin usul ve yasaya uygun yapıldığı sonucuna varır ise şikayetin reddine,
-
Bazı davalara özgü olarak (ipoteğin kaldırılması, önalım, geçit ve mecra irtifakı vs.) kanun yoluna başvurulması hâlinde davacının talepleri yanında, davalının taleplerinin de mahkemece değerlendirmeye alınması ve istinaf/temyiz sınırının buna göre belirlenmesi gerektiği-
-
-İtirazın İptalinde Tehiri İcra – İcra müdürlüğünün tehiri icra kararı getirilmesi için verdiği mehil içinde takibin duracağı ve hiç bir icra takip işlemi yapılamayacağı-
-
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi uyarınca kısmi ödemelerin, öncelikle faizden ve masraftan mahsup edileceği, faiz ve masrafları ödemedikçe, kısmi ödemelerin ana paradan mahsup edilmeyeceği, ileri sürülen bu yöndeki istinaf başvuru sebebinin yerinde olmadığı-
-
Alacaklının hesabına haricen yapılan kısmi ödemenin öncelikle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masraflarından düşürülmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerektiği-
-
Borçlunun faiz borcunun bulunması halinde yapılan kısmi ödemelerin öncelikle faizden düşülmesi gerektiği-
-
Takip dayanağı ilamda vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden müştereken ve müteselsilen tahsil hükmü bulunmadığından hüküm kısmında adı geçen davalıların bu alacak kalemleri yönünden eşit olarak sorumlu olduklarının kabulü gerekir
-
İlama konu edilen hakkın elbirliği mülkiyetine konu bir hak olması, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda ayrıca müteselsillik kaydı konulmadığı sürece, kendiliğinden müteselsil sorumluluğu gerektirmez. Bu durumda, her iki borçlunun ödenmesi gereken paradan eşit oranda sorumlu olduklarının kabulü gerekir.
-
Borçlunun müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmemesi veya itirazın icra mahkemesince kesin olarak kaldırılması veya mahkemece iptal edilmesi halinde, ihtiyati haczin kendiliğinden icrai hacze dönüşeceği belirtilmiştir. Ancak söz konusu düzenlemeler genel haciz yoluyla ilamsız takibe ilişkindir. Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip genel haciz yoluyla takipten farklı olup, ihtiyati haciz İİK nun 168/2 maddesinde öngörülen on günlük ödeme süresinin ödemesiz geçmesi üzerine kendiliğinden kesin hacze dönüşür.
-
Kamulaştırmasız el atma kararlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 sayılı Kanunla değişik Anayasa’nın 46/son maddesi hükmü uyarınca,“kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı”nın (6183 sayılı AATUHK m. 53) uygulanması gerektiği
-
Şikayet Ve İstihkak Davası Terditli Olarak Açılabilir
-
Bono bedeli hem yazı ve hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa yazı ile belirlenen bedele itibar olunacağı, ancak bu kuralın rakam ile değer bildiren bölümde tahrifat yapılmaması halinde uygulanacağı-
-
Bedel hanesinde rakamla “272.000”, yazı ile “İKİYÜZONİKİ (İŞARET) TL” yazılı bonoya dayalı olarak 2010 yılı itibariyle icra takibine girişildiği, menfi tespit davasının yaklaşık altı yıl sonra açıldığı uyuşmazlıkta, TTK. hükümleri uyarınca, “senedin yazı ile yazılı bulunan miktar için geçerli sayılması” gerekse de, hayatın olağan akışı ilkesi gereğince, taraflar arasındaki ticari ilişkinin kapsamı ve haciz işlemlerinin geldiği aşama dikkate alındığında 212,00 TL için bono düzenlenmesinin mümkün görülmediği ve aksinin kabulünün aşırı şekilcilik olup ağır hak kaybına neden olaca